Gazateye sarılı bira içmek

Çocukluğumda hatırlarım; Adana'nın umum yerlerinde bazı kimseler alkol alırdı. Eski barajda, parklarda hatta sokaklarda… Birayı gazeteye sararlardı. Hani içtikleri şey belli olmasın diye. Belli ki yaptıkları şeyi gizleme ihtiyacı duyuyorlardı. Gazeteye sararak kendilerince meşrutiyet kazandırıyorlardı yaptıklarına. Bir kaç gazeteci de bunu yapıyor. Sen gel vatana ihanet et ve bunu gazeteye sar. İhaneti meşrulaştırmaya çalış. Suçu gazeteye sarınca meşru olur anlayışı, her şeyden önce gazetecilik mesleğinin onuruna karşı saygısız bir harekettir. Bu anlayışa karşı başta vatansever ve gerçek gazeteciler direnmelidirler.

Gazetecilik mesleği yapısı gereği, istihbarat örgütlerinin en rahat çalışabileceği alandır. Bilgi alışverişi, Kamu oyu oluşturma, nüfuz oluşturma gibi dinamikler gazetecilikle rahatlıkla eyleme geçebilmektedir. Bu nedenle İstihbarat örgütleri, gazetecilik mesleği örtüsü altında casusluk faaliyetleri için uygun zemin bulmaktadır. 

Batı toplumlarında, istihbarat birimlerinin ödenekleri incelendiğinde aralarında gazetecilere yönelik bir ödeneğin olduğu görülecektir. Bununla ilgili yüzlerce makale,  akademik çalışma internette mevcuttur. Meraklıları araştırabilirler.

Televizyon programlarında tartışan gazetecilerin hararetinin yoğun olmasının  nedenleri arasında bu vardır. Vatansever gazetecilerle, casus gazeteciler (Bir de diğerleri var tabi. Her muhalefet edeni casus gazeteci diye itham etmek birçok gazeteciye karşı ağır hakaret olacaktır.)

Muhalif gazetecilerin çok dikkatli olması gerekir. Keza, Casus gazetecilerin muhalif seslerle aynı ses tonundan konuşmaları, muhalifleri sevdikleri anlamına gelmeyeceği çok açıktır. Muhalif ses şiarıyla hareket eden ve kutsal gazetecilik mesleğinin ilkelerine bağlı gazetecilerin rolüyle hareket eden casusların en çok zarar verdiği kesim başta muhalefetin kendisi olduğu ortadadır.