Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '09

 
Kategori
Spor
 

Galatasaraylı olmak, adam olmaktır!

Galatasaraylı olmak, adam olmaktır!
 

Kuruluş amacı: Türk olmayan takımları yenmek.


Galatasaraylı olmak demek, adam olmak demektir. Galatasaraylı olmamanın adam olmamak anlamına geldiğini söylemiyorum şüphesiz, yanlış anlaşılmasın. Onu söylemeyecek kadar centilmenim. “Her Galatasaraylı adamdır” söyleminde ısrar ediyorum sadece. Eğer yaşadığınız yerde, etrafınızda, medyada veya herhangi bir mekânda bunun aksini görüyorsanız, o kişi “Galatasaraylı” değil, Galatasaraylı olmanın asil ruhunu hissedememiş, Galatasaraylı olmayı anlayamamış ve bu yüksek duygunun farkına varamamış “bir takımı tutmakta olan” bir fanatiktir. Tuttuğu takımın sadece galip gelmesi önemlidir onlar için, galibiyetin verdiği mutluluğu hiçbir şey veremez onlara.. Ne centilmenlik ne asalet ne de tarih.

Oysa Galatasaraylı olmak duygusu bambaşka bir asalettir. Tarihten gelir; "Türk olmayan takımları yenmek" olan kuruluş amacından gelir; Galatasaray adının, yaptığı ilk maçta Rum ekibini 2-0 yenerken doğmasından gelir; yurt dışında galibiyet alan ilk Türk Takımı olmasından gelir; Metin Oktay’lardan, Baba Gündüz’lerden gelir. Galatasaraylı olmanın verdiği keyif, dünya sıralamasında 1. sıraya yükselen ilk ve tek Türk Takımı olmasından; Balkanlar'da UEFA Kupasını kazanan başka bir takım yokken bu kupayı kazanmış bir takımın taraftarı olarak, hayallerine bile bu kupayı koyamayanların varlığını bilmekten gelir.

Galatasaraylı olmak, günlük başarı ya da başarısızlıklara saplanmak demek değildir. Galatasaraylılık ruhu bambaşkadır, mahalle futbolunun ürünleri bu ruhu anlayamaz! Onlar için bir maçı kazanmak her şey, kaybetmek küfretmektir. Galatasaraylı, eğer yenilirse bunun da sporun bir parçası olduğunu bilir ve mücadelesini meşru zeminde ve sahalarda yürütür. Galatasaraylı, Galatasaray’ına güvenir, yenildiği bir maçtan hemen sonraki hafta tribünleri hıncahınç doldurur. Galatasaraylı asildir, centilmendir. Rakip futbolcu yerde sakat yatarken topu dışarı atması için kendi futbolcusunu dahi ıslıkla ikaz eder, kendisini yenen takımları maç bitiminde alkışlamasını bilir. Galatasaraylı, saygı duruşlarının sonuna kadar sessizliğini ve saygısını korur.

Galatasaray’da oynayan futbolcu da Galatasaraylı olmak zorundadır, gerçekte çocukluğundan itibaren hangi takımı tutuyor olursa olsun. Galatasaray’da oynuyor olmak, Galatasaraylı olmak, yani o asil ruha sahip olmak demektir. Faul yaptığında yere düşürdüğü rakibini yerden kaldırmaktır Galatasaraylı olmak. Galatasaraylı oyuncu hakemin her kararına itiraz etmez, bir pozisyonda beş kişi birden sarı kart görmez, elle kolla gol attığında bunu hakeme söylemekten çekinmez, rakibine değil topa serttir. Galatasaraylı oyuncu mahalle kabadayısı değildir, kendisine teslim edilen formanın asaletini düşürmez. Galatasaraylı oyuncu, “topçu” değil, “sporcudur”. Galatasaraylı oyuncu, Metin Oktay ile aynı formayı ıslattığını bilendir. Galatasaraylı oyuncu, sahadan tribünlerdeki şanlı Galatasaraylılara baktığında onları bir sanatçının imza istemek için birbirini ezen fanatikleri gibi gören değil; onların tezahüratlarıyla tüyleri diken diken olan, onların kendilerinden önce var olduğunun ve sonra da var olacağının farkında olan, onların sevgisine layık olmak için varını yoğunu ortaya koyan ve onların önünde saygıyla eğilendir.

Ne dersiniz, siz de Galatasaraylı mısınız?

Galatasaraylılar uyumayın!

NE MUTLU GALATASARAYLI OLANA!

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..