Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Fındık Üreticisinin kaderi Belli Oldu : Belirsizlik

Fındık Üreticisinin kaderi Belli Oldu : Belirsizlik
 

15 yıldır dünya fındık piyasasında aracılık hizmetleri vermekte olan bir komisyoncu ve piyasa analisti olarak benim de fındık hakkında söyleyeceklerim var.

Fındık Rekoltesi Üretim Kabuklu(ton) İhracat İç Fındık(ton) Fındık Alanı(H)

1980 Yılı 425.000 126.482 425.000

1990 555.000 196.079 520.000

2000 500.000 204.253 541.000

2001 725.000 265.893 545.515

2002 630.000 255.918 557.446

2003 480.000 217.176 571.046

2004 400.000 194.594 621.236

2005 620.000 236.499 621.236

2006 825.000 248.633 621.236

2007 550.000 207.287 621.236

2008 900.000 228.401 633.900

2009 450.000-520.000 ( Tahmini Rakamdır)

Yukarıdaki Rakamları Okuyarak bazı yorumlar yapmak istiyorum.

Fındık alanlarındaki genişlemenin artışındaki yerler daha çok Akçakoca dediğimiz Batı Karadeniz ile Çarşamba / Bafra ovasındaki alanlardır. Hükümetin bu yıl açıkladığı yeni stratejiye göre fındık dikili alan hedefini 1980 rakamlarına getirmek gibi görünüyor. Hükümetin programı 406.000 hektardır. Demek ki Batı Karadeniz’in büyük bir bölümü ve Çarşamba/Bafra ovaları fındıktan arındırılacaktır. Bu arınmanın karşılığında fındığını kesene/sökene dönüm başı 600 TL ödenecektir.

425.000 Hektar alanda fındık üretimi ile 120-150.000 ton iç fındık ihraç edilebilmektedir. Türkiye 150.000 ton iç fındık ihraç edecek potansiyele indirilirse , bugün fındık 500-USD/ 100 kg olduğunu düşünürsek, fındık piyasasında kriz olur. Fındık 1000-USD/ 100 kg in üzerine çıkar, hatta 2000-USD/ 100 kg lar da görülecektir.

Diyelim ki 2500-USD oldu. Fiyat/ihracat rakamlarını karşılaştırırsak , fiyatlar düşünce ihracat artmaktadır. Bu durumda ihracat yüksek fiyat karşısında Avrupalı çikolata endüstrisi bazı fındık bantlarını kapatacaktır. –Ki bu çok görülmüştür- . Talep edilen rakamlar azalacaktır.

Ancak bu yüksek fiyatlarla yeni dikilecek fındık alanlarını kimse engelleyemez, fındık üreticisinin artık devletin desteğine de ihtiyacı olmaz. Kısa zamanda bu alanlar tekrar 600-650.000 hektara genişler. Arz artınca tekrar devlete sızlanmalar başlar.

Her arz kendi talebini yaratır. Türkiye’de fındık arzı artmış , buna bağlı olarak ihracat da artmıştır. Bunun nedeni ise fındık fiyatları ucuzladıkça hammadde olarak tüketimi kamçılanmıştır. Bu yüksek arz potansiyeli diğer ülkelerde bu ürünün alanının genişlemesini engellemiştir.

Türkiye’de fındık alanları limitlere dayanmıştır. Artık bundan sonra fındık üretilebilecek alan kalmamıştır. Bu alanların dışında artık kaliteli ve verimli fındık üretilemez. Dünya’da da aynı şey söz konusudur. Fındık alanları artık çok fazla genişleyemez.

Rekolte rakamlarına dikkat edilirse arz fazlası o kadar çok da değildir. Tabi ki üretim fındığın yapısı gereği istikrarsızdır. 400.000 ton mal alınan aynı bölge başka yıl 900.000 ton mal verebilmektedir. Bence bu arz miktarı azaltılmaya çalışılmamalıdır. Bu arzı piyasa ayarlar kanımca. Ortada bir kriz yoktur. Krizi hükümetlerin fındık konusundaki yapacağı müdahalelerin şeklinin her yıl değişmesi ve bu konuda standart bir deklarasyon yapmaması ve yıllık siyasi konjonktüre göre politika değiştirmesi, köylüye ve bu işin tüccarlarına hükümetin güven verememiş olmasıdır.

Fındık fiyatlarına dikkat ettiğimizde rekolte 550.000 ton düşük olduğu yıllarda fiyatlar yükselmiş, rekolte 550.000 tonun üstüne çıkınca da aşırı düşmüştür. Demek ki bu dönem için işin denge noktası 550.000 ton fındıktır. Ama 90 li yıllarda 400-450.000 tondu. Demek ki ilerde 600.000 ton olması muhtemeldir. Çine fındığı tanıttığımızda ise 700.000 ton fındık yetmez dünyaya. Çince de fındığın karşılığı bile yoktur.

Devam edelim

Yıl Rekolte FKB/TMO alımı Piyasada kalan Miktar

2005 620.000 ton 100.000 ton 520.000 ton

2006 825.000 ton 200.000 ton 625.000 ton

2007 550.000 ton 90.000 ton 460.000 ton

2008 900.000 ton 366.000 ton 534.000 ton

2009 500.000 ton 500.000 ton

** 2006 ürününden artan stoklar nedeniyle 2007 de kullanılmış ve 90.000 ton bu yıldan alınarak 2006 nın artan miktarı dengelenmiştir.

Piyasada kalan miktarlara dikkat edilirse, birbirine oldukça yakın olduğu halde fiyatlar çok aşırı dalgalanmıştır. Bu dönem içindeki fiyatlar rekolte beklentisine göre 390-800 dolar arasında oynamıştır. Oysa reel olarak her arz miktarları eşittir. Bunun tek nedeni şudur. Hükümetin ne yapacağının önceden bilinmemesidir. Her yıl değişik politikalar uygulayan ve her yıl sürprizler yapan hükümetin kararlarını ürün toplanmaya başlayana kadar açıklamamasıdır.

Seçim durumlarına göre hükümet; arz azken fiyatı 7.0 TL , arz çokken bir yıl sonra 4.0 TL ye indirecek kadar oynak ve karaktersiz fiyat politikası uygulamıştır.

Oysa her yıl standart politikası ve ne yapacağı belli olsa herkes önünü görür ve fındık üreticisi spekülasyonlara ve belirsizliklere mahkum edilmezdi. Bazı dönemlerde fındığın ne olacağı o kadar belirsiz olmuştur ki, fındık üreticisi fındığını toplatıp toplatmama arasında kalmıştır. Bu insanlara bu belirsizlik ortamına bırakmak da çok elem vericidir. Fındık üreticisi artık geleceğini görmek istemektedir ve bu belirsizliklerden adeta bıkmış usanmıştır.

Aslında aşırı arz fazlası diye bir şey söz konusu değildir, önemli olan devletin net politikası olmaması ( Örneğin : “Her yıl 520.000 tonun üzerindeki mallar piyasadan alınacaktır ve fiyatı da 5.0 TL dir “ gibi standart bir politika açıklanmalı ve her yıl bu kayıtsız şartsız uygulanmalıdır.)

2000 yılından beri FKB/TMO alımları sonucunda 550.000 ton arz fazlası mal depolarından kalmıştır. Demek ki 10 yılda arz fazlası toplamı 500.000 ton fındıktır.

Fındık üreticisi 322.000 ailenin hükümete maliyeti 10 yılda 500.000 x 4.5 tl = 2, 25 milyar tl ‘dir. Bunu 2 tl ile yemeklik yağ sektörüne satılması halinde 1 milyar TL si geri alınabilmektedir. 1.25 milyar TL her yıl 1-2 milyar dolar getirisi olan bir ürün için çok da fazla subvansiyon maliyeti olmasa gerek. Ayrıca devlet fındık ihracatından 80 dolar/ton X 225.000 = 18 milyon dolar = 27 milyon TL her yıl DFIF fonundan kazanmaktadır. Bu da 10 yılda 270 milyon TL gelir demektir. Az da olsa yine de subvansiyonun % 25 ine yakın bir rakamdır.

Türk Devleti AB’ye çiğ fındık ithalatından % 3 gümrük almasını kendisi talep ederek, kendi malına gümrük uygulanmasını isteyen nadir ülkelerden biridir. Bunun nedeni ise Türkiye’nin fındığı işleyerek satmasını teşvik etmekti. Ancak bu politika rakip fındık ihracatçısı ülkeleri 15-20 dolar /100 kg avantaj vermektedir. Kanımca bununda düzeltilmesi gerekmektedir. İhracatın % 70-80’ i zaten çiğ olarak yapılmaktadır.

Yıllardır konuşulan ve ilk defa bu yıl uygulanacak olan doğrudan fındık ruhsatlı alanların üreticilerine verilecek 150 TL/ dönüm desteği neler getirebilir?

2009 rekolte tahmini 500.000 ton olduğundan , bu rakam ihtiyaca yakın bir rakamdır. O nedenle fındıkta bu yıl pek kriz oluşmayabilir. Ancak seneye 700-800.000 ton fındık olması durumunda fındık 50 krş/ kg olması bile muhtemeldir. Çünkü fındık arzının tamamı piyasadadır. Ve bu miktarın % 30-40’nın Eylülde aniden piyasaya gelme olasılığı çok yüksektir. İşte o zaman ortalık karışabilir. Fiyatı belli olmayan malı bahçesinden ( 1.5-2.0 TL maliyeti olan) toplatacak olan mala piyasada 1.0 TL fiyat oluşunca neler olur dersiniz? Bu durum kesinlikle yaşanacaktır önümüzdeki yıl. Demedi demeyin!

Fındığın para etmeyeceğini ve maliyetini kurtarmayacağını anlayan köylü fındığı bahçede tamamen bırakırsa fazla sorun olmaz. Ama o fındığı toplarsa sorun büyür.

Bu durumun oluşması dönüm başı destek almayan köylüyü fındığı sökmeye zorlayacaktır. 2-3 yıl içerisinde fındık alanları 500.000 hektara inebilir.

Fındığın En önemli Alıcıları

Şirket Ciro-2003 (Milyon$)
1-Mars 7.555
2-Nestle 7.233
3-Hershey Foods 4.500
4-Cadburey Schweppes 4.471
5-Ferrero 3.500
6-Kraft 2.875
7-Wrigley 2.430
8-Meiji Seika 1.975
9-Adams 1.884
10-Barry 1.880
16-Ülker 721

39.024 milyar dolar

Bu firmalardan sadece yaklaşık 60.000 ton iç fındık alan firma Ferrero’dur.

Bu rakam Türkiye ihracatının % 25’ i demektir. Yukarıdaki 10 firmanın toplam fındık tüketimi Türk fındığının % 70-80’idir. Dolayısıyla fındık alımındaki bu kartelleşme, siyasilere baskı oluşturmakta ve karar alma sürecini baskı altına almaktadır.

Daha geniş açıdan bakıldığında 2 milyar dolar sermayeli bir kurum veya şirket fındık piyasasını alt üst edebilir ve büyük spekülasyonlar oluşturabilir.

Fındıkta şu gerçek unutulmamalıdır. Fındık her yıl istikrarlı olan bir ürün değildir. Bu nedenle ürünün çok olduğu yıllarda stoklanmalı ve arz fazlası toplanmalı ve ürünün az olduğu yıllarda bu ürün eritilmelidir. Merkez bankasının döviz politikasının benzeri bir uygulanmadıkça bu sorunu kimse çözemez. Örneğin 4.5 TL nin altına düşerse alırım , 6.5 üstüne çıkarsa satarım diyerek zararını çok cüzi rakamlara indirebilir hatta kar bile edebilir. Aksi halde fındık çok ocaklar söndürür!

Fındık konusunda o kadar anlatacaklarım var ki sayfalar yetmez. O nedenle okuyucuları da sıkmamak nedeniyle burada bitiriyorum. Halk isterse ilerde devam edebilirimJ

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..