Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '13

 
Kategori
Sinema
 

Film ekimi 2013 en iyileri

Film ekimi 2013 en iyileri
 

Mavi, en sıcak renktir


MAVİ, EN SICAK RENKTİR

 

Orijinal adıyla “Adéle’in Hayatı, Bölüm 1 ve 2” başkarakteri 17 yaşındaki Adéle’in aşkı, bedenini ve hayatı keşfetmesini anlatıyor. İlk bölümde liseöğrencisi genç kızın içindeki duygusal boşluğu, kendisinden yaşça daha büyük Emma ile doldurmasını, ona aşık olmasını izliyoruz. İkinci bölümde onun bu aşkı kaybedişini, içine düştüğü ruhsal boşluğu…

2013 Cannes Film Festivali Altın Palmiye ödülü kazanan film, lezbiyen ilişki gibiçetrefil bir konuyu olağanüstü doğallıkta, cesur, gerçekçi bir sinema diliyle anlatması yanında, yargılamayan duruşuyla da her türlü övgüyü hak ediyor. Güzel bir aşk hikayesi izliyor seyirci.  Dramı arttırma adına yapaylığa sapmadan, sade anlatımını her iki oyuncusunun muhteşem performanslarıyla destekleyen Tunus asıllı yönetmen Abdellatif Kechiche sevişme sahnelerindeki çekincesiz kamerasıyla da dikkat çekiyor. Yakın plan çekimler seyirciyi karakterlerinin ruhlarına hapsediyor. 180 dakikalık filmin büyük bölümü Adéle’in kusursuz güzellikteki yüzüne odaklanıyor. 

Cannes’da en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü  kazanan Léa Seydoux, Adéle     Exarchopoulos oyunculuklarında müthiş bir doğallık yakalamışlar.  Bu doğallık öykünün inandırıcılığını arttırdığı gibi erotik sahnelerin  düzeysiz  bir pornografiye dönüşmesini engelliyor.

İki kadın arasındaki aşk bu doğallıkta bir daha zor anlatılır.

MAVİ, EN SICAK RENKTİR-La Vie d'Adéle, Chapitre 1et2

Yönetmen: Abdellatif Kechiche

Orijinal adıyla “Adéle’in Hayatı, Bölüm 1 ve 2” başkarakteri 17 yaşındaki Adéle’in aşkı, bedenini ve hayatı keşfetmesini anlatıyor. İlk bölümde lise öğrencisi genç kızın içindeki duygusal boşluğu, kendisinden yaşça daha büyük Emma ile doldurmasını, ona aşık olmasını izliyoruz. İkinci bölümde onun bu aşkı kaybedişini, içine düştüğü ruhsal boşluğu…

2013 Cannes Film Festivali Altın Palmiye ödülü kazanan film, lezbiyen ilişki gibi çetrefil bir konuyu olağanüstü doğallıkta, cesur, gerçekçi bir sinema diliyle anlatması yanında, yargılamayan duruşuyla da her türlü övgüyü hak ediyor. Güzel bir aşk hikayesi izliyor seyirci.  Dramı arttırma adına yapaylığa sapmadan, sade anlatımını her iki oyuncusunun muhteşem performanslarıyla destekleyen Tunus asıllı yönetmen Abdellatif Kechiche sevişme sahnelerindeki çekincesiz kamerasıyla da dikkat çekiyor. Yakın plan çekimler seyirciyi karakterlerinin ruhlarına hapsediyor. 180 dakikalık filmin büyük bölümü Adéle’in kusursuz güzellikteki yüzüne odaklanıyor. 

Cannes’da en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü  kazanan Léa Seydoux, Adéle Exarchopoulos oyunculuklarında müthiş bir doğallık yakalamışlar.  Bu doğallık öykünün inandırıcılığını arttırdığı gibi erotik sahnelerin  düzeysiz  bir pornografiye dönüşmesini engelliyor.

İki kadın arasındaki aşk bu doğallıkta bir daha zor anlatılır.

SADECE AŞIKLAR HAYATTA KALIR-Only Lovers Left Alive

Yönetmen: Jiim Jarmush

Amerikan Sinemasının ayrıksı yönetmeni Jim Jarmush, ölümsüz iki vampir arasındaki aşkı edebiyat, müzik, bilim süslemeleriyle sunuyor. Ölümsüz bir vampirin Shakespeare, Einstein, Shubert, Tesla gibi arkadaşları olursa geçmişini herhalde tartışamayız. Bugünü ise geçmişi kadar parlak yaşamıyor. Günlerini Detroit ’in bir köşesinde yalnızlık içinde geçiren Adam (yani Adem) kendisinden çok uzaklarda Tanca’da takılan Eva’yı (yani Havva) yanına çağırır. Yüzyıllardır birbirini seven iki aşık mutluluklarına yeniden kavuşmuşken, Eva’nın uçarı kız kardeşi Ava aniden Los Angeles’tan çıkıp gelmesi rahatlarını kaçırır. Adam bu kızın çocuksu davranışlarından hiçbir zaman hoşlanmaz.

Entelektüel iki vampirin birlikteliği zeki ve eğlenceli diyaloglarla sürüyor. Jarmush kendi iç dünyasını vampir kimliklerine yansıtmış. Adam’da kendisi gibi gitarist ve geçmiş yılların kıymetli gitarlarıyla müzik yapmayı sürdürüyor.  Eva ise onun edebiyat tutkusunu dile getiriyor. Diğer bir vampir karakter ise rivayete göre Shakespeare’i fazlaca etkilemiş şair ve tiyatro yazarı Christopher Marlow, John Hurt’ün yaşlı bedeninde can buluyor. Geçmişin güzelliklerinden bahseden vampirler, çağdaş olan her şeye mesafeli duruyorlar. Modern insanı “zombi” olarak adlandırılmaları, insanoğluna karşı umudunu yitirmiş Jarmush’dan  tipik bir gönderme. 

 Vampir yaşantısına uyumlu gece karanlığı, tüm filmin renk dokusunu boyuyor . Öykünün geçtiği kentlerde karanlığın yansıması farklı oluyor ;yaşayan,  nefes alan Tanca yanında Detroit adeta terkedilmiş, ölü bir kent görünümünde.

Eva’da Tilda Swinton galerisine muhteşem bir vampir karakteri ekliyor. Tom Hiddlestone ‘da Adam’a vermesi gereken ruhu fazlasıyla veriyor.

 

Günahın Dokunuşu-A Touch Of Sin

Yönetmen. Thian Zhu Ding

Kapitalist sistemin ucuz insan gücünü kullanarak yuttuğu Çin’den varolmak için çırpınan yaşamları öykülüyor “Günahın Dokunuşu”. Dört karakterin öyküsünde de kapitalizm karşısında başvurdukları ortak tepki şiddet oluyor. Şiddeti karşı tarafa veya kendi bedenlerine uyguluyorlar. Çin sinemasının genç yönetmeni Thian Zhu Ding belgeselciliğini bu kez kurmaca ile ustaca harmanlıyor. Son Cannes Film Festival’inde bu filmiyle en iyi senaryo ödülünü kazanan Ding, öyküsünü karakterlerini işçi sınıfından seçerek anlatıyor. Onların kapitalizm ve gelenek arasında sıkışmış yaşamlarını sakin ve detaylara inen bir sinema diliyle aktarıyor. Arada aniden patlayan şiddet, kesinlikle grafik veya özenti bir kimliğe bürünmüyor. Hepsi haklı ve insani tepkiler olarak ortaya çıkıyor. Sorun bu tepkileri hangi gerekçelerin ortaya çıkardığında düğümleniyor. Görsellik Çin üzerine yapılmış bir belgesel titizliğinde. Kaçırılmaması gereken bir film.

Heli

Yönetmen : Amat Escalante

Meksikalı yönetmen Amat Escalante ülkesinin uyuşturucu mafya sorununu ön plana taşıyan sert bir filme imza atmış. Bu yıl Cannes’da en iyi yönetmen ödülünü kazanan Escalante, gerçekçi anlatımıyla seyirciyi sersemletiyor. Meksika kırsalında iki oda, kerpiç bir evde yaşayan işçi ailesi uyuşturucu mafyasının saldırısına uğrar. Sebep ailenin 12 yaşındaki kızı Estela’nın polis sevgilisinin, evlenme masrafı için iki paket kokaini evin su deposuna saklamasıdır.

Escalante mafya gerçeğinin esasında sistemin tıkanmış olmasından kaynaklandığını anlatıyor. Polis ve mafya iş birliğinin şiddeti önlemez bir hale dönüştürdüğünü, sorumlu polislerin işi sadece evrak doldurmayla geçiştirdiğini gösteriyor. Şiddeti çiğ ve gerçekçi görselleştiren Escalante istediği tepkiyi seyirciden alıyor. Tek sorun her seyirci bu kadar şiddeti tolere edebilir mi

 

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..