Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '15

 
Kategori
Söyleşi
 

Filmleri 2000 kişilik salonlarda oynardık

Filmleri 2000 kişilik salonlarda oynardık
 

İzzet Şark ile röportaj bölümünün konuğu Yeşilçam'ın usta oyuncusu Engin Çağlar oldu.

Türk Sinemasının usta jönü Engin Çağlar ile birlikte dopdolu bir söyleşi gerçekleştirdik.

Her defasında ilk kez izliyormuşuz gibi bizi ekrana bağlayan o filmlerin mimarlarından, Türk sinemasının altın yıllarının unutulmaz Yeşilçam oyuncusu Engin Çağlar bize hem Yeşilçam'ı hem de Türk sinemasını anlattı.

Engin Çağlar Kimdir ?

Çocukluğundan beri sinemayı çok seven, Amerikan filmlerine olan ilgiyle başlayan sonra da Yeşilçam döneminin en güzel zamanlarıyla birlikte sinemayı takip eden Türk sinemasını Türk insanına çok sevdiren bir insanım. Türk sineması 1955'lerin ortasında bir yükselişe geçti.  60'larda zirve yaptı. 1974'e kadar sinemanın en güzel filmleri en gözde oyuncuları başta Neriman Köksal, Belgin Doruk gibi isimlerle başlayan bir kadro, daha sonra ki dönemlerde ise Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın, Perihan Savaş ve daha bir çok sanatçı kardosuyla Yeşilçam Filmlerini yarattık. Tabii erkek oyuncuları da saymak lazım Ayhan Işık ile başlayan Eşref Kolçak, Ediz Hun ve daha bir çok isimle birlikte Türk sinemasını Türk insanına sevdiren çok geniş bir oyuncu grubu vardı. Ben bu oyuncuların filmlerini izleyerek 1968 yılında ses mecmuasının açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya başladım.

Yeşilçam'ı bize biraz anlatırmısınız ? Yeşilçam nedir ?

Yeşilçam Beyoğlu'nda bir sokağın ismidir. 1948 senesinde bir kanun çıktı. Amerika ve Avrupa'dan gelen filmlerden yüksek vergiler alınırken Türk filmlerinden çok daha az vergiler alınıyordu. Bu da Türk filmlerine olan ilgiyi arttırdı ve teşvik etti. İnsanlar film sektörüne yüksek sermayeler yatırmaya başladı. Beyoğlu'nda ki Yeşilçam sokakta şirketler kuruldu. Her katta bir film bürosu açıldı. Tüm firmalar burada kümelendiği içinde o dönemin ismi Yeşilçam olarak adlandırıldı. Bir film 30 günde çekilirdi. Bir oyuncu 1 yılda en az 12 - 13 filmde oynardı. Başarı ve şöhret devamlılık istiyor. Şöhret bir ateş gibidir, devamlı odun atacaksın ki yanacak. Böyle olunca da oyuncular halkın kalbinde taht kurardı.

Şimdi ki Türk Sinemasını Yeşilçam ile karşılaştırdığınızda fark nedir ? Neler Değişti ?

Şimdi Türk sineması küçüldü. Biz filmleri 2000 kişilik salonlarda oynardık. Dışarıda da yüzlerce insan kocaman salonlarda yer bulamazdı. Bugün Gazi sinemasına gittim, salon 60 kişilikti, biz 3 kişiydik bizim dışımızda 2 kişi daha vardı, 5 kişiye film oynattılar. O dönemlerde 55 milyonluk bir nüfus vardı. 25 milyonu sinemaya giderdi. Sinema hem eğlendirici hem öğretici hem de çok fazla keyif alınan bir yerdi. Film izlerken beraber gülünüp, beraber üzülünürdü, beraber göz yaşı dökülürdü. Biz o dönemlerde filmleri 25 milyon kişiye nasıl seyrettiririz diye yapardık. Şimdi ise 1 milyonu geçince rekor kırdık diyorlar.

Türk Sinemasında sizi en çok etkileyen film ve oyuncu hangisidir ?

Oyuncuları ayırt etmek zor. Ben Eşref Kolçak, Ayhan Işık, Sadri Alışık'ları seyrettim. 1959 yılında bir sinemaya gittim. Filmin adı, Fosforlu Cevriye, Neriman Köksal ve Orhan Günşiray'ın meşhur filmi. O gün o filmi seyrettim . Fosforlu Cevriye, bir cinayet suçundan yargılanırken kaçıyor, Orhan Günşiray'da ona yardım ediyor, serseri tipli biri. Filme takılmış izlerken en sonunda filmin finalinde Orhan Günşiray denizci subayı üniformasıyla Fosforlu Cevriye'nin karşısına çıkıyor, Orhan Günşiray'ı denizci subay üniformasıyla görünce bende askerliğimi denizci subayı olarak yapacağım dedim. O dönem çok etkilendim ve bende oyuncu olmak istiyorum dedim. En çok etkilendiğim film budur.

Yeşilçam'ın unutulmaz oyuncularına baktığınızda onları nasıl tanımlıyorsunuz ? O dönem sinema kültürü nasıldı, o dönemin oyuncularını biraz anlatırmısınız ?

