Fosforlu sarıya selma yola yalınayak devam

Ben bile beklemiyordum. Neredeyse iki yıldır oğluma ve tüm çevreme söylüyordum : ‘Ben artık sokaklarda yalınayak yürümek istiyorum. ‘ diye amma bu şekilde değil.

Şık giysiler içinde ayağımda halhalım ve dövmelerim ile düşünüyordum. Gerçi yaptığım küçük Ege –Akdeniz turundan sonra hint kınası dövme de hayal benim için; bırakın ki kalıcıyı. Çünkü şu an kolumda Marmaris Barlar sokağında yaptırdığım kocaman YONCA şeklindeki geçici dövmenin neden olduğu alerjik reaksiyonun bir hafta süren acılarının son demleri ve kızarmış izleri sürüyor.

Neyse gelelim çıplak ayaklarıma: En son geçen sene Göcek turumda yazmıştım ayak tabanlarımın aynada olduğunu. Bakınız http://www.yoncaayas.com/ .

Ama bu sabah tam bir sürpriz oldu. Ben, bu kadın denizden çıktı; pembe dallı Adrasan şalvarının üstüne pembe bluzunu ve fosforlu sarı ojeli ayaklarına yıllardır eskimeyen çiçekli parmak arası terliklerini giydi ki; (not: parmak arası terlik çok sevmiyorum, bahsettiklerimi de sadece oje sürerken ve pedikür çıkışı giyerdim çoğunlukla) cadde trafiğinde üç adım attı; terlik koptu …….

Sakin sakin eğildi bir çift terliği eline aldı ve muhteşem Konyaaltı caddesinde yalınayak yürüyerek arabasına ulaştı; çalıştırdı ve eve geldi.

Bilemem ki çıplak ayak tanrıçaları vaktin geldiğini mi haber veriyor?

Gerçi rüyalarda çıplak ayak görmek sıkıntıları atmaktır diyorlar. Bu arada bu yazı vesilesi ile yine bir süredir görünmediğimi de anlatmış oldum galiba. Ama bilin ki sizleri izlemeye devam.

Bu arada sanırım Naciye Hanımdan özür dilemem lazım; pedikürlü ayaklarımla cadde yokuş yürüyüp hanımefendi ayaklarına çevirmek için emek harcadığı ayaklarımı yine yaramaz çingene kız ayağı yaptığım içinnnnn……

Eh hayırlı günler YONCA…..

SİZE DE…….

Dip not: Nihayet TRT Antalya radyosu dinlerken bir yarışmaya katılarak o muhteşem nostaljik görünümlü radyolarından kazandım.