Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '10

 
Kategori
Anılar
 

Köpeğin Tasması

İskilip’te demirciler çarşısının, kaleye bakan tarafında simitçi dükkânı, onun yanında da kahvehane vardı.

Ortaokulda okuduğumuz yıllarda, arkadaşlar ile çarşıda dolaşırken yolumuz demirciler çarşısına düştü. Simitçinin yanında bulunan kahvede oturmak âdetimiz değildi. Ama o gün simitçiden taze simit alıp, kahvehanenin önüne oturup, çay ile simit yemeyi kararlaştırdık.

Aslen Çorumlu olan simitçi o zamanlar fırının da; simit, tatlı maya, kurabiye üretirdi. Ürünlerini sokakta gezen simitçiler ile ekmek fırınları satardı. Tatlı maya dediğimiz, üzeri yumurtalı, ağza biraz tat veren çörekti. Onun kokusunu tadını hala özlüyorum.

Küçüklüğümüzde sokakta simit satan, sonra okuyarak, ticarete atılarak iyi yerlere gelen hemşerilerimiz var.

Simitçiden aldığımız taze simitler ile kahvehanenin önünde bulunan, alçak hasır iskemlelere oturduk. Çaylarımızı ısmarladık. “Taze çay birazdan çıkacak” dedikleri için, çayı beklemeden simitleri yemeye başladık.

Yanımızdaki masada Ulaştepe mahallesinden bir büyüğümüz oturuyordu. Biz kendi aramızda sohbet ederken, konuşmamıza oda katıldı. Bize bir zamanlar yaşadığı bir olayı şöyle anlattı.

-”1940- 1950 yıllarında belediye tarafından toplanan hayvan vergisi vardı. Evlerde bulunan inek, keçi, at, eşek, köpekten vergi alınırdı.

Benim evimde, yıllardır baktığım köpeğim vardı. Belediye görevlileri benim köpeğimin de tespitini yaparak, ona vergi salmışlar. Köpek ile ilgili vergi tebligatı bana ulaşmıştı.

Köpeğe vergi vermek ağırıma gidiyordu. Bu köpek evimizi bekliyor, kıra bayıra giderken bizimle geliyordu. Evde soframızdan artanları yer, bize yüklüğü olmazdı.

Köpek vergisinden kurtulmanın yolunu ararken aklıma bir fikir geldi.

Köpeğin tasmasını alarak Belediye Başkanı’nın makamına çıktım.

—Başkanım sizin görevlileriniz benim köpeğimi zehirlemişler. Köpeğin ölüsünü götürüp, tasmasını atmışlar dedim.

Başkan- Ne köpeği, ne zehirlemesi benim haberim yok. Dedi.

Bende “ Bilmiyorum başkanım, işte köpeğimin tasması. Ama köpeğim yok. Benim köpeğimi bulun.” Dedim.

Başkan başını bir o yana, bir bu yana büktü. Köpek vergisine bakan görevliyi çağırarak “ Bunun köpeğini vergiden düşün.” Diye talimat verdi.

Sonrada bana dönerek “ Vergisi düştü, köpeğini de sen bul. “ Dedi.

Başkana teşekkür ederek yanından ayrıldım.

-“Yeğenlerim ben cahil birisiyim ama o kadar çok şey görüp yaşadım ki. Ah bir kalem olsa da benim söylediklerimi yazsaydı.” Dedi.

Bu anlatılanların yazılı hale gelmesini, bizden sonra gelen nesillerin bunları okumasını öğrenmesini istiyordum. Yıllar sonra aklımda kaldığı kadarı ile o günleri sizler ile paylaşıyorum.

Mustafa Yolcu

 
Toplam blog
: 172
: 1405
Kayıt tarihi
: 26.06.09
 
 

1953 Yılı Çorum iskilip doğumluyum.  inşaat mühendisiyim. Ankara'da ikamet ediyorum Yazılarım baz..