Galatasaray Eskişehirspor maç izlenimleri

Maçı Galatasaray' lı bir grup taraftar ile birlikte izledim. Bu arkadaşlar genellikle iç saha, dış saha demeden GS' ı destekleyen, futboldan epey anlayan kişiler. Onların GS ile ilgili yorumlarını dinledim, oldukça şaşırdım diyebilirim. Kendi yorumlarımla da onları şaşırttım. Peki maç ile ilgili neler konuştuk? Ne tür yorumlar yapıldı?

Öncelike sonuç hepimiz açısından sürpriz oldu. GS rahatlıkla kazanabileceği maçta, kendi saha ve seyircisi önünde 2 puan bıraktı. Bu puanları ileride ararlar mı bilmiyoruz, ancak GS karizması bir çizik aldı. Ne mi demek istiyoruz? Rakipler GS' dan da puan alınabileceğini gördüler. GS' ın her maç üç atamayabileceğini fark ettiler. GS bundan böyle rakiplerce dev aynasında değil, boy aynasında görülecek. Bu anlamda kaybedilen 2 puandan fazlası oldu. Rakipler GS' dan yine korkacak, yine çekinecek ancak bu haftaya kadar olduğu gibi maça psikolojik olarak 1-0 yenik başlamayacaklar. GS artık dokunulmaz değil.

Gelelim maçı birlikte izlediğim taraftar arkadaşların yorumlarına. Bir kere Sabri ve Uğur' dan memnun değiller. Uğur' un sol değil, sağda oynaması gerektiği düşüncesindeler. Stoperlerin tamamının sakat olması ve defansif yükün sadece Servet' in omuzlarında olmasından endişe duyuyorlar. Elano' nun takımda daha fazla yer almasının istenmesi, Nonda' nın Baros' a tercih ediliyor olması diğer dikkat çeken noktalar. Herkesin üzerinde uzlaştığı diğer bir konu da Arda' nın üzerindeki aşırı ilgi ve sevgiden dolayı ilerleyen haftalarda düşüş yaşama ihtimali bulunması. Rijkaard' a güven tam. Herkes bu takımın onun eseri olduğunda hemfikir. Ancak yönetime teşekkür eden yok; bir kere buna çok şaşırdım. Bu vizyonu ortaya koyanları da tebrik etmek gerekmez mi?

Gelelim benim izlenimlerime. Kaybedilen 2 puan önemli değil. Önemli olan FB ile oynanacak 10. haftaya kadar kadrodan ceza veya sakatlık nedeniyle eksik vermemek. Özellikle Mehmet Topal, Servet, Mustafa Sarp ve Keita kritik oyuncular. Bunlardan bir veya ikisinin derbide oynamaması GS' ı çok zor duruma düşürebilir. Dikkatimi çeken diğer bir nokta, GS' da defansif arızalar var. Beklerin ileri çıkması, stoperlerin de orta saha çizgisine yakın durmaları risk yaratıyor. Uzun ve isabetli pasörleri olan, hızlı açık ve forvetlere sahip takımlar GS' ı zorlar. Daha önce de yazmıştım, Eskişehir, Bursa, Fenerbahçe ve Diyarbakırspor' a dikkat demiştim. GS ilk fireyi verdi. FB karşısında bu denli ofansif ve dar alanlı bir oyun benimserlerse, FB bunu affetmeyebilir. Derbiye kadar daha dengeli bir oyun yapısını oturtmaları gerekiyor. FB maçı, GS için çok ama çok zor geçecek dedim, maçı birlikte izlediğim GS' lı arkadaşlar çok şaşırdılar. Öyle ya, FB çok kötü oynuyor ve şansına kazanıyor, GS ise hak ederek, ezerek kazanıyordu. Aksi bir sonuca ihtimal vermiyorlardı. Oysa, GS tam FB' nin isteyeceği bir formatta oynuyor.

En çok da, FB' nin sezonun en iyi maçlarından birini GS' a karşı oynayacağını söylediğimde şaşırdılar.

Keita, Nonda, Kewell, Arda, Baros, Aydın ve Mehmet Topal. Bunları sahada izlemek büyük keyif. GS çok pozisyona giren, rakibi sıkıştıran, baskı kuran ve hataya zorlayan bir takım oldu. Bu futbol ile şampiyonluğun bir numaralı adayı hala GS' dır. Ancak daha önce de değimiz gibi, GS' ın o müthiş büyüsü, o renkli karizması, kaybedilen 2 puan ile azıcık da olsa zarar gördü. Derbiye kadar bu tür bir kaza daha yaşamamaları gerekiyor. Derbide işleri gerçekten çok ama çok zor olacak.