Gelişi gibi gidişi de hayırlı olmalı sevgilinin..

Gelişler ve gidişler hep acıtır zaten. Hayatın altın kuralı gibi her ikisi de. İnsanın gelişi de acıtır aslında, sadece biz o anlık mutlulukları sevdiğimiz için gelişinin bu kadar acı olduğunu göremeyiz o kadar. O, senin hayatına geliyorsa bir de senin hayatından çıkışı vardır elbet. Sana söylemiyordur sadece o kadar. Çünkü o da anlık mutluluklarda hoşlanan biri. Onunda sevgi eksikliği var. O da sevgiye ve ilgiye muhtaç aslında..

İlişkilerde hep karşı taraftan ilgi bekleriz ya, o bir türlü gelmeyen ilgi; işte asıl hatayı orda yaparız aslında. Beklemeyeceksin. Sevgiyi de ilgiyi de. Sevgi zamanla olan bir kavram zaten, ilgi de onun kız kardeşi. Yani et tırnak hesabı. İlgi istiyorsan beklemeyeceksin ki gelecek sana. Beklersen hiç gelmez, hatta başkalarına gider sende uzaktan izlersin.

Tabi şuana kadar bahsettiğim şeyler şimdiki devir sevgi ve aşkları. Nerede o mis gibi sevdalar? Nerede birbirini görmeden uzaktan uzağa hasretle, sabırla kavuşmayı bekleyen aşklar? Görmeden, dokunmadan, sesini duymadan, bir mektubuna gözleri yolda kalan iki kişilik sevgiler? Ben anlamıyorum zaten, kim demiş birbirini görmeden sevgi olmaz diye? Yaradanı nasıl sevdik o zaman? Bir sormak lazım bilene.. Binbir savaşların arasında gözleri yolda kalan ve yıllarca sevdiğini bekleyen sevdalar vardı eskilerde. Ne sabır varmış değil mi? Şimdilerde sabır mı kaldı insanlarda.. Sabır kalmamış ki, en güzel duygu olan aşk beyaz çarşaflara kadar düşmüş. Niyetler bundan ibaret olmuş artık. Sabretmek ise mezarda yatar olmuş...

Her şeyi geçelim. Bir insan karşı tarafın hayatına girerken de çıkarken de hayırlı olmalı. Giderken her şeyi yıkıp, yakıp, geride o insana manevi hasarın dışında maddi hasar bırakmamalı. Arkasından sövdürmemeli ki helalleşsin. Ayrılığıyla gurur duysun en azından. Hani derler ya, ben adamı ayrılırken tanırım diye. Ayrılığıyla konuştursun peşinden. Gurur peşinden ağlasın, yalvarsın. Öyle bir insan çıkmalı ki karşına, biraz sevmeyecek; ya ölecek aşkından ya da çekip gidecek ardına bile bakmadan. Acıtan gidişler değil gelişler olacak. Tersine çevirecek tüm kuralları. Toplumun getirmiş olduğu kurallara uymayacak, ona uyarsa zaten aşk olmaz ki.. Kendi yaratacak aşkının