Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
Fotoğraf
 

Fotograf Müzesi broşüründe koyunlar, banka reklamında hayvanlar, bize ne anlatıyor?

YAZI DİZİSİ: 18

Türk insanı – Türk’ün san’at anlayışı – Türk fotograf tarihçesine özet bakış –  Türk’ün Dünya ülkeleri önünde medeniyet katına çıkamama sebepleri – San’at dünyasında acı rekabetin vurduğu piyasa ve iş adamları – Adı rekabet olan, aslı rezaleti aşamayan işler sonunda, bugün Türkiye’nin vardığı olumsuz  neticeler.

Tabiî insanın alıştığından vazgeçmesi kolay değildir. Hele meslekî sistemlerden geri dönmek, başka yöne savrulmak, makas değiştirmek, hiç de kolay işler olamaz. Bir de bu işlerin pik ve dik noktaları 2001 gibi, Bir ülkenin çok ciddi malî krize girdiği günlerine rastlarsa; Her şey hem kontrolden, hem de zıvanadan çıkar. Nitekim çoğumuz için de bu böyle olmuştur. Ancak bu durum dönem dönem bir ülkede tekrar edecek olursa, giderek ferdî ahlâk diye bir şey de kalmaz. Ve hatta köşe dönmek, hak yemek, kazık atmak ama yoluna devam edebilmek, hem meşru hem de şerefli bir hâl alır. Biz Dünya geleceğini son derecede iyi okuduğumuz için, gerekli her tür yatırımı o okumaya göre yaparak, tam yolumuza devam etmek üzereydik ki; okuyamadığımız ülke şartları, o dönemlerden biri ve en çetini olarak, gelip belimize kazma gibi indi. Ancak bu demek değildir ki; teknoloji ve bütün sistemler ve zaman durdu. Batan battı. Çıkan çıktı. Bu arada, tüketim toplumunun bir gereği olarak, her yeni gün, önümüze ısrar ile yeni bilgisayar programları ve yeni teknolojiler ile yepyeni cihazlar koymaya devam etti. Ve bu teknolojiler herkeste ağır alışkanlık yapsın diye de; sürekli model değiştiren cep telefonları, zoka olarak kullanıldı. Kullanılmaya da devam edecek. Bütün bu gelişim karşısında “-Kardeş ben oynamıyorum.” demek, kimin hakkı olabilirdi ki? Oynamadığını var saysan, nasıl ayakta kalman mümkün olabilirdi ki? Bu sebeple, bu teknolojilerin abartılı olmayan ama makul derecede profesyonel olan bölümlerine değinmekte, bazı yararlar gördüm, görüyorum ve hep göreceğim.

1) Bundan böyle yeni bir yatırıma gireceklerin, daha iyi düşünmeleri gerekmektedir.

2) Yeni yol tercihleri yapacakların da, daha bilinçli davranmaları gerekmektedir.

 

Bizim tam profesyonel audio-visual Bir stüdyomuz olduğu için, ses-fotograf-video gibi konuda bir bilgi akışımız bulunuyor. Benim de ses, fotograf, film ve multivizyon konusunda, çocuk yaşımdan başlayan ve bu güne kadar süregelen fiili bilgim, tecrübem ve ehliyetim var. İlk kullandığım ses kayıt cihazı, daha İstanbul Radyo Evinde ses kayıt cihazı yokken, Webcor marka amerikan yapımı, Türkiye’de bulunan İkinci ses kayıt cihazıydı. Ve o zaman ses kaydı, şimdi olduğu gibi, disk ya da bant üzerine değil; plâtin bir tel üzerine yapılırdı. Yine o tarihlerde plân filimler çoğu zaman bulunmaz, film yerine, üzeri film eczası sürülmüş cam kullanılırdı. İlk zamanlar bazı sinema filmleri sessiz ve saniye/adet-kare sayıları, bu gün çözümlendiği doğru şekli ile olmadığı için, adeta insanlar hareketlerinde biraz aceleci gibi görünürlerdi. Ve o filmler ateşe karşı korumalı da olmadığı için, bir kıvılcımla Türk film arşivinin  çoğu yanıp gitmiş bazıları da epeyi zarar görmüştü. İnsan işe bu civarlardan başlayınca, bu üç dalda meydana gelen gelişmeleri, çok tarafsız bir akılla değerlendirebiliyor. Kaldı ki; bu değerlendirmeyi, bana, Sana, Ona, Buna göre yapmak da, mümkün olmuyor. Gerçeklere göre bir değerlendirme yapılmaz ise; çarpılacak teknolojik duvar, en yakın bilgisayar kadar, insana yakın duruyor. Yeni yetişenler için, en ve ilk başta bunu unutmamak ve çok dürüst olmak gerek.

