Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '14

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray’a TT Arena’da Kayserispor darbesi!.

Galatasaray’a TT Arena’da Kayserispor darbesi!.
 

Galatasaray, ikinci yarıda, içeride “aslan” kesiliyordu; dışarıda ise sanki “kuzu”ydu!.

Özellikle Bursaspor ve Akhisar’a altışar gol atması, ama buna karşılık dışarıdaki 4 maçtan birer puan dönmesi, oldukça düşündürücüydü. Bu bakımdan TT Arena’ya konuk olan Kayserispor’un, gole boğulacağını düşünenler olmuştur kuşkusuz. Oysa "üstteki" takımlar için, en tehlikeli takımların “alttaki”ler olduğu bir gerçekti.

Kayserispor, sondan birinciydi. Ancak Galatasaray karşısındaki akıllı/ dirençli futboluna bakılırsa, o kadar eksiğine karşın, yabana atılacak bir takım olmadığını gösterdi. Galatasaray’ın tutuk oyunu, büyük umutlar bağlananların sahada gezinmeleri, Kayserispor’u daha  bir dirençli yaptığını söylemek de mümkün.

40 yıldır Galatasaray’ı yenemeyen Kayserispor, uzatmaların sonunda da olsa, TT Arena’da 3 puan alan taraf oldu.

40 yıl sonra gelen bir galibiyet/ yenilgi, belki de bir “dönüm noktası” olabilir

*****

Kayserispor yenilgisinin Galatasaray’daki yansımaları nasıl olur?

Galatasaray’da yönetimsel açıdan bir şeylerin iyi gitmediği anlaşılıyordu. Chelsea yenilgisi sonrası UltrAslan’ın sert, yönetimin utangaç eleştirici tavrı anlamlıydı.

UltrAslan’ın hedefinde Mancini ve adları verilmeyen, ama kimler olduğu anlaşılan futbolcular vardı.

(“Galatasaray’ın geleceğini inşa etmesi için göreve getirilen Mancini ve ekibi de haftalardır deplasmanlara günübirlik turistik gezi gözüyle bakan oyuncuları toparlamak yerine onlara eşlik edince elbirliğiyle geleceğe yönelik iç karartıcı bir tablonun ortaya çıkması kaçınılmaz oldu. (...) Bilinmelidir ki bu ruhsuzluğun devamına müsaade edilmesi halinde de en sert tepkiyi baş sorumlular olarak yine kendilerinin alacağını hatırlatırız.”)

Yönetimde de,  “... takımın ortaya koyduğu dirençsiz ve mücadelesiz futbolun hayal kırıklığına uğrattığının hepimiz farkındayız.” demekle,  olumsuzlukları başka yöne savuşturma eğilimi seziliyordu.

Galatasaray’ın Chelsea’ye yenilmesi “normal”di...

Öyle de, taraftarın tepkisi neyeydi?

Mücadele yoksunluğuna...

Yine de futbolculara, Mancini’ye yüklenmek “normal” değil. Çünkü bir takım/ futbolcu, her zaman “makine işlevi”yle oynayacak, harikalar yaratacak değil. Bugün “topun ağzı”na konanların dün el üstünde tutulanlar olduğunu unutmamak gerekir.

İşte, futbolda taraflar olmanın dayanılmaz hafifliği!.

İyi sonuçlar alındığı zaman, övgüde sınır tanımadığı için göklere çıkarılanlar, başarısızlıkta yerin dibine batırılıyor.

Niye?

Taraftar, gereksiz övgüler dizdi ya, başarısızlığın sorumlusu olarak kendini görüyor!

Chelsea yenilgisi beklenen/ “normal” bir yenilgi sayılmasına karşın, Kayserispor yenilgisine aynı gözle bakılması zor!..

İşler iyi gidince, yöneticiler öne geçer, puanları kendileri toplamış gibi nutuk atarlar. Ama olumsuzluk varsa, kendilerini bunun dışında tutarlar. Herkes, bir suçlu/ sorumlu arar; kendince bulurdu.

Daha ileri gidenler, siyasette olduğu gibi hedef gösterirler:

Ben değil, o, onlar!..

*****

Galatasaray'da sahada ne var ne yoktu?

Drogba, onsekizde bile yoktu.

Olanlardan, büyük umutlar bağlananlardan Burak, Sneijder, Selçuk varla yok arasındaydı. Burak, iki önemli pozisyonda beceri eksikliğini gösterdi, birinde ise, futbol diliyle söylersek, şanssızdı.

Melo, sonunda sarı kart gördü, ama asıl görmesi gerekeni yine görmedi.

O kadar “ayrıcalıklı” ya da “dokunulmaz”  olmak niye?

İkinci yarıda oyuna giren Umut da, umut olamadı.

Yenilerden Telles, Hajrovic, Ontivero çoğundan farksızdı.

Veysel Sarı, Galatasaray daha alışamamış.

Sözün kısası, Galatasaraylı futbolcular başka havalardaydı.

Mancini’ye gelince, o da sürekli bir arayış içinde. Kurduğu onbir, futbolcu değişiklikleri, hazırlık maçlarındaki arayıştan farksız.

İşle iyi gitmeyince, taraftarın "klasik sesi" çıkar:

Yönetim istifa!

Mancini istifa!..


Kasaba takımlarda göreceğimiz bu tür seslenmeler, “Büyük” takım taraftarına yakışmaz!.

*****

Kayserispor, deyiş yerindeyse, haddini bilerek oynadı. 3 puan almasına karşın 22 puanda, yine sondan birinci.

Galatasaray, 49 punda kaldı; Beşiktaş kazanırsa, ikincilikten üçüncülüğe inecek. Ayrıca Fenerbahçe Gaziantep’te puan alırsa, aradaki fark 9 ya da 11 olacak.

Son söz:

Haftalar geçiyor, sona yaklaşırken dalgalanmaların nasıl bir boyut kazanacağı önümüzdeki iki hafta içinde daha bir belirginlik kazanacak.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..