Fıkralar

“Fıkralar manevi kültür sahamızdaki sözlü ve yazılı yaratmalardır.” Uçakta ulu orta insanların geçeceği dar bir alana seccade yayılıp namaz kılınmaz. Namaz kaza edilebilir, eyer o kişi kaza etmek istemiyorsa, oturduğu yerde dekılabilir. Kimselere gösteriş yapmadan, göz ucu ile de kılar."İbadet de gizli, kabahat da" diye sözü boşuna söylememişler. Günümüz içerisinde sıkıntı, acı, kaygı, sağlıksızlıklara göğüs germek ve o havadan bir nebze olsun sıyrılabilmek için aşağıdaki iki fıkrayı aktarıyorum.

NAHİDE ÇELEBİ

Yaşlı adam uçakta giderken hostesi çağırır ve :”Kızım şuraya bir seccade ser namaz kılacağım” der. Hostes hayretle: “Aman efendim burası dar bir geçiş alanı burada namaz kılamazsınız.” Deyince, ihtiyar kızar ve :” Geymişsin kı..nın başında, dudağında bir ton boya, üstelik başında açık, insanı dinden imandan çıkartma, git söyle pilota uçağın başını kıbleye çevirsin.”

NASIL UYANIRSIN

3 bayan sohbet ederler, İstanbullu Ankaralı ve İzmirli. Konu sabahleyin nasıl uyandıkları. İstanbullu derki: Sabahleyin eşim panjurları açar, boğazın ılık rüzgârı yüzüme vurur, yanağıma bir öpücük kondurur ve “Sulatanım uyan artık.” Der uyanırım. İzmirli: “Biz de Karşıyaka’da oturuyoruz, bizim de yatak odamız denize bakıyor, sabah eşim camları açar, ılık rüzgâr benimde yüzüme vurur, eşim elinde bir tepsi ile girer, kahvaltı tepsisini bana uzatır: “Sultanım uyan” der uyanırım. Sıra Erzurumluya gelir, iki arkadaş birden sorar: “Kardeş sen nasıl uyanırsın?” Kadın şöyle cevaplar : “Aman ben ele or… puluklar bilmem çişim gelir uyanırım.”