Gandi Kemal

Dün bakan Hüseyin Çelik'in Kılıçdaroğlu'nun vaatleri için sarfettiği "Uç Kemal uç" sözüne çok güldüm. İkisinin de siyasi görüşleri taban tabana zıt olsada ortak bir noktaları var... 

Gerçi Kılıçdaroğlu maaş ve mevki için inkar etse de, ikisinin de ortak noktaları Kürt asıllı olmaları. Biri dindar diğeri de din karşıtı birer partiye hizmet ediyorlar. 

Ama ben bakan Çelik'i kılıçdaroğlu'ndan daha delikanlı buluyorum. 

Kürt asıllı biri olarak, Kürt'lere düşman, Dersim Katliamı'nın sorumlusu bir partiye hizmet etmek her babayiğidin harcı değildir. Bu tıpkı bir yahudinin Hitler'in partisine hizmet etmesine ve duvarına Hitler resmi asmasına benzer. 

Daha düne kadar eski genel başkanları taş atan çocukları kastederek " Neden gereğini yapmıyorsun" diyerek çocukları katletme emri vermesi için başbakanı kışkıttığı hafızası olan herkesin aklında. 

Mazbut bir aile babası görünümünde bu adamın kirli çamaşırları yeni yeni ortaya çıkmaya başladı. Sırf zevki için kadınları milletvekili yapıp devlet maaşına bağlatması, kendisini ziyarete gelen kadın gazeteciye sokak genci gibi sarkıntılık etmesi ve daha ortaya çıkmayan bir çok kirli işlerin adamı, yerinini Kemal Klıçdaroğlu diye adı sanı duyulmamış birine bıraktı bir süreliğine de olsa. Bir süreliğine diyorum çünkü Baykal bunu daha öncede yaptı. Onun yerini alan bu zavallı da kullanıldığının farkında olmadan başbakan olma hayaliyle bol keseden aklına estiği gibi en ahmak insanın bile aklına gelmeyecek vaatlerde bulunuyor. 

Diyarbakır'da da bir zamanlar, şimdi ki CHP Milletvekili Mesut Değeri'n babası olan Hasan Değer'e mal edilen bir söz hala söylenir. Rivayete göre Hasan Değer milletvekili olabilmek için Diyarbakır'a "deniz" getirme sözü vermişti. Ne derece doğrudur bilemem, ben halkın yalancısıyım "şayet yalan ise". 

Kılıçdaroğlu'nun vaatleriyle bu rahmetli olmuş insanın vaatleri arasında bir fark göremiyorum. Zira vaatleri arasında yer alan: "Orduyu terörle mücadelenin dışına çıkarcağız" demekle Diyarbakır'a veya Ankara'ya deniz getireceğiz sözünden hiç bir farkı yoktur. Koskoca Demirel' bile ağzını bükerek "Benim köylüm, benim emeklim, benim dulum" diyerek sıraladığı vaatlerinin sadece kendi deyimiyle "yeşil gard" kısmını gerçekleştirmişken bu insan neyine güvenip de bunları diyebiliyor.