Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '20

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

GELİDONYA FENERİ

 

Dostum Ahmet Bey bir seneye yakın zamandır Antalya-Gelidonya fenerine gidelim diyordu. İnternetten araştırınca ülkemizde yürüyüş rotasının güzelliğinin ilk ona girdiğini, birçok yabancının sırf bu güzelliği görmek ve yürümek için buraya geldiğini öğrendim. Dostum sağlık sorunları yaşayan annesinin de bu sıralar Antalya’da olduğunu öğrenince bir taşla birkaç kuş vurmak hesabıyla Antalya seferi düzenlenmesine aklım yatmıştı.

Ahmet Bey Eğirdir’den sabahleyin gelecek bizde köy garajından birleşerek yola çıkacaktık. Hesabımızı gurubumuzu bu güzel rotaya götürmek için aksaklıkları görmek adına yaptığımızdan her şeye dikkat ediyorduk.Kilometreye,saate,yol ayrımlarına özellikle bakıyorduk. Kış ortası olduğundan kışlık, Antalya’yı düşünerek yazlık da hazırlık yapmıştık. Derken Antalya-Konyaaltı üzerinden Kumluca’ya ulaştık. Seracılığın başkenti sayılan bu ilçede sahile inerek sahildenKaraöz’evardık. Havanın güzelliği manzaranın sihirli dokunuşları bizleri masal alemine ışınlamıştı. Harikulade koyların sakinliğinde maviyle-yeşilin oynaşmasını hasetle izliyorduk. AracımızıKaraöz’de plaja bırakıp çantalarımızı sırtladığımızda Ahmet Bey iskeleye yönelip arka arkaya fotoğraf çekmeye başlamıştı bile. Isparta’yısabahleyin kapalı-soğuk bir havada bırakmamıza rağmen burası mart-nisan aylarını yaşarcasına bahar havası sürüyordu. Yeşiller boy vermiş, renk renk çiçekler piyasa yapıyordu. Toprakyoldaki hafif bir eğimle yol alırken pikniğe giden ilkokul öğrencilerinin neşesiyle tabiatın bize olan ilgisinde sarhoş vaziyetteydik. Tam ana yoldan yukarı tırmanan bir patikaya yaklaştığımızda karşıdan iki kişinin geldiğini gördük. Tanışıp fotoğraf çektirme arzumuza biri ben orijinal dersimliyim, yıllardır Almanya’da kalıyorum bu güzelliğe arkadaşımı gezdirmek için getirdim ama pislikten utandım dedi. Yanındaki belliki alman arkadaşıydı az biraz dilimizi konuşabiliyordu. Eğitim şart söylemleri arasında ayrıldık. Yolumuz artık tırmanma konusunda kendini belli etmeye başlamıştı. Daralan patikada ilerlerken bir taraftan da düşünüyordum. Yürüdüğümüz yol birçok benzer yere göre temiz bile sayılır.Tabi yukarıyı görmeden bir şey söylemek doğru olmazdı. Birden arkamızdan ses duyunca heyecanla geri döndük. Bir kaç motorcu patikadan yukarı çıkıyor görünce kenara çekildik. Fener gözüktüğünde ayrı bir dünyaya inmiş gibi hissettik. Farklı bir gezegende fantastik bir manzaraya dalmış gibiydik. Göz alabildiğince uzanan denizde beş tane küçük ada ve hepsinin abisi gibi onları hizaya sokmuş beyaz elbiseleri içinde Gelidonya feneri bizi bekliyordu. Tabelasındafarklı akıntılar yüzünden tarih boyunca birçok geminin battığı bu güzel yerde 1934 yılında başlanıp,1936 yılında fenerini hizmete girdiği yazıyordu. Etrafın göz alıcı güzelliğine rağmen fener bakımsız etrafı düzensizdi.Kapılar kilitli, her yer yabani taşlıktı. Bu güzellik bir başka ülkede olsa nasıl olurdu diye düşünüp, hüzünlendim. Bekçisi olsaydı, lavabolar açılsaydı taşlar düzenlenip, birkaç masa atılsaydı şeklindeki serzenişlerime Ahmet’imiz;

-Hocam seni oksijen mi çarptı? Burası Türkiye kendine gel diyerek bizi kendisini takip etmemizi istedi. Hakikaten 30-40 metre ileride büyük bir çam ağacına dayanarak manzarayı seyretmek bize doyumsuz zevk verdi. Yaşadıklarını belgelemeyi seven dostum sıcağı sıcağına bir video çekti. Güzellikten yorulup bir bardak sıcak çaya ortak olmak için üstü açık çoban kamelyasında oturduk. Çantalarımızdakini çıkarıp zemine dizmiştik ki iki kişilik turistlerin oturdukları taş üzerinde manzarayı seyretmelerine dayanamayıp güzelliklere katık diye yiyecek ve çayımızı da onlarla paylaştık.İstemeyerek dönüş patikasına yönelip inişe geçtiğimizde bir ara kaybolan dostum çektiği fotoğrafları sevenleriyle paylaştığını anlattı. Azalan suyumuzu yol kenarındaki çeşmelerde takviye ederek hızla arabamızın yanına ulaştığımızda güzel bir rüya yaşamış, şanslı insanlar gibi uyanmak istemiyor, gözlerimiz buradan ayrılmak istemiyordu.Hala gitmediyseniz Gelidonya Fenerini tavsiye ediyorum.

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..