Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Fotoğraf
 

Fotoğraf ve popüler kültür

Fotoğraf şimdiki kullanım biçimiyle ve içeriğiyle bayağı bir popüler kültür ürünüdür. Arabesk müzik, evlerdeki dantel örtüler ve cam sürahili vitrinler, futbol, kaveye gitmek, televizyon programları gibi çoğu popüler kültür ürünü bayağıdır. Türkülerdeki binde birlik oran gibi ender olarak yüceleşirler. Altyapısal yaygın popüler kültürün de, üstyapısal kültürün de, bilimin de, düşünün de, sanatın da nitelikliliği erekbilimsel (teleolojik) olmasa da, istenilen bir durumdur. Tersi durumda bakınız bugünkü Türkiye oluyor: Bayağılığın bayrak yapıldığı toplu bir delilik.

Fotoğraf yaygındır. O kadar yaygındır ki artık cep telefonlarına girmiştir. Bu ülkede 30 milyon cep telefonu olduğu ve o kadar fotoğraf makinesi olmadığı düşünülürse, neyin kastedildiği anlaşılır herhalde. Bu yaygınlık onu kitlesel, dolayısıyla sonuçlarını da istatiksel yapmaktadır. Bu şu demek: Herkes aynı konuyu aynı biçimde fotolar.

Örneğin İstiklal Caddesi’ndeki tramvay. Ancak hiç kimse tramvayı içinden veya arkasından çekmez. İlla ki durup önünde poz verir ve klasik turist altkültürü ortaya çıkar: Şunun önünde ben, bunun yanında ben. Bu ruhuna cin girmiş mülklülüğün göstergesidir. Onunla aynı fotoğraf karesi içinde yer alınca onun güzelliğini satın alacağına ve güzelliğine sahip olacağını sanır insanlar.

Örneğin Rumelihisarı’nda yerli ve yabancı tüm turistler fotoğraf çektirirken 2. Köprü’yü fon alır. İnanılmaz çirkinlik abidesi, yalnızca bilmem kimin metresinin köşkü yıkılmasın diye ayaklarının kesildiği, çevreyi gürültü ve dumanla boğan bir garabeti fotolamanın hiçbir esbabı mucizesi yoktur. Derseniz ki: Piza Kulesi de yamuk ve herkes onun önünde de fotoğraf çektiriyor. Ben derim ki: Türk’ün neresi doğru ki bahanesi doğru olsun?

Fotoğrafın yaygınlığının bayağılığı en çok aile fotoğraflarında görülür. Herkes poz verir. Gülümser. Belki tüm ömrü boyunca gerçekten gülümsememiş insanlar sırıtır. Birbirinin etini yiyip kanını içen akrabalar bir düğünde damat ve gelinin yanında sıralanır. Mutluluğun resminin olamayacağını, aile kurumunun yanlışlığını kanıtlarlar.

Fotoğrafın yaygınlığının ikinci yönü medyasallığıdır. Haber ve reklam fotoğraflarının binlercesi her gün beynimizi işgal eder ama bize hiçbirşey anlatmaz.

Deneyin: Alın elinize herhangi bir gazete. Herhangi bir fotoğrafa bakın, sonra da altyazısını okuyun. İkisinin arasında genelde hiçbir ilinti yoktur. Neden? Çünkü sayfa sekreterinin fotoğrafla uzaktan yakından hiçbir ilintisi yoktur, bütün ömrü boyunca eline hiç kamera almamıştır, foto muhabirine ‘git şunu çek gel’ der. Eskiden karikatürleri çizenlerle altyazılarını yazanların ayrı kişiler olması gibi, kendince sansayonel olacak, dolayısıyla okuyucunun ilgisini çekecek birşeyleri altına uydurur. Sonuçta ortaya plajdaki çıplak iri memeli kadın fotoğraflarının altında, ‘Türk erkeklerine bayılıyorum’ türü abuksabukluklar çıkar.

Reklam fotoğraflarına gelince: Her zaman merak etmişimdir: Nasıl oluyor da, bu denli paraseven insanlar kendilerine hiçbir parasal yararı olmayan fotoğraf sonuçlarına katlanır? Bir manken fotoğrafı vardır, acaip ucube bir şeydir, bedeninin tüm parçaları birbirine oransızdır. O foto bir magazinde yer alsın diye o kadının atmadığı takla kalmaz.

Devamında: Bir metanın, diyelim bir otomobilin bir fotoğrafla cazip görünmesi mümkün müdür? Şöyle mümkündür: 11 yaşındaki ergenler onu güzel algılar. Ancak onlar herşeyi yanlış algıladıkları ve satın alma güçleri sıfır olduğu için reklam amacına ulaşmaz. Hipermarket broşürlerindeki etler o denli kırmızıysa, kesinkes kanserojen madde içeriyor, dolayısıyla onu satın almamanız gerekiyor demektir. Oysa, o reklamın amacı o malı size satın aldırmaktır.

Tüm bunlar nedeniyle fotoğrafın verimi pratikte limit sıfırdır. Zaten tüm sözü geçen fotoğraflar çöpü boylar. Önce kültürel kirlilik, sonra da çevresel kirlilik yaratırlar. İşte bu: Fotoğraf bir popüler kültür ürünü olarak zihnimizi ve kültürümüzü kirletir. Nasıl ki çevre kirliliği için önlem alınıyorsa, fotoğraf kirliliği için de önlem alınsa gerek.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..