- Kategori
- Şiir
Geceyi Çağıran Çığlık
seni görebilme umudum
sarıldığım sabrımdı
kara elmas gözlerinde
tünemiş hercai menekşeler
duydum ki unutmuşsun
öyle dediler görenler
gel al suretini gözlerimden
özgürlüğe sal beni
susma, konuş ki
senden duyayım bittiğini
ve sonra ebedi sussun
sevgi bahçesinin bülbülü
benim için hayat
her sabah, yeniden başlayan
kendimle kıyasıya savaş
yıllar yılı, körlendi sabrımın bileyi
yere düşen yağmurdan
bir damlasını bile nasiplenememiş
ışıkların okşamadığı, iki kurumuş kuyu gözlerim
/güneş tutulduğunda bile, ona arkanı dönme
tıpkı bir fidana bakar gibi, bakmak gerek koca çınara
duvarları yıkabilir ya da yeniden yapabilirsin
ve kartların çoğu, senin elinde demiştim…/
ne çok zaman geçmiş aradan
aşkın her köşe başını
bir eşkiya tutarken şimdi
ormandaki karacanın vurulma korkusu düşmüş içine
sen kara şövalye
kör kurşun bile senden yana
ellerine kına türküsünü yakarken
kan/dır gözlerinden boşalan
ben pervâne döndüm, sen gülüp oynarken
kendim ovalayıp durdum
acımın omuz başlarını
dik duramazken artık / bildim
yokmuş yaşamda sevinçle keder eşleşmesi
hani sonsuza kadar derdi(m)n
kır çiçeği gibi, kısa ömürlüymüş oysa bu aşk
delik deşik yüreğimde
kökleri dışarıda kalmış, kurumuş sevgi çiçeğim
her yaşam ezgisinde
geceyi çağıran bir çığlıksın kulağımda
hayâlle avunamayacak kadar az yolum
bitti / bittin/ bu sevdayı sonsuza dek unuttum
21 Ağustos 2010
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir