- Kategori
- Sosyoloji
Gazilik... Bildiklerim. !.
Atatürk’e 19 Eylül 1921 yılında “gazi”lik unvanı verilişinin yıldönümü “Gaziler Günü” olarak kutlanıyor. Günümüzde “gaziler” denilince de halkımın aklına Güneydoğu’da yaralanan askerlerimiz geliyor. Ama durum bugün hiç öyle değil.
Kurtuluş Savaşımızdan sonra Atatürk, “Savaşta birçok kahramanımız oldu. Gazilerimizi, şehitlerimizin yakınlarını ödüllendirelim, gururlandıralım ve gelecek nesillere örnek gösterelim” diyor.. Devlette bulunan kayıtlar inceleniyor, kişilerin anlatımları araştırılıyor ve sonuçta 6 kişilik komisyon ancak 6 bin 920 kişiye “gazi”lik unvanı verilmesini uygun buluyor. Sayın okurlar ; Günümüzde yok edilmeye çalışılan, üzerine saray kondurulan Atatürk Orman Çiftliği’nin gerçek adı Gazi Çiftliği’dir. O isim, çiftlikte çalışan gazilerin adını taşıyordu. Dahası gazilerimiz için çiftliğin hemen yanında evler yapılıdı.. İşte o evlerin bulunduğu yer sonra bugün de bulunan Gazi Mahallesi olacaktır. Dahası, Atatürk kendi parasıyla bir ilkokul yaptırdı.
Demokrat Partili yıllara geliniyor. Oy için her şeyin bozulduğu gibi Başbakan olan Adnan Menderes 1952 yılında .. Yasa ile İstiklal Savaşı gazisi sayısını 6 bin 920’den 45 bine çıkarttrıyor. 1953 yılında ise Kore Savaşı’na gönderilen 4 tugaya da “gazi”lik unvanı verildi.
Oysa savaşa ilk giden grup katılmış, diğerleri turisttik gezi..
Yani Kore ‘ye giden herkes savaşa katılmayanlar da gazi sayılmış. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı için görevlendirilen tüm askerler savaşa katılsın, katılmasın hepsi gazi sayılmış. Bir anda gazi sayısı 47 binden 87 bine yükselmiş.
Gelelim günümüze… AKP’nin isteğiyle yasa değiştirildi, “gazi” ve “şehit” sözcükleri kanunlardan çıkarıldı. Şehitler için “vazife ölümü”, gaziler için “vazife malulü” denildi.
Görevliyken trafik kazası geçirip hayatını kaybedenle, silahlı çatışmada şehit edilen arasında hiçbir fark kalmadı. Açıkçası Batı’da bir askeri birlikte ranzasından düşüp ölen askerimizle, çatışmalarda hayatını kaybeden aynı yasa hükümlerine tabi oldu.
KİM GAZİ BELLİ DEĞİL..
Kimlik kartında daha önce gazi olanlar için “gazi”, “şehit eşi”, “şehit annesi- babası”, - “şehit kardeşi” yazıyordu.
Oysa şimdi kimlik kartlarında “şehit yakını, gazi, gazi yakını, vazife malulü, vazife malulü yakını” yazıyor.
Yani kimin ne olduğu belli değil. Bu kartı kaşıyan herkes kendisini gazi gösteriyor.
Hükümet, oy uğruna bu kavramları genişleterek gazilik ve şehitlik kavramının değerini azalttı.
Bakmayın siz kutlamalara. Genelkurmay’da “Gazi”nin bir tek adı kaldı. Artık tüm yetki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda, gaziler ve şehit yakınları politikanın kucağına atılmış.
Ey siyaset ve siyasetçiler her şeyi bozdunuz.
Şehitlere – Gazilere dokunmasaydınız.
Gerçek gazilerin önünde saygı ile eğilir, minnetimi sunarım.
ozcanvural33@hotmail.com