Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '16

 
Kategori
Siyaset
 

Fısltı gazetesi

Fısltı gazetesi
 

Dün gece Ahmet Hakan'ın sunduğu "tarafsız bölge"de İLKER Başbuğ konuktu.
Bir arkadaşımın uyarısı ile yarıdan sonrasını izleme şansına sahip oldum.

Ahmet Hakan'ın Atatürk hakkında geri plandaki düşüncelerini net olarak ortaya koyduğu o meşhur yazısını bilirsiniz. Herkes bu takiyeye inanmış olabilir. Ben inanmam ve bunu gözlemlemek için de programı bir solukta izledim.

İzlenimlerim şu; sonradan Atatürk'ün aydınlık çizgisine gelinmiyor. Belki iyi niyetli bir yaklaşımda ise olabilir. Yine de o çizgiye ulaşması için epey bir zaman gerekir.
Şu var bir harbiyeli daima ileri görüşlü ve açık fikirli oluyor asla bilmeden konuşmuyor.

Ahmet Hakan'ın köşeye sıkıştırma amaçlı her sorusunu Başbuğ'un rahatlıkla geri püskürtüğünü söyleyebilirim. Bir kere Başbuğ her mevzuata hakim ve bilgisizce sorulan her soruya çocuksu bir naiflikle şaşırarak cevap veriyor.

İşte bu noktada devreye benim sağ cenahta olanlar için düşüncelerim girecek.
Onların hepsinin daima sözüne çok güvendikleri bir abileri olur. Yüzde yüz hepsi son derece ataerkil olduklarından bu abilerine taparlar. Yani biat kültürüne çok yatkın olurlar. Bu ataerkil ve feodal yapıya kuvetlice sarılmayı çok önemser abiler özellikle. Çünkü ancak böyle modernizm ve çağdaşlık karşısında ezik olmazlar.

Misal Başbuğ'un karşısında kendi bilgi noksanlığı yüzünden ezik düşmesini bu abiler asla içlerine sindiremez. Mutlaka bunun rövanşı için hazırlık yaparlar.

Peki sağ cenah nasıl bir işleyişe sahiptir. Bunlar, o abiler de dahil olmak üzere asla okumaz ve fısıltı gazetesi muhabiri gibi çalışırlar. Bilirsiniz kulaktan kulağa oyununda en sondaki çok alakasız bir cümle söyler. Onun gibi bunlar kulaktan dolma bilgilerle ancak bu kadar idare edebiliyorlar. Ve gerçek bilginin karşısında daima ezik kalırlar. Çünkü o kendisine fısıldayan abisini atlayıp işin gerçeğini öğrenmek istemez. Öncelikle herhangi bilgi içerikli doğru bir sorunun abiyi üzeceğini bilir.

Türkiye'de sağ; işte bu fısıltı gazetesi sayesinde kendini geliştirme gereğini asla duymuyor.

İşte sağ bu yüzden çok güçlü. Ezik, yetersiz ve bilgisizler ama bu nasıl olur diyebilirsiniz. Bu şey gibi bir inek isterse bir tilkiyi ya da bir kurdu iki hamlede perişan eder. Ama tilkiler geçen trenler arkasından inekler gibi geviş getirerek bakakalmaz.
Yani biz yıllarca sağ cenahta olanların birlik olabilme gücüyle dünyaya direnmeye çalıştık. Solu hep güçsüz gördük. Ona inanmadık. Oysa medeniyet trenleri birbir kaçtı hanımlar beyler. Artık yakalamak için solu güçlendirmenin zamanı geldi.

Bu nasıl olacak derseniz, çok zor derim, çünkü solcularda biat yok. Aydınlık, okumaya, öğrenmeye aç beyinler var. Hele yalan siyasetçi ağızlarla onları ikna edemezsiniz. Hepsi bireysel güçlü tek başına yaşayan tilki gibidir. Ağzınızdan çıkan her sözü gider derhal araştırır. Benim görüşüne göre yeryüzünde iki solcu kalsa yine gider bunlar ikiye ayrılır. Çünkü kafa çalışıyor. Neden birine biat etsin. Hal böyleyken neden solcuların hepsi birleşmiyor diye boşuna sormayın bence.

Bize solu birleştirecek değil, sağı solu akılcı bir metotla kavrayacak ikna edecek kadar güçlü, dirayetli ve kesinlikle dürüst olacak güzel bir insan lazım.

Olmaz mı?

Atatürk nasıl yaptı? O herkesi kavradı çünkü yüreği sevgi ile doluydu. Herkesi ikna etti. Çünkü beyni bilgilerle doluydu. Ve bu bilgileri çok iyi değerlendirecek tilki zekasına sahipti.

O yüzden "sol güçsüz" teranelerine zerre kadar inanmıyorum. Bu saatten sonra sol benim umurumda da değil. Çünkü bu bile bir ayrımcılık. Bizi bir bütün olarak kavrayacak, bizi çok iyi bilen ve çok seven, birimizi diğerinden ayırmayan güçlü bir lider eksikliğimiz var o kadar.

Sevgilerimle
Berrin Aksu

 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..