Bugün yaşanılan teknolojinin en berbat Birinci tarafı: Onu satın aldığınız an, demode olmasıdır. Bu durumu biz profesyonellerin, tüketim toplumu gibi, bugün asla teşvik etmememiz lâzımdır. Bundan sonra da lâzımdır. Profesyonel hayata adım atarken, her ne sistemi kurmayı tasarlarsanız tasarlayın. Mutlaka bu tasarım sonrası, çok derin bir araştırma yapın. Ve ana yatırımınızı On ile OnBeş Sene kullanılır bir akılla düzenleyin. Asla, kullanmayacağınız kapasiteyi satın almayın. Asla geçiş dönemi araçlarını da satın almayın. Asla gösteriş için de, olmadık cihazlara yatırım yapmayın. Çok sık kullanmayacağınız cihazlarda, bugün bu imkânlar olduğu için, kiralama yolunu tercih edin. Tüm cihazların satın alımı için, mutlaka güvenilir bir duayenden, sürekli yardım alın. Ve asla teknolojinin değişim dönemlerinde ara mallar satın almayın. Her zaman kanıtlanmış markaları tercih edin. Bu sebeple. cihaz parkları konusunda, basit ama çok önemli bilgileri, Sizlerle kısaca paylaşmak isterim. 

KONU SES:

01.Doğrudan dijitâl ses kaydı pek tavsiye edilir değildir.

02.Her tür kayıt için 20-20.000 KHz. mikrofon tavsiye edilir.

03.Her tür kayıt için o kayda özel bant kullanılması esas olmalıdır.

04.Kayıt için mixer değerleri hiç zorlanmamalıdır.

05.Ses cihazlarında Türkiye’de tanınmış bazı markalardan uzak durmak gerekir.

06. PC için dijitâl ses programınız, yapacağınız işe göre seçilmelidir.

07.Bu iş için, özel olarak toplama, bir bilgisayar tavsiye olunur.

 

KONU FOTOGRAF:

01.Önce alınması gereken taşıma gücü yüksek çok ciddi bir stüdyo sehpasıdır.

02.Sonra alınması gereken taşıma gücü yüksek çok ciddi bir harici sehpadır.

03.Sehpalar Linhof ve hafif olmamalıdır. Sehpa kafasının seçimi çok önemlidir.

04.Alınması gereken fotograf seti Hasselblad olmalıdır.

05.Alınması gereken fotograf makinesi Nikon olmalıdır.

06.Normâl Bir stüdyo için, büyük kapasiteli Bir flâş hiç gerekmez.

07.Seçtiğiniz konuya ve objektif çapına göre: filtre seçimleriniz gerekir.

08.Cokin filitre setlerini görmeden filitre almanız tavsiye olunmaz.

09.Photoshop ve Corel gibi İki program kullanmanız tavsiye olunur.

10.Bu iş için özel olarak toplama, bir bilgisayar tavsiye olunur.

 

KONU VİDEO:

01.Bu konuda en verimli makine parkı SONY olsa gerektir.

02.Makineleri aldığınız yer kadar, bakım servisiniz de önemlidir.

04.Kameranızı taşıyacak çok güçlü bir sehpa ihtiyacınız vardır.

05.Dijital montaj programı kadar, programı satın aldığınız bayii de çok önemlidir.

06.Soft İmage gibi 3D bir program kullanmanız tavsiye olunur

07.Bu iş için özel olarak toplama bir bilgisayar tavsiye olunur.

08.Konu ile ilgili marka bilgisayarlar, gereğinden pahalıdır.

09.DİKKAT: Tüm programlar her konuda önce PC’ler için yazılmaktadır.

Bütün bun yatırımlardan önce: Tabiî ki, branşınızı belirlemeniz gerekmektedir.. Manav ya da bakkal olmak isterken, kârlı olduğunu düşünerek, bu tür işlere girmenizi hiç tavsiye etmem. Ve seçtiğiniz branş her ne olursa olsun; o branş üzerinde mutlaka diplomalı, ancak diplomadan da mühim olan, mutlaka o branş üzerinde çok etkin. yetkin ve ehliyetli olmanız gerektiğini hiç unutmayın. Bugün TV ekranlarında izlediğiniz birçok reklâmın yaratıcılarının, manav ya da kasap olacakken tesadüfen reklâmcı olduğunu, kimse gözlemlemiyorsa da; ben gözlemliyorum. Ve iş verenler adına çok üzülüyorum. O masrafın yarısı ile alınacak neticenin Dört kat fazlası alınır. Yarın AB’ye girdiğimiz an, Oradan buraya olacak akın, değeri olmayanların, kapı önüne ebedî konulacağı ilk an olacaktır.  Ve ben bu duruma gümrük birliğine girdiğimiz gün kadar çok sevineceğim. O birliktelik ile Türk piyasalarından ne kadar çürük çarık mal varsa kalktı. Bu birliktelik ile de Türk piyasalarından ne kadar çürük çarık hiçbir işe yaramaz kelle varsa, ortadan kalkacaktır. Ve tabiî keyfi düzenlenen bu konulardaki müzeler de, baştan sona taranıp, çağdaş Evrensel boyuta çıkartılacaktır.

