Gelin güvey (Zurnanın sol deliği olduk...)

GELİN GÜVEY…

Bir tantanadır başladı, Perşembe mi olacak Cuma mı?

İşte bugün Perşembe…

Gökten zembille inme Dış İşleri bakanının ağzı kulaklarına varıyor, niye?

“NATO özellikle de ABD Suriye’yi vuracak,” diye.

Özellikle yandaş televizyonlarda açıklandığı gibi nokta atışları yapacakmış karadan denizden oradan buradan şuradan, falan feşmekân…

Eskilerin bir tabiri var; Çingene çalıyor Kürt oynuyor diye, aynen öyle ne ABD nin ne de NATO nun bir plan açıklaması mümkün değil, manyak mı bunlar…

Savaş bu çocuk oyuncağı mı; bak biz buradan girecek şuradan çıkacağız, şuraları vuracağız buraları vurmayacağız…

Peki, sonra Suriye de bir ordu var, füze var rampa var uçak var, belki yetmez ama hiçbirinin “eli armut” toplamıyor ki az veya çok karşı koyacaklardır…

Kolay mı NATO veya ABD+ koalisyon güçleri tonlarca bomba atacaklar, hiç mi sivil ölmeyecek hiç mi yanlış hedef vurulmayacak tahribat olmayacak?

O küçücük çocukların atılan bombaların seslerinden ruhsal dengeleri altüst olmayacak mı?

Diyelim ki girdiler vurdular…

Ya sonra?

***

Muhteşem Dış ileri Bakanı açıklıyor; hem ülkemiz hem bölgemiz çıkarına olacak...

Hani çocuklar ve kadınlar için ağlıyordunuz nedir bu “çıkarlarımız?”

Irak da gördük Saddam’ın devrilmesi ülkemiz ve bölgemiz yararına dediler; ama ne hikmetse “üçün birini” aldık şimdi de hiç kimsenin kuşkusu olmasın “hava” alacağız. Gerçeğin ta kendisi şu; zaten yitip giden “itibarımız” yerle bir olan dostluklarımızdan eser kalmayacak, yapayalnız ve “ispiyoncu” bir devlet olarak tarihteki yerimiz, alacağız…

Dün televizyonlar karşısında ahkâm keserken izledim beyefendiyi:

ABD nin vurma ihtimali arttı diye nasıl mutlu, nasıl memnun anlatamam. Anlattığına göre “Deli danalar” gibi bir o yana bir bu yana koşuşturup duruyormuş…

Aslına bakarsanız, daha ilk günden beri kafalarında en ufak bir değişiklik olmadı ki; çabaları komşudaki ateşi nasıl söndürürüz diye değildi ki, ilk günden beri ABD Suriye’yi nasıl vurur, onun peşindeydiler…

Sonuç; Türkiye şu anda tüm dünya da “zurnanın son deliği” durumunda...

İnanın “Müslüman” ülkelerde dahi takan yok dinleyen yok, en ufacık değer veren yok hatta keşke gelmeseydiniz diyenler bile var. Çünkü AKP ekibinin maşallah dedikleri bile kırk gün yaşamıyor, gittikleri el attıkları hemen her yerde terör var ihanet var kargaşa var savaş çığırtkanlıkları var hem de “tekbir” sesleriyle birlikte…

Pardon unuttum yeni moda; “Rabia” pankartları da var…

Hatırlarsanız Reyhanlı patlamaları sonrasında ABD Başkanı Obama Başbakan’a; Ülkende kan gövdeyi götürüyor senin “ailece” ABD gezisinde ne işin var, diye. Ne en ufacık yüzü kızaran oldu ne de utanan…

Başbakanın tutumu zaten belli ama Dış İşleri Bakanı ve AB den sorumlu emlakçı bakan; kendi kendilerine hem  “gelin” olmuşlar hem de güvey…”

***

Başkan Obama “iktidarın” ne mal olduğunu anlamayacak kadar aptal mı, güvenilemeyeceğini de çok iyi biliyor. Görünen köy kılavuz ister mi?

Beyefendinin ekibi yardıma hazırız, “koalisyona” katkıda bulunabilir diyor!

Breh, breh; komşu sınırlarında yuvalanmış PKK denilen belayı defetmesini bilmeyen bir yönetimin “askeri” açıdan beş paralık yardımının olmayacağını bilmeyen mi var. TSK nın müdahalede bulunma hakkı bile yok zaten ihtiyaçları da…

Daha “tezkerenin“ meclisten geçirilme karar bile belli değilken ABD ve ekibi kime neden ne için güvensin, çocuk oyuncağı mı bu?

Savaş tamtamları çalıyor biri “Padişahçılık “oynuyor diğerleri ise top yekin “mühim adam” rolündeler…

Dün Başkanın danışmanlarına sormuşlar: İncirlik Adana Cilvegözü Şanlı Urfa Kahramanmaraş kullanılacak mı?

“Gidin işinize, hiçbirinin hatta Türkiye’nin adı bile geçmedi” demiş…

Büyük devlet güçlü devlet, ekonomisi dünyanın bilmem kaçıncı büyük devleti, safsataları ile herkesi aptal yerine koymayın, kendinizi dev aynasında görmeye devam edin ama düşün yakamızdan…

Bırakın artık “gelin güvey” olmayı açın gözlerinizi, giderek pisliğe batıyoruz, bizden sonra gelecek çocuklarımızın burunları asla boktan kurtulamayacak sayenizde…

Çağdaş modern gelişmiş demokratik laik özgür ve mutlu olarak aldığınız şu güzelim ülkeyi “hiç” yapmayı, komşularımızın tamamınız parçalamayı başardınız ya, helal olsun…

***

Sahi aklıma gelmişken sorayım, “Müslüman” İstanbul da veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde; şu güne kadar “savaşa hayır” komşularımıza “müdahaleye hayır” diye yürüyen konuşan miting düzenleyen oldu mu?

Ve millet olarak “ağzı açık ayran delisi” gibi olan biteni sadece “iktidarın” gözünden seyrediyoruz…

Daha neyi tartışıyoruz ki?

Erdoğan ÖZGENÇ