- Kategori
- Deneme
Gazeteci Şevki Gemicioğlu'nun Ardından
Vefat eden bir insanın arkasında, aslında konuşmak ve hele dedikodu yapmak hiçte iyi değildir. Ne var ki uzun yıllar birlikte olduğumuz bazı insanların aniden aramızdan ayrılmalarına elbette insan olarak üzülüyor. Üzülmemek elde değildir.
Ölüm, yaşamanın doğal bir realitesidir. İnsan doğar, büyür ve sonradan da elveda değip gider. Hani bir söz vardır: “ Az yaşa, çok yaşa, bir gün ölüm gelecek başa”. Dini inancımıza göre de her insan günün birinde mutlaka ölecektir. Genç olsun, yaşlı olsun, kadın olsun, erkek olsun, Ağa olsun, bey olsun, zengin veya fakir olsun, er olsun veya paşa olsun, işçi olsun, patron olsun, güzel olsun , çirkin olsun elbette bunların her biri günün birinde bu dünyaya elveda değip gideceklerdir.
Rahmetli annem, bir sözünde şöyle derdi: " Ölüm ak topuklu bir küheylandır, herkesin kapısının önünde birgün geçer " diye söylerdi ve bir ah çekerek sözlerine şöyle devam ederdi: " Eladım, öğünsün kara toprak ki, onun bağrında kimler vardır ? " derdi... Önemli olan temiz olarak gitmektir, hayatı güzelce yaşamak ve geride bir olumlu iz bırakmaktır. Bu dünyadan göçüp gidenlere, halkın yararına olumlu iz bırakanlara ne mutlu! …
Yaklaşık 1, 5 ay içinde 6 yakın dostumuzu kaybettik. Didim’den emekli öğretmen Vahit Aksöz, Söke Ekspres yazı ailesinden İsmail Dalgıç (08.11, 2010), Söke’mizin tanınmış ailelerinden uzun yıllar Tariş yönetim kurulunda görev yapan ve İtimat Özel Motorlu Taşıt Sürücü Kursu kurucu ve müdürlerinden Mehmet Karakaş, Ankara’dan gelen Ardahanlı şair dostumuz Haydar Çetinkaya, Söke’nin yaşayan tarihi Akif Atacan amcayı ve yakında kaybettiğimiz Şevki Gemicioğlu ( 13 Aralık 2010. Bu altı güzel insanı Kasım 2010’dan bu yana yaklaşık birer hafta ara ile kaybettik. Anılarıyla her zaman gönlümüzde onurla yaşayacaklardır. Aslında bu değerli insanları kaybetmedik, şehitler, gazilerimizin kanlarıyla kazandıkları bu aziz toprağında yer verdik..
Şevki GEMİCİOĞLU, Söke’de yerel basınımızın en eksi ve en deneyimli duayenlerindendi. Söke Ekspres gazetemizin kurucularındandı. Rahmetli Zeki Yavaşla birlikte, 1962 yılında Söke Ekspres’i çıkarmışlardı. Halil Özşarlak üstadımız o yıllarda Söke Ekspres’in yazı işleri müdürü idi. Şevki GEMİCİOĞLU, 11 Eylül 2007 tarihinde Söke Ekspres Gazetesi'nde şunları yazıyordu biryazısında:
“Söke’mizde günlük gazete çıkarmanın arzusu ile yıllardır özlemini çektiğim günlük yayın yapacak bir gazeteyi Söke’mize sunmak arzusu vardı hep içimde. Söke Belediyesi binasının karşısında geniş meydanda hatırladığım kadarı ile kâğıt işlerini yapan bir arkadaşımızın mağazasında elle sallamalı bir matbaa tesisatını İzmir’den temin edip, SÖKE EKSPRES adı ile bir gazete çıkarmıştık. Bu tesisatı kurmakla bize desteğini esirgemeyen dostlarımız vardı. Bunlar arasında kadim dostum Halil Özşarlak’ta vardı. Hiç unutmuyorum büyük bir enerji ile çalışıyorduk.
O yıllarda çalışkan ve saygıyla sevdiğimiz küçük yardımını gördüğümüz biri daha vardı. O da dostumuz ve kardeşimiz Yılmaz Kalaycıydı. Şimdi renk renk süslediği CUMHURİYET OFSET FORM MATBAASI inancın ve çalışkanlığın bir simgesi olarak, Söke’mize hizmet vermeye devam ediyor, bundan dolayı Yılmaz KALAYCI kardeşimizi kutluyorum”… Sevgili Şevki GEMİCİOĞLU, yaklaşık üç yıl önce bunları SÖKE EKSPRES Gazetemizde övünçle, gururla yazıyordu…
Gazeteci, yazar Şevki GEMİCİOĞLU, Ödemiş’te oturuyordu. Zaman zaman onunla telefonla görüşüyorduk. Benim ve kitaplarım hakkında en az beş altı makalesi vardır. Cumhuriyetimizin 75.Yılı anısına özenle hazırladığım “Sökeli Şairler ve Yazar-Güldeste” adını taşıyan antoloji kitabım için yazdığı bir makalesinde:
" Sevgili dostum Abdülkadir Güler, Söke’ye gelişinizle ilçemizin kültür yaşamına renk kattınız. Dinanizim, canlılık getirdiniz. Yazılarınızla, şiirlerinizle kitap haline getirmiş olduğunuz eserlerinizle yüceldiniz.Söke'nin adını Anadolu'ya taşıdınız. Sizi gönülden kutluyorum." ( Söke Ekspres 25 Aralık 2003 ).
Sayın GEMİCİOĞLU ile bir ara yaptığım bir telefon konuşmasında aynen şöyle diyordu:
” Kadir Bey, yaş ilerledi, kemale erdi, unumuzu eledik, eleğimizi duvara astık. Artık eskisi gibi yazamıyorum. Ben bir şeye çok üzülüyorum. Şiirlerimi, kaleme aldığım denemelerimi ve anılarımı şöyle bir kitapta toplayamadım. İşte ben buna üzülüyorum. İki yüzden fazla şiirlerim vardır, bunların kenarda, köşede, tozlu raflarda, yerel gazete sayfalarında kalmasına, kaybolmasına gönlüm razı değildir. Sökeli Şairler ve Yazarlar – Güldeste, adını taşıyan seçkinizde ( 1998 ) bana da yer verdiğiniz için ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum” diyordu.
Bu antolojiden kendilerine üç, dört tanesini armağan etmiştim. Çok sevinmiş ve hatta bu kitap hakkında bir tanıtma yazısını da yazmışlardı… Bilmiyorum Sayın GEMİCİOĞLU’nun çocukları, şiirleri ve yazılarının bir kitapta toplanması konusunda neler yapacaklar, bir şeyler düşünüyorlarmı? Elbette bu da bir imkân meselesidir. Onun bu arzunu günün birinde düşünürler mi?
Gazeteci yazar ve şair Şevki GEMİCİOĞLU 'nın şiirleri yabana atılacak cinsten değildir. Daha çok halk şiiri geleneğine bağlı olarak şiirlerini düzenli bir ölçü ve sağlam bir kafiye ( uyak) örgüsü içinde yazıyordu. Az ve öz yazıyordu. Şiir ve yazılarıyla her dala da koymuyordu. Kibar bir insandı, daha Türkçesi bir İstanbul efendisiydi….Şevki Gemicioğlu 1926 Ödemiş doğumlu idi. 13 Aralık 2010 tarihinde yine Ödemiş'te vefat etti...
Yukarıda adlarını yazdıklarımın tüm dostlarımıza, Allah’tan rahmet, başta aileleri, sevenleri ve yakınları olmak üzere hepsine ayrı ayrı sabır ve başsağlığı diliyor, sözlerimi sevgili kadim dostum ve ağabeyim olarak tanıdığım değerli gönül adamı Şevki GEMİCİOĞLU’nun “VURMA GÜZELİM” başlıklı şiiriyle sözlerime son vermek istiyorum.
Bu saygıdeğer dostlarımızın mekânları cennet olsun diyorum.
Yüküm dağlar gibi çekemiyorum
Derdimi kimseye dökemiyorum
Kalbime bir hançer sökemiyorum
Bilirsin nedendir sorma güzelim
***
Hayaller pembeydi sararıp soldu
Mutluluk sandığın serap kayboldu
Rüyalar umutlu hani ne oldu
Her düşü hayıra yorma sevdiğim
***
Güneşi aradım günüm sarardı
Mehtabı aradım bulutlar vardı
Yıldızlar kor oldu ruhumu sardı
Yetiş imdadıma durma güzelim
***
Çırpınıp uçarken her bir nefeste
Gönül bir kuş değil durmaz kafeste
Her tatlı kelamda yalvaran seste
Arama sevgiyi zorla güzelim
***
Bir rüya gibiydi geçti baharlar
İçimde bir sızı başımda karlar
Düşünme sanma ki aşka zaman var
Boşuna hayaller kurma sevgilim
***
Mecnundum çöllerde yandım aşkından
Bir damla vermedin gönül tasından
Vurmuşsun kalbimin tam ortasından
Ne olur bir daha vurma güzelim
Şevki GEMİCİOĞLU
Söke Ekspres Gazetesi
23 Ağustos 2005