Garip bir durum:

Cem Garipoğlu bulunamıyor bir türlü!

Kafamı kurcalıyor günlerdir bu konu, özellikle “Kızlarına sahip çıksalarmış onlarda” tarzındaki bir yaklaşımdan sonra!

Bir tv programında denk geldim, bazı güzide (!) gazeteciler Münevver’in mini eteğinin dahi katline zemin hazırladığından dem vurmaktaydılar!

Hele bir cümle sarf edildi ki, akıllara ziyan: Erkek arkadaşı olursa genç bir kızın olacağı da işte budur!

……

Münevver’in babası ve arkadaşları işin peşini bırakmamaya kararlı!

Gencecik bir evladı kaybetmenin acısı yüreklerinden hiç gitmeyecektir…Hunharca katledilmesi bu acının katmerlenmesi demektir!

Eminim ki içleri bir ayrı kıyılıyordur o sahneyi gözlerinin önüne getirdiklerinde; sevdiğimiz kişilerin canlarının yanması içimizi cız ettirir ya, minicik bir diken bile olsa o vesile…

Üstüne bir de zanlı kişinin ellerini, kollarını sallayarak dolaşması acısı biniyor, elbette!

Katilin bulunması geri getirmeyecektir asla Münevver’i, ancak içlerindeki kor ateşlerden bir parça soğutulacak!

Zor değil, kendi başımıza aynı durumun gelmiş olduğunu şöyle bir-kaç dakikalığına düşünelim!...

……

Haberi ilk okuduğumda pek üzülmüştüm, ayrıca Cem için, yabancı dil eğitimi alsın diye çocuk yaşından itibaren farklı ülkelerde yaşamak durumunda bırakılmış babası tarafından, çocukluğunu yaşayamadan şirket yönetimi amaçlı eğitime zorlanmış, bir çocuk gözüyle aileden dışlanmış!...

Para ne kadar çok olsa da hastalıkta alına konan bir anne elini, zor ya da pek keyifli bir anda omuza atılan bir baba kolunun yerini tutabilir mi?

Münevver’in mini eteğine takılanlar, bir ailenin oğullarından bir cani yarattıklarını neden görmek istemezler bir türlü?

……

Cem’in bulunamaması bana garip gelmeye başladı!

Tüm telefonların dinlendiği bir ülkede, olay henüz pek taze iken özellikle, Cem’in yakalanmaması kafamı karıştırıp duruyor! Çok para sanıyorum bazı durumlarda da pek işe yarıyor!

Baba üzerinde tespit edilen kan Münevver’e ait, bu nedenle en azından yardımcı olma suçundan tutuklanıyor, ancak eşi ve kızı Rusya’ya gidiyor!

Anne de sorgulanmıştı, bir anlamda cinayetten haberdar olmaması hiç de mümkün değilken, yurt dışına böyle kolayca çıkması nasıl açıklanabilir sizce?

Bir açıklaması olabilirdi bence, eğer ki takip edip, Cem’e ulaşmak olsaydı amaçları, öyle bir durum da olmadığına göre, demek ki adamına göre muamele!

Yine de iç sesim bunlardan öte bir şeyler olduğunu söyleyip duruyor, iç sesi kullandığımız dile çevirmek pek kolay olmuyor bazı kereler, bu da öyle, sanki daha derin mevzular bunlar diyor, kullandığımız kelimelerle eşleştiremiyorum, ah nasıl anlatsam!...

Sanki Cem’in, sanki Garipoğlu’ların etrafında bir kalkan var!

Gülgün Karaoğlu
Mayıs,04/09