O dönemin birde alt kadro oyuncuları var. Çok geniş bir kadro vardı. Her rolde mutlaka o rol ile hayatı özdeşleşmiş olan bir oyuncu oynardı. Oyuncuya baktığınızda o oyuncunun hangi karakteri oynayacağını anlıyordunuz. Hepsi çok mütevaziydi. Büyük bir dayanışma vardı. Çünkü sinemayı bizim diye sahiplenirdik. Çok ciddi bir şekilde herkes canla başla çalışırdı. Herkes birbirine çok hürmet eder ve saygı gösterirdi.

Size göre Yeşilçam tam olarak neden ve ne zaman bitti ?

Yeşilçam 1989'da bitti. Kesin ve net tarih. Herkes çok şaşırıyor ben bunu söylediğimde. 1989'da Turgut Özal Amerika'ya gittiği zaman baba Bush ile konuşuyorlar. O döneme kadar Türkiye'ye Amerikan filmlerinin girmesiyle ilgili bir kota vardı. Vergisi yüksekti.  Baba Bush bu vergileri kaldıralım ve Amerikan filmleri de Türkiye'ye serbest bir şekilde gelsin dedi. Bu dönemden sonra Amerika'da film imal eden şirketler Türkiye'de dağıtım firmaları kurdular. Dağıtımlar Türkiye'de yapılmaya başlanınca sinemalar kapanmaya başladı. Mesela o yıl 130 film yapıldıysa en fazla 9 - 10 Türk filmi kendine yer bulabiliyordu. Türk filmlerini sinemaya sokmadılar ve Yeşilçam'da böylece yok oldu.

1975 - 1980 Yeşilçam'da Sex Furyasının etkili olduğu dönemler hakkında neler düşünüyorsunuz ?

Malesef baş rol kadın ve erkek oyuncular olarak hepimiz o dönemde çekildik. Hiç birimiz o tarz filmlerde oynamadık. 1980 askeri müdahalesiyle o tarz filmler durduruldu. O dönemin bitmesiyle birlikte yeniden filmler yapmaya başladık. Ama malesef o filmler ailelerin kaçmasına neden oldu. O filmlerin 1980 sonrası yapımı durduruldu ama aile seyircisinin ayağı kesildiği için sinemada büyük bir düşüş yaşandı.

Eski Yeşilçam oyuncularının sokaklarda kimsesiz olduğunu, bazılarınında sokaklarda öldüğünü görüyoruz, bunun size göre nedeni nedir ?

Bu konu bizim sorunumuz. Çünkü telif hakkını çıkarmayı başaramadık. Yeşilçam'dan sonra bir çok oyuncu işsiz kaldı. Telif hakkı, 70 sene oynadığın filmlerin, yönetmen, özgün senaryo, özgün müzik ve oyuncu kadrosunun, 70 yıl boyunca her oynayan filmi için o hakkın doğmasıdır. Tüm dünya sinemasında bu böyledir. Sinema oyuncusunun mutlaka telif hakkı alması gerekiyor.  Ben Dolmabahçe kahvaltısında, dönemin başbakanı şimdi ki cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan'a da bunu söyledim. 1995 yılında mecliste kanun çıktı. Fakat bu kanun 1995 sonrası filmler için geçerli sayıldı. Ancak biz 1960-70-80'lerin haklarını istiyoruz. Yeşilçam oyuncuları Darülaceze'ye yatırılıyor ya da sokaklarda, parklarda ölüyor diye manşetler yapılacağına bununla ilgili daha somut adımlar atılmasını bekliyoruz.

Son olarak Türk Sinemasıyla ilgili neler söylemek istersiniz ?

Artık geçmiş dönemin güzellikleri yok. O dönemin oyuncuları artık geri planda kaldı. Artık diziler var. Bizim dönemin oyuncuları dizilerde oynadığı zaman, oynadığı diziyi iki üç basamak yukarıya taşıyor ama buna rağmen büyük bir kopukluk var. Türk sinemasının unutulmaz oyuncuları hala o yılları filmleriyle yaşatıyor. Televizyonlarda hala o filmler yayınlanıyor.  Ama bunun oyunculara bir faydası yok, hepimiz üzülüyoruz. Özellikle alt rollerde oynayan karakter oyuncuları unutuldu ve aranmadı. Bazıları günde 2-3 filmde oynardı. Ama film sayıları düşünce çoğu kötü durumda kaldı çünkü başka yapacak işleri de yoktu. Yıllar sonra anladım ki biz gerçekten çok büyük işler yapmışız. Biz 1980'den sonra sandık ki sinemaya bizden sonra yeni oyuncular gelecek, onlar halkın gözünde eskisi gibi olacak ve eskisi kadar izlenecek ama hiçte öyle olmadı. Hiç biri bizim dönemim üstüne çıkamadı.

 
Toplam blog
: 11
: 937
Kayıt tarihi
: 12.08.12
 
 

Siyaset Bilimci / Yazar / Political Science / International Relations / Author / Danışman / Polit..