Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gelin olamadınız, gelincik oldunuz.

Gelin olamadınız, gelincik oldunuz.
 

www.kaliteliresimler.com'dan alınmıştır.


Uçuk yeşil sapında aşağıdan yukarıya kurşun kalemle çizilmişçesine uzanan özenli çizgiler.

Bunlar, içinden bir dolu hayatın geçtiği damarları olmalı.

Üzerlerinde kan kırmızısı taçları…

Gelincikler.

Birazdan kahkaha atacaklar gibi…

Sağa sola aldırış etmeksizin deviniyorlar.

Bir demet. Ellerinde: Zarif, ince uzun parmaklarıyla neredeyse avuçlanmış, küçük parmak nedense biraz yukarıda… Kendilerini teslim etmişler.

Gelincikler.

Sarışın. Saçlarını belki de rüzgârla uçuşması için geriye atmış. Kırkın biraz üzerinde gibi ama belli ki gençliği bırakma niyetinde değil. Görünümü böyle. Dudakları son gülümsemede kalmış, ama dokunsan hayata yeni bir hıçkırıkla katılacak sanki…

<ı>Güzel çiçekler!

Cevap vereceğini bilsem, gelinciklerin ellerine ne değin yakıştığını söyleyeceğim ama yalnız gülümseme değil ki taşıdığı, suratından, bulunduğu yeri küçümseyen bakışlar akıyor.

<ı>Buraya gelirken yoldan topladım.

Otobüs kalkıyor. Tam karşısındayım. Üç-beş kelimeyle hayat daha başka nasıl özetlenebilir ki?

Gelincikler.

Nasıl da sabah yeliyle, hava akımının geldiği yönün tersine salınıyorlardı. Kelimelerin ayazına henüz tutulmadan önce, üzerlerine bir el uzanır, bir gölge, gövde kavranır, bir tırnak hareketi, öldüm sanılır. Aslında tam da sanıldığı gibidir. Koparılış.

Ölümcükler.

Gerçekte tüm değiş tokuşlar bu an yaşanıyor. Koparma sonrasındaki son nefeslenme sırasında. Başını dizlerime koyup, sağ elimi sıkıca kavradığında, o otobüse yeniden dönüyoruz. O gelincik taşıyan kadın oluyor, ben diğerleri gibi aşağılanma bakışı atılanlardan biri, belki de gelinciğe acıyan tek kişi olarak, onlardan birine dönüşüyorum.

Devran çok sonra dönmeye başlıyor, rüzgârlara boyun eğmemeler, karşı çıkmalar, kapılmalar, sövmeler, saymalar ve sanki birer azizmiş gibi acınası dünyada yaşayan varlıklara sözüm ona kutsal sarılmalar. İsteseniz de istemeseniz de gelincikler koparılıyor. Kimi sözle yapıyor bu işi, kimi eylemle, ama ille de öldürülüyorlar.

<ı>Güzel çiçekler!

Buraya gelirken yoldan topladım.

<ı>Buralarda gelincik olduğunu bilmiyordum.

Dağ tepe onlarla dolu. Topladıkça doluşuyorlar.

<ı>Ellerine yakışıyor.

Sağ ol da, koparırken hıçkırıklarını duyar gibi oldum.

Oysa sizin hıçkırıklarınızı kimse duymak istemedi, ilmek boynunuza geçirildiğinde dahi kötü bir sözün ağzınızdan çıkmaması ektiğiniz gelinciklerdendi.

Gelin olamadınız, gelincik oldunuz.

 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..