Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '07

 
Kategori
Futbol
 

Futbolcuların fitre ve zekatı

Futbolcuların fitre ve zekatı
 

Gazetelerdeki ve televizyonlardaki haberlere göre; 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası eleme maçlarında oynayan futbolculara prim verilecekmiş. Hele de 21 Kasım 2007 günü İstanbul’da Bosna Hersek ile oynadığımız maçı galip bitirterek finallere gitme hakkı kazanan Türk milli futbol takımı oyuncuları “paraya boğulacakmış”.

Günlerdir bu primin miktarı konusunda yazılar çıkıyor gazetelerde, söyleşiler yapılıyor ünlü yazarlarla televizyonlarda. Kimine göre 250 bin YTL, kimine göre 250 bin Euro. Bu rakamların 250’si ortak görüş de, bazıları bunu YTL, bazıları da Euro yazınca adamın kafası karışıyor. Hele de aralarında bu 250 birim rakamının dışında rakamlar telaffuz edilince hepten şaşkına dönüyoruz. “Hangisi doğru, hangisi gerçektir” diye.

Gazeteler ve televizyonlar, ülkemizin içinde bulunduğu PKK terörü nedeniyle son günlerde hemen her gün şehit haberleriyle üzülen ve yıkılan Türk halkının gözünde bu paraların alınmasının çok hoş bir davranış olmayacağını, futbolcuların alacakları paraların şehit aileleriyle özdeşleştirilip, bu paraların “şehit ailelerine” verilmesinin ve bu ailelerin canlarının yanması nedeniyle de bu ailelerin ortada kalan çoluk çocuklarının gelecekleri için kullanılmasının daha da anlamlı olacağını duyurmaktadırlar.

ÇOK GÜZEL, DUYARLI BİR DAVRANIŞTIR. SONUNA KADAR DESTEKLERİM.

Ancak, hafızalarımızı yoklarsak, her kulüp takımının veya milli takımın başarısında futbolculara verilecek prim söz konusu olduğunda ortaya çıkan bu tip bağış haberleri, başka zamanlarda, başka kişiler için hiç çıkmamıştır. Böyle kampanyalar, hiç başlatılmamıştır. Arada sırada gazetelere yansıyan ve tedavi olamazsa yaşamını kaybedecek olan gariban vatandaşın tedavi masrafları ve bazı parasal yaşam olanakları, zengin vatandaşlar tarafından karşılanmaktadır. Bazen de açılan hesap numaraları gazete ve televizyonlardan duyurularak, yardım paraları toplanmaktadır. Ama bunlar hep, tesadüf olarak basına yansıyan haberlerde olmaktadır. Bu kişiler, şanslı konuma gelmişlerdir. Ya, şansı olmadığı için basına yansımayan nice muhtaç insan ne olacaktır? Bunlar, her zaman düşünülmekte midir? Bir torba kışlık kömüre muhtaç insanlar, asgari ücretle bilmem kaç nüfus besleyen insanlar, yiyecek lokması ve akşam yatacak yeri olmayan insanlar düşünülmekte midir? Yerel yönetimlerin “oy toplamak için” verdiği geçici hizmetler, insan yaşamının sürekliliği karşısında sürekli verilmekte midir? Verilse bile yeterli midir?

“Bunlar veriliyor, yapılıyor” diyenimiz varsa, neden insanlarımız halâ aç durmaktadırlar?

Futbolcuların kazandıkları paralar kadar, bir akşam yemeği için uçağına atlayıp, bilmem ne balığı yemek için gittikleri yurt dışı adalarından aynı gün geri dönen “iş adamlarının kazandıkları paralar” neden gözümüze batmaz?

Onlar binlerce insana ekmek kapısı açıyorlar, yeter O’nların verdikleri paralar mı?

Yok öyle, yağma. Futbolcular kendileri kadar başkalarına da para kazandırmıyor mu? Seyircisine, yöneticisine, kulübüne, basın mensubuna, televizyoncusuna, yayıncısına ve daha bununla ilgili tüm her şeye ve herkese para kazandırmıyor mu?

Çok kısa bir ömürleri olan futbol meslek yaşamlarında, emeklilik hakları var mı futbolcuların? Dünyalığını, futbol oynarken yapmak zorunda olan, otuzundan sonra da bu işi bırakan futbolcuların paraları neden göze batar? Dünyada bu işin raconu budur. Ne kralların, ne devlet başkanlarının maaşlarıyla karşılaştırılabilir? Bu işin parası, raconu budur. Bu iş, böyle ve bu parayla yapılır. Yurt dışında, böyle primler, ancak Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonlarına veriliyormuş, Türkiye’de 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılmaya hak kazanan futbol milli takımımıza bu para çok fazlaymış. Geçiniz bu hamasi lâfları. Her şey ve her konu yurt dışı bir benzeriyle karşılaştırılıyor mu? Her ülkenin sosyal güvenlik yasalarıyla bizim yasalarımız neden karşılaştırılmıyor o zaman? Yaşarken ve emekli olduktan sonra, sosyal güvenliğimiz, gelişmiş ülkelerdeki gibi mi?

FEDA OLSUN MEHMETÇİKLERİMİZE VE AİLELERİNE. O’NLAR OLMASA, BU VATAN AYAKTA DURAMAZ.

Ancak, fedakârlık neden hep futbolcuların oluyor? Bu haberleri yapan televizyon programcılarının ve gazetecilerin bir program başına veya aylık aldıkları maaşlar neden gözümüze değmez? Bir gecede bilmem kaç bin dolara televizyona çıkan sanatçıların aldıkları paralar neden hiç söz konusu olmaz?

Süt ve süt ürünleri anlatılırken, arasına “zeytin” sıkıştırdığınız zaman olmaz. “Efendim süt ürünlerinden olan peynir sabah kahvaltısında yenir, zeytin de bir kahvaltı yiyeceğidir” mantığı, zeytini, süt ürünü yapmaz. Süt ürünleri söz konusu olduğu zaman, yoğurttan, Urfa peynirinden, Otlu peynirden bahsedersiniz. Futbolcuların paraları da başka şeylerle karıştırılmamalıdır.

Futbolcuların paraları göze değerse, harcayacak yer çoktur, mutlaka bir yer bulunur. Şehit ailelerini kullanıp, futbolcuların aldıkları paraları kıskanmak ve kullanmak çok kolaydır. Kolaysa, senede bir sefer “fitre” verip kurtulan para babalarının yakasına yapışınız. Alabilecek misiniz bakalım?

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..