Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '16

 
Kategori
Öykü
 

Fışşşşttt!!

Her zaman tıklım tıklım dolu olan kahvehane o günlerde boştu…Akşam saatlerinde önündeki tahta masada bir adam tek başına çayını yudumluyor,sigarasından derin nefesler çekip Arnavut taşlı sokağı süzüyordu…İn cin top oynuyordu sokakta…O sokakta oturanlar için , hatta tüm ilçe halkı için alışılageldik bir durumdu bu : Yılın birkaç ayında kahvehanenin tamamen boşalması ve o adamdan başka kimsenin olmaması.

Gizlendikleri yerden kahvehaneyi ve adamı gören üç yeniyetme delikanlı aralarında konuşuyorlardı:

_ Gelin la geçelim kahvenin önünden.
_Yok oğlum geçmem ben, canınıza mı susadınız?

Geçerdik geçmezdik derken kendilerini ürkek adımlarla kahvenin önünde buldular.Güya orada oturan adama bakmıyorlardı…Cesur yeniyetmelerden kısa boylu olan içinden :”Şimdi FIŞŞTT” diyecek ,aha şimdi diyecek…” diye geçiriyordu ki çok geçmeden loş ışıklı kahvehanenin önünde oturan adamın olduğu yerden bir ses yükseldi :

-FIŞŞŞŞT !!

Aslan yürekli (!) yeniyetmeler ,suratlarında ödünç kostüm gibi duran titrek birer gülümsemeyle ve bacakları titreyerek adama baktılar.

-Selâmın Aleyküm gençlerrrrr!!!

Ne dedikleri zar zor anlaşılan birer selam cümlesi kurdular adama.. Adamın desibeli ne kadar yüksekse bizim gençlerinki o kadar düşüktü… Adamın feleğin çemberinden geçtiğini belli eden beden diline karşılık bizim yavrucaklarınki bir o kadar “yavrucakça”idi. Lâkin bu heyecan oyununu o gün kendileri istemişlerdi..Kör Arslan’ın yakınından geçmeyi…
Yahu altı üstü bir selamlaşma demeyin sevgili okurlar…

Kör Arslan şöyle alıcı gözle bakıldığında uzun boylu ve yakışıklı bir adamdı. Kör falan da değildi. Gözlerinden biri şehlâ olduğu için kör lâkabını takmışlardı ona… Zaten o ilçede hemen herkesin bir lâkabı vardı : Agop oğlu Hasan ,Ragıp oğlu Hasan , Bulgar Hasan, Garip Hasan ,Şişe Mustafa, Dişçi Mustafa, Kılıç Mustafa ,Tombul Mustafa, Hımhım Mustafa ve diğerleri….

Önünde oturduğu kahve iki erkek kardeşiyle kendisinindi… Kör Arslan ‘ın ne o kahveyi işletmeye ne de evlenip çoluk çocuğa karışmaya fırsatı olmuştu o güne dek….Çünkü hayatının neredeyse dörtte üçü hapishanelerde geçmişti… Üstelik öyle trajik bir öyküsü ,adam öldürmüşlüğü filan da yoktu…. Cinayet işlemeden yıllarca hapis yatmış bir adam…. Kavga ediyor ,adam yaralıyor üç beş ay yatıp çıkıyor ,bir hafta sonra vurup kırıyor hooop yeniden içeri giriyor Arslan… Tahliye olurken geri döneceğini bildikleri için eşyalarına dokunmuyorlar ,yatağını bile bozmuyorlar hiç Kör Arslan’ın…

Bu nedenle aynı kaldırımda yürüyor olmanız bile başınıza bir iş gelmesi için kâfi olabilirdi…Yan baktın ,düz baktın demesiyle bir yerinize bıçak darbesi almanız an meselesi olabilirdi. “FIŞŞŞT! dedi miydi felâket yolda demekti… Buna defalarca şahit olmuş ilçe halkı Kör Arslan’ın hapisten çıktığı haberini alır almaz sokakları boşaltırlar, işe gittikleri güzergâhı deiştirirler, ilçenin merkezindeki kahveye uğramaz olurlardı. Üç yeniyetme genç dahil , öğrenciler okula giderken yollarını uzatırlardı Küçük yaramaz çocuklar :Kör Arslan geliyor!!:” diye korkutulurdu…

“FIŞŞŞT!!” seslenişi Kör Arslan’ın logosu gibiydi , bir ona aitti…Kendisine özenen ergen erkek kardeşi bir keresinde adamın birine “FIŞŞŞTT!!” demişti de “Sen kimsin de Kör Arslan olmaya çalışırsın !! “ diye ağzının payını almıştı…

……….
İşte şimdi kahvesinin önünde oturan adam , üç yeniyetme gence “FIŞŞŞTT!” demişti…FIŞTINALEYKÜM gibi bir kelime yok ki karşılık olarak ne diyeceğini bilemez ,bocalar insan..
_Gençlerrrr, gelin oturun bakalım şöyleee…

Çaresiz çöküp oturdu yavrucaklar birer iskemleye….
Böylece günler sonra kahvede oturan insan sayısı dörde yükseldi.
Bir saat sonra gençlerin korkaklığından eser kalmamış. Kör Arslan kendi üslûbunca anlatıyor:

_Ne demiş adam, benim güneşimin karşısında duracak olanın anasını ,avradını ……..

Diyojen’in Büyük İskender”e söylediği meşhur sözü kendi söz dağarcığından aktarıyor , konuştukça konuşuyor, kendi elleriyle onlara çay koyuyor ,gençleri bırakmıyor Kör lâkaplı Arslan..

İçeride kimse olmadığı için çay ocağında açık kalmış radyonun sesini kimse duyamıyor. Yurttan Sesler korosunun söylediği türküler çoktan bitmiş ,bir erkek sesi toplumsal şiddeti önlemede iletişimin önemini anlatıyor…

Kör Arslan anlatıyor ,dinliyor ,susmak bilmiyor ,nadir de olsa gülümsüyor...

........................................

NOT:Canım babamdan dinlediklerimden kurgulanmıştır.
ESRA EREN AYDIN
21.08.2016
İSTANBUL 

 
Toplam blog
: 7
: 145
Kayıt tarihi
: 22.08.16
 
 

Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. Gezmeyi, okumayı, tiyatro izlemey..