Fevzi Çoşgun: Nam-ı diğer, 0001

1940 yılında Tavşanlı’da doğan Çoşgun, ilk ve orta öğrenimini bu ilçede tamamladıktan sonra Kütahya Sanat Enstitüsü'nden mezun oldu. Tunçbilek beldesindeki termik santralde                                3 yıl, askerliğini yedek subay öğretmen olarak iki yıl Kayseri’nin Develi ilçesinde yaptı.                                5 yıl Domaniç, 9 yıl Tavşanlı’nın Tepecik Beldesinde  öğretmenlik görevini yürüttükten sonra                  8 sene süren Tavşanlı  Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevi sonunda emekliye ayrıldı.

1984-1989 yıllarında Anavatan Partisi'nden Tavşanlı Belediye Başkanlığı, 1994-1999 yıllarında Refah Partisi'nden Tavşanlı Belediye Meclisi üyesi olarak Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde de bulundu

Tavşanlı Akıncılar ve Üç Eylül Spor Kulüplerinin kurucu üyelerinden olan Çoşgun,

“Fatih Geliyor”, “Acı Gerçekler”, “Hapishane Çeşmesi”, “Ya Şehit Ya Gazi”, “Vatan İ·çin”, “Maskeliler “gibi piyesleri yazdı. “Tavşanlı'da Zaman” ve “Kütahya Anıt Ağaçları” kitapları yayınlandı.

Ayrıca, “ Sularda Susamak” (Senaryo Roman), “ Domaniç'te Zaman” ve “Tavşanlı'da Zaman 2”,  “Tavşanlı'da İ·z Bırakanlar” basıma hazır araştırma eserleridir.Tavşanlı Ekspres Gazetesi ve Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Kıvılcım Dergisi’nde yazılar yazmıştır.

Tavşanlı ve köylerindeki tarih, kültür ve bitki örtüsü ile ilgili araştırmalar yapan Çoşgun, TEMA kurulmadan önce, Hayrettin Karaca ile beraber Uluslar arası Dendroloji (ağaç bilimi) Derneği’ne Türkiye’den üye olan “ on” kişiden biridir.

1992 yılında TEMA Vakfı kurulurken İstanbul’a çağrılmış ve kayıtlara, TEMA’nın bugünkü “ Gönüllü Temsilcilik / Gönüllü Sorumluluk” teşkilatlanması olmadığı yıllarda,  ilk gönüllü üyesi olmuş “ 0001 Fevzi Çoşgun” ünvanını almıştır.

Yaşamı boyunca, Tavşanlı’yı, ve Kütahya’yı övünçle anlatan, “ Endemik türlerden ve anıt ağaçlardan Türkiye Milli Takımı kurulsa, altı-yedi tanesini biz veririz” diyen, Çoşgun ağabeyimizin adı; Tavşanlı’da ilk kez bulunan ve bugün Karaca Arboretum’da yetiştirilen bonzai ‘ye benzeyen bodur çam türüne  “ Cosgun ” olarak verilerek litaratüre geçmiştir.

TEMA’nın 20 yıl içinde yaptığı toplantılarda “Ağabey, seni bize Allah gönderdi” diyerek Hayrettin Karaca ile yaptığı doğa gezileri anılarını dinlemekten çok büyük keyif alırdık.  “ Yeşilırmak’ta fotoğraf çekiyorduk, bir de baktım ki Hayrettin Bey ağlıyor, “neden?” diye sorunca, “Görmüyor musun topraklarımız akıp gidiyor!” dedi.

Bir başka anısında; “ Tunçbilek’te bir bitki var. Allisyum 20. türü. Bu bitki ağır metalleri emiyor, çevresindeki bitkilere mineral veriyor. Hatta bir deneme sonucunda bu bitkiden saf nikel elde edilebileceği anlaşılmış. Bunun üzerine bilim adamları çağrıldı. Sadece iki Amerikalı ilgilendi konuyla. Geldiler, sahadan taş ve fosil topladılar. Hayrettin Karaca, bir şeyler topladıklarını görünce büyük bir hışımla topladıklarını doğaya geri bıraktırdı.”

Fevzi Ağabeyi 2005 yılında Kütahya’da yaptığımız toplantıda tanıdım. “ Sizlere Domaniç Ormanlarını göstermeden bırakmam” diyerek, Tavşanlı’ya davet etti. Gittik. Ancak meraklılarının keşfedebileceği muhteşem bir gürgen ormanı ile karşılaştık. Tunçbilek Maden İşletmesinden çıkan molozlar üzerinde kurdukları meyve fidanlarını gezdik. Ayrılırken hepimize Tavşanlı leblebisi ve tarhanasını büyük bir keyifle hediye etti.

Fevzi Çoşgun mükemmel bir hatipti. O'nu antik Yunan agoralarında konuşan hatiplere benzetirdim. Heyecan ve coşkusunu bütün bedeni ile dinleyiciye geçirirdi. Yavaş ve yumuşak başlayan konuşması -bir anda yumruklarını sıka sıka -, " vatan, millet, toprak ve insan sevgisini" anlatan tiyatral bir anlatıma bürünürdü. İşte o an, duygulanmamak mümkün değildi.  Fevzi Amca, o kadar samimi o kadar içten, o kadar candandı ki... Salon ağlardı, o ağlardı.
11 Haziran 2012 günü, yakalandığı kanser hastalığına yenik düşerek TEMA Ailesini bu sefer, bu sefer... Hakikaten ağlattı..!

Toprağın bol olsun güzel insan, seni hiç unutmayacağız!