Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '10

 
Kategori
Güncel
 

Füze Kalkanı nedir ?

Son günlerin kamuoyunda en çok tartışılan konusudur.

Halen İran’ın elinde 2000 km. menzilli Şahap–3 balistik füzesi bulunduğu, İsrail’in nükleer başlıkta takılabilen 7000 km. menzilli Jericho füzesine sahip olduğu basında yer almaktadır.

Dünyanın 30 ülkesinde füze savunma sistemleri mevcuttur. Yurdumuzda ise füze savunma sistemleri kurma çalışmaları bulunmakta olup, bunun maddi tutarının ise yedi milyar doları bulacağı hesaplanıyordu.

Füze kalkanı sistemi ile ilgili şunlar akla gelmektedir.

Füze Kalkanı projesi Türkiye’nin çıkarına mıdır yani bize ne fayda sağlayacaktır?

Füze kalkanı projesi tıpkı ABD’nin NATO’ya sağladığı nükleer savunma gibi kendi tehdit algılamasına göre geliştirdiği, davulun kendisinde tokmağın biz olacağı bir projedir. Kısaca ABD kendini uzaktan savunacak biz de ona savaş alanı, senaryosunun uygulama alanı olacağız.

Bu olumsuzlukları yenebilmek için; füze kalkanının Türkiye'ye kurulması durumunda bu silahın çalışması için gereken kontrol mekanizmasının içerisinde Türkiye doğrudan etkili olmalıdır. Yani Türkiye kontrol odasında yer almak ve anahtarlardan birini elinde tutmak zorundadır.

Türk yetkili kalkanın çalışması için gerekli olan anahtarlardan birini çevirmedikçe sistem çalışmayacak şekilde bir ayarlama yapılmalıdır. Bunun yanı sıra, eğer bu kalkan Türkiye'ye yerleştirilecekse tüm Türkiye bu kalkanın koruması altında olmalıdır ve Türk yetkililer bu projenin teknik yeterliliklerine vakıf olmalıdırlar.

Türkiye, füze kalkanı sisteminin yalnızca kendisine odaklanmış bir proje olmadığını ve projeye uygun diğer ülkelerin de bu sorumluluğu üstlendiğini ispatlamak için, kalkan projesinin bir bölümünün NATO üyesi Balkan ülkelerine konuşlandırılabilmesini sağlamalıdır. Böylece Türkiye'nin üzerinde durduğu uluslararası meşruiyet sağlanabilir.

Türkiye, gerçekten çok zorlu bir dönüm noktasından geçiyor. Türk Hükümeti, ABD tarafından kendi dış politika inisiyatifi ile bağlı bulunduğu askeri ittifak arasında bir tercih yapmaya zorlanıyor. Bu zorlamayı yapanların amacının ne olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildir.

Son dönemde İsrail'den uzaklaşan, Rusya ve İran ile dengeli bir ilişki kuran, uzun yıllardır bekletildiği AB'nin bekleme odasından çıkıp kendi ayakları üzerinde durmayı deneyen Türkiye'nin bu pozisyonu hiç kuşkusuz prangayı kırmak anlamına gelmektedir. Washington Türkiye’nin bu siyasetinden memnun değil.

Füze kalkanı şantajı akıllı bir tercih, zira Washington, Türkiye'ye kuracağı füze kalkanı ile Türkiye'nin Ortadoğu Politikası'nın birinci halkasını oluşturan Türkiye-İran-Suriye-Lübnan Bloğu'nu kırmak istiyor ve bunu yaparken de İsrail'in savunmasını bu bloğu kuran ülkeye, Türkiye'ye devrediyor. Türkiye son yılların en önemli dış politika yönelimlerinden birini gerçekleştirmek üzere bekletilmektedir.

ABD Türkiye’ye yerleştirmeyi istediği füze kalkanı ile şunları hedeflemektedir:

1- Türkiye’nin hem İran hem de Çin ve Rusya ile gelişen ilişkilerini baltalamak; arkasından bu ülkeler ile karşı karşıya getirmek! ABD’ye rağmen ekseni doğuya kayan Türkiye’yi, bu yolla Atlantik’e çapa attırmayı planlıyor.

Washington’un Ankara’dan gelen “İran bizi tehdit etmiyor” şeklindeki kalkan aleyhtarı görüşlere karşı iddiası, daha doğrusu tehdidi ise “İsrail İran’a saldırırsa, İran İncirlik’i vurur” şeklindedir.

2- ABD, füze kalkanı ile güdümünden çıkan AB’yi yeniden kontrol etmeyi hedefliyor. İran füzelerine karşı AB’yi koruyan ABD, İran’a savaş açtığı takdirde, Irak saldırısında alamadığı desteği AB’den isteyebileceğini düşünüyor.

3- ABD, Türkiye’nin doğusuna yerleştireceği kalkan ile Ortadoğu’daki kukla devletlerini korumayı hedefliyor. İsrail ile Kuzey Irak’taki ikinci İsrail’in güvenliğini, Türkiye’deki kalkan sağlayacak. Bir iddiaya göre de kurulması planlanan Kürdistan’ın füze kalkanı ile korunacak olmasıdır.

4- ABD, İran’ı gerekçe göstererek, Sünni Arap bloğu oluşturmayı hedefliyor. Washington, bu bloğa geçen aylarda yaptığı 60 milyar dolarlık silah satışı gibi kontratları da çoğaltmayı hesaplıyor.

ABD füze kalkanı sisteminin, ülkesini, Kuzey Kore ya da İran'dan gelmesi muhtemel balistik füzelerden koruyacağını söylemektedir. Avrupa'da ise Polonya'daki bir üsse 10 veya daha fazla füzesavar füze yerleştirmeyi ve Çek Cumhuriyeti'ne de bir radar üssü inşa etmeyi planlamaktadır.

NATO ile Türkiye’nin tehdit algılaması bambaşkadır. Türkiye NATO’nun aslında hedefindedir. İsrail uçakları Türkiye den izin almadan hava sahamızı kullanarak Suriye’yi bombalamıştır. Bunun üzerine İskenderun’a I-Hawk füze bataryası konuşlandırıldığında, bunun kendisini hedef alıp, Suriye ve Lübnan’ı korumak için yerleştirildiğini iddia etmektedir.

Türkiye’ye F–16 jet uçağı satan ABD, uçağın elektronik harp ve gece görüş sistemlerini vermemektedir. Yıllardır Türkiye ABD’den hava savunma sistemi almaya çalışmaktadır ama ancak bugün ABD projesi olduğunda Türkiye’nin hava savunma ihtiyacı hatırlanmıştır.

NATO’da da durum farklı değildir; Körfez Savaşı esnasında sözde müttefiklerimiz Patriot’ların Türkiye’ye gelmemesi için elinden geleni yapmışlardır. Bu devletlerin pek çoğu halen bölücü terör örgütünün açık ve örtülü destekçisidir.

Ülkemiz çok önemli karaların arifesindedir. Ya bulunduğu coğrafyanın kendisine yüklediği görevleri yerine getirecektir. Yâda kapı kulu gibi güçlü olanın arkasından gitmeye, dediklerini yapmaya mahkûm olacaktır.

Mustafa Yolcu

 
Toplam blog
: 172
: 1405
Kayıt tarihi
: 26.06.09
 
 

1953 Yılı Çorum iskilip doğumluyum.  inşaat mühendisiyim. Ankara'da ikamet ediyorum Yazılarım baz..