Gavur İzmir’in baş belası twittercıları…

O günden başlamıştı kaygılar, hani polislerin Gezi Parkı eylemcilerinin üzerlerine ilk yürüdüğü günden söz ediyorum, otomatik olarak insan eline tv kumandasını alıyor, hiçbir bilgi yok!

İnternette gazeteleri tarıyor, keza…

Telefondaki sesler olmasa sanırsın ki her şey güllük gülistanlık!

******

Bu günlerde gazetelerde ve tv’lerde gördüğünüz fotoğraflar ve bilgiler var ya, facebook ve twitter , haa bir de Halk Tv, önünde sabahlayıp da neler olup-bitiyor diye öğrenmeye çalışanlar hiç de yeni bir şey değil!

Henüz üzerinden üç dakika geçmişken gördük o videolardaki vahşeti; yardım çağrılarına tanıklık ettik! Bilmem neredeki yaralılar için talep edilen ilk yardım malzemelerini retweet ettik kaç takipçimiz var, hangi ilde falan diye düşünmeden…

Tanıdıklarımızın feryatlarını paylaşmaya çalıştık “Bizi bilmem nereye sıkıştırdılar, acil yardım!..”

İzmir’de eli sopalı kişilerin saldırılarından haberdar olduk; otoparkın ikinci katında polis tarafından dövüldüklerinden…

Kızların saçlarından tutulup dövülmesinden tutun da sinen insanların ısrarla peşlerinden gidilip de haşat edilmesinden…

******

Oğullarımız, kızlarımız oradaydı; olmasa da oradaki kızlar ve oğullar da bu memleketin varlıklarıydı ve elbette ki hepimiz hepimize destek verdik!

Demek istediğim hepimiz oradaydık; meydanlarda olanlar meydanda, olmayanlar sosyal haberleşme ağlarında!

Herkes üzerine düşeni yaptı, anlayacağınız; tv ve haberciler dışında!

******

Hepimiz “es” geçilip de gavur İzmir’in baş belası twittercıları yargılanacak, öyle mi?

Kusura bakmayın, “Hepimiz Gezi Parkı Direnişçileriyiz” diyenler “Hepimiz de baş belası Twittercılarız!” der!

******

Yaşadığım bir-iki şeyi de paylaşmadan geçemeyeceğim:

1)      “Yurt dışındayım, neler oluyor, ne olacak?” gibi sorular öncelikle dikkatimi çekmedi lakin benzer sorular çoğaldıkça ve “Çok yoğunum Olcay Hanım, hayrola neler oluyor, sizce nasıl sonuçlanır? tarzına dönüşüp üstüne üstlük “İzmir’de katılım çok düşük, sizce neden?” gibi mesaj olarak gelen sorular ısrarlarını sürdürdükçe insanın aklına ağzınızdan laf alınacak da hakkınızda kullanılacak duygusu oluşuyor; ama doğru ama yanlış…

2)      Rastgele bir tweet gördüm: Polislerin arasına soda şişesi atın, balonların içlerini boya ile doldurup tomalara fırlatın gibi…

Boyayı anlarım, üstünüze çok geliyorsa önünü göremesin falan diye ama polise soda şişesi atmaya çağırmak provokasyonun dibiydi, bence, üstelik de profil resminde “AKP İstifa” logosu vardı; ne yalan söyleyeyim, alelacele uyardım tanıdıklarımı…

Ne yani, uyarmasa mıydım?

******

Elleri sopalılar başka yerlerde yoktu, sosyal medya gözaltıları da başka illerde olmadığına göre İzmir’in ayrıcalığı, vallaha biz İzmirlilerin değil, esas başkalarının gözünde!

Artık dertleri neyse…  

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com