Futbol tüm dünyada yasaklanıyor

Hem ülkemizde hem de tüm dünyadaki sahalarda yaşanan futbol terörü yüzünden FİFA ve UEFA aldığı kararla tüm dünyada gerçekleştirilen resmi fikstürlü müsabakaları, süresiz olarak yasaklamış ve kendini feshetmiştir.

FİFA ve UEFA yetkililerin yaptıkları resmi açıklamaya göre; “Futbol’un artık bir sporsal aktivite olmaktan çıkıp, tamamen ticari bir faaliyet haline dönüştüğü, amatör ya da profesyonel sporlarla uzaktan yakında hiçbir alakasının kalmadığı ve bireyleri herhangi bir şekilde spor yapmaya teşvik etmeyip aksine toplumları kamplara bölerek insanları birbirine düşman ettiği ve bu yüzden de anarşiyi arttırdığı tespit edilmiştir.” Şeklinde açıklama yapıldıktan sonra “Bundan sonra yeryüzünde Futbol oynanması yasaklanmıştır.” Diyerek açıklamalarına son verip kendini feshetmiştir.

Evet, bu okuduklarınız şimdilik hayal mahsülü ve umarım en kısa zamanda gerçeğe dönüştüğünü görürüz. Neden mi? Aslında nedenlerini siz de biliyorsunuz ama ben yine de yazayım.

Bu futbol denilen kapitalist sömürü düzenin nesine özeneyim ben?!.

Bugün özellikle ülkemizde ve dünyada, futbolcu görünümlü tüccarların çuval çuval para kazanıp, doğru dürüst vergisini bile vermeden, lüks arabalarla geceleri alemlere akıp, mankenim diye ortalıkta dolanan aslında ikinci el motorları götürmesine mi özeneyim yoksa bu arkadaşların hiç kimseye bir faydası olmayıp da, bir de kalkıp tekme tokat birbirlerine girerek kötü örnek olmasını mı özeneyim?!.

Diğer yandan 3 kuruşluk maaş ile geçinen bir alay garip gureba, bu kulüplere yok maç bileti, yok forması, yok bayrağı, yok çakmağı diyerek satın aldığı bir yığın lüzumsuz şeylerle kulüpleri zengin etmeye devam ettiği bir ortamda, TV’deki Spor programı adı altında yayınlanan programların sadece futboldan ibaret olması ve bu programlarda çıkan bir takım insanların aslında değiştiremeyecekleri geçmişte kalmış maçlar için bir sürü abuk sabuk tartışmalar yapması ve bunun için bir yığın para almasına mı özeneyim?!.

Yoksa, normalde babasının hayrına bile parmağının ucu oynatmayıp, hafta içi işinde ezilen, patronunun karşısında süklüm büklüm duran ve hafta sonu maç saati gelince canavarlaşıp maç öncesi veya sonrasında birbirini sopalarla, döner bıçakları ile saldırıp, döven kesen şişleyen ulvi insanlar güruhuna mı özeneyim?!.

Lisanslı bir Triatlon sporcusu olarak kendi lastik ayakkabısından tutunda, bisikleti, eşofmanı, donu ve müsabaka için gittiği şehir dışı masraflarına kadar her şeyini kendisi karşılayan birisi olarak futbol denilen çarpık düzeni içime sindiremediğimi belirtmek isterim. Bu durum sadece triatlon için değil hemen hemen ülkemizde icra edilen tüm spor dalları için aynı şekilde cereyan etmektedir maalesef. Yazıma son vermeden önce 1982 Anayasa’sının Gençlik ve Spor ile ilgili maddelerini hepinize hatırlatmakta fayda görüyorum. Futbolsuz ama sporlu günler dilerim.

IX. Gençlik Ve Spor
A. Gençliğin korunması

Madde 58
Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

B. Sporun Geliştirilmesi
Madde 59
Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.