Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

Geleceğe dönüş serisi

Geleceğe dönüş serisi
 

Geleceğe Dönüş


80'li yıllarda çocukluğunu yaşamış bir kesimin asla ama asla unutmayacağı bir film vardır. Tabi ki herkesin filmi farklıdır. Benim çocukluk filmim ise bana hala bugün bile izlediğimde heyecan verebilen bir türden. Evet tahmin edebileceğiniz gibi Back To The Future yani Geleceğe Dönüşten bahsediyorum. Hangimiz aslında zamanda yolculuk yapmak istemeyiz ki? Filmin ana konusu da zaman yolculuğu üzerine kurulu. Her çocuğun büyük bir hayranlık duyduğu Marty McFly, Hillvalley' de yaşayan liseli bir gençtir. Uçuk kaçık arkadaşı Doktor Emmett Brown ise yıllarını ve tüm servetini yeni deneylere harcamış bir bilim adamıdır. Çoğu kişiye göre ise bir deliden farkı yoktur. Günün birinde zaman makinesini yapar ve Marty ile beraber zamanda yolculuğa başlarlar.

Film üç seriden oluşan, dahiyane kurgulanmış olaylar zincirini barındırmaktadır. İlk filmin yapım yılının 1985 olduğu göz önüne alındığında; gerek senaryo, gerek görsel efektler ve gerekse oyunculukla bu serinin aslında en iyi üçlemeler listesinde yerini bulacağını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Senaryo yazılıp bir film şirketine önerildiğinde, ilk filmde de görülen annenin oğluna bilmeden beslediği sevginin işlendiği bir filmin izleyiciler tarafından ilgi görmeyeceği düşüncesiyle reddedilmesi belki de filmin bu kadar gişe başarısı görmeyeceği düşüncesindendi.

Marty McFly rolüyle hafızalara kazınan Micheal J.Fox, Doktor Emmett Brown rolüyle Christopher Llyod sinema tarihinin belki de en iyi ikilisinden biri oldular. Filmin senaryosu dikkatle incelediğinde bir çok ayrıntı olması da filmin güzelliklerinden sadece bir kaçı. Aklıma gelenlerden örnek verecek olursam: Emmett Brown isminin "Emit" olarak telaffuz edildiğini hepimiz görebilmekteyiz. Peki bunun tersten okunuşunun İngilizce zaman anlamına gelen "Time" kelimesinin tersten okunuşu olduğunu belki de bir çok kişi bilmiyordur. Bir diğer ayrıntı ise ikinci filmde Yaşlı Biff 1955 yılına dönüp Genç Biff'e spor almanağını vermesiydi. Bunda ne var diyeceksiniz. Akabinde Biff spor almanağını kullanıp zengin oluyor zaten. Ama şuna dikkat ettiğimizde Biff'in ilk bahisini 1958 yılında yaptığını görüyoruz, yani ABD'de yasal bahis oynama yaşı 21 olduğundan 21 yaşını beklediğini çoğumuz düşünmemişizdir bile. Filmden bir diğer ilginç ayrıntı ise zaman makinesi olarak kullanılan DeLorean otomobilin yerine, zaman makinesi olarak buzdolabı kullanılma düşüncesiydi. Bu fikirden, çocukları kötü etkileyecebilecekleri düşüncesiyle vazgeçilmiştir. Bunca ayrıntıdan neden bahsediyorum. Bunun gibi bir çok ayrıntı, bu serinin aslında ne kadar titiz bir çalışmayla meydana geldiğinin bir göstergesi.

Birçok üçlemenin 2000'li yıllarla beraber devam filmi geldi. Bazısı başarılı oldu, bazısı ise eskilerinin tadını hiç bir zaman vermedi. Birçok hayranı belki de neden Geleceğe Dönüş serisinin devam filmi çekilmediğini düşünüyor olabilir. Bunun başlıca sebeplerinden en önemlisi, Micheal J.Fox'un parkinson hastalığına yakalanmış olması ve Marty gibi genç bir karakteri canlandıramayacak kadar hasta olmasıdır. Umarım en kısa zamanda da sağlığına kavuşur.

Serinin ilk filmi 1985, ikincisi 1989 ve üçüncüsü 1990 yılında Robert Zemeckis'in yönetmenlik koltuğunda oturduğu seri de ünlü yönetmen Steven Spielberg'in katkısı da göz ardı edilemez.

Serinin devam filmi gelir mi bilinmez ama Geleceğe Dönüş serisi 20.yüzyılın sonlarında hatırlanacak güzelliklerinden biri.

 
Toplam blog
: 92
: 2632
Kayıt tarihi
: 28.01.09
 
 

Parliament Sinema Klübü'nde yayınlanan filmleri izlemek için çocuk halimle uykudan feragat ettiği..