Bugün yaşanılan teknolojinin en berbat İkinci tarafı: Ağır derecede akıl ve ahlâk eksikliği, diplomasız, ehliyetsiz, baştan sona yalanlar dolanlarla işe soyunanların çok fazla oluşu ve Türkiye’nin değişmez kaderi olan, giderek artan boğucu merdiven altı rezilliği ve kalitesizliği ve ucuzluğudur. Aklı başında herkesin, müşterek şikâyeti işte bunlardır. Daha da acısı, bazı duayen geçinenlerin dahî, bu ucuz akıl ve tavra iştirak etmiş olmalarıdır. Cemaate numune olan bu tür imamlar yüzünden, önce Türk fotografı, derken Türk filmi, derken diziler ve ekranlar, son zamanlarda reklâmlar, içinden çıkılmaz bir hâl almıştır. Ve tüm bu ucuzluklar, halkı da inanılmaz derecede basitleştirmiştir. Halka örf adet, gelenek görenek gibi mükemmel hasletlerini kayıp ettirmiştir. Buna karşın her gün bir kadın öldürmeyi, karakolda kadın dövmeyi adeta meşru hâle getirmiştir. Çok bilindik bir konu olduğu için misâl vereyim ki; Bir Dallas dizisi, Türkiye’de ahlâksızlığı dün ve bugün meşru gören, birçok insanın TRT eli ile yaratılmasına, sebep teşkil etmiştir. Ve dizi tekraren vizyona girmek üzeredir. Yani aynı akıl, bir nesli daha rezil edecektir. Ve bunda en ufak bir kaygısı da yoktur.

Kim neyi nasıl yapmıştır? Bunu incelemek benim konum değildir ama yapılan her neler ise; yapanlar iyi netice almışlardır. Buna göre: bizim stüdyomuza çalışmak için baş vuran, Yüz kişi üzerinde yaptığımız incelemede, bize hiç yalan söylemeyen sadece Beş kişiye rastlanmıştır. Bu Beş kişiden biri çok mükemmel, İkisi mükemmele çok yakın, İkisi de makul raddelerde kişiler olarak bizlerle beraber çalışmışlardır. Ve fakat özellikle Boğaziçi Üniversitesinden tarafımıza yollanan elemanlar, Türkçe söylediklerimizi anlamakta dahî, problem yaşamışlar ve bizlere de çok ciddi ve akıl almaz problemler yaşatmışlardır. Bizim üzerimizden iş öğrenmek için, bize bu kişiler tarafından yaptırılan fuzuli masraf: 50.000.-$ civarıdır. Bu harcama tek kuruş kazanmamıştır. Bu arada bu tür personelin kendi yaptığı işleri bile, hard-diski ile birlikte çaldığı bile görülmüştür. Multivizyon yapımcısı olduğunu söyleyerek iş için bize müracaat eden, iki ayrı kişiden biri, önünde duran multivizyon cihaz parkının, ne işe yaradığını sormuş, bir diğeri ise, o cihazı hayatında hiç kullanmadığı için, Kodak Carousel üzerindeki tamburu, çıkartıp bize verememiştir.

Bütün bunların çok ciddi bir sebebi vardır. Çökmüş çökertilmiş bir eğitim ve öğretim sistemimiz vardır. Bunun üzerine inzimam eden, usta çırak ilişkileri ile alaylı kültürü de tamamen yozlaştırılmış olduğu için, tüm münasebetler tefessüh etmiş bir halde ve daha da kokuşarak hatta çevreye de sürekli bulaşarak, devam etmiştir. Hakiminden generaline, profesöründen san’atkârına, mimarından kalfasına kadar, herkes yetki alanlarını aşarak ve hiç olmadık yerlere bulaşarak, esas işini bırakıp, olmadık işlere karışarak, bir yerlere kendi aklınca varmak istemiştir. Varılan noktalar haysiyet ve ahlâk dışı noktalardır. Hem maddî hem de manevî zelzelelerdeki kayıplarımızla bu acı gerçek bellidir.  Ve her kim ki, hata yapmıştır. O mutlaka hesabını verecektir.

Haydar Volkan,

Çiftehavızlar: 13.12.2011

Bu yazı dizisi, başlığındaki konularla ilgili olarak, devam edecektir. Lûtfen takip ediniz. Ki; bilmediğiniz çok enteresan konulara vakıf olunuz. Hem kendinizi hem de çevrenizi tanıyınız. 

 
Toplam blog
: 148
: 492
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Haydar Volkan: 21.05.944 Rebabi bestekar Sabahaddin Volkan ve Piyanist Mukadder Volkanın oğlu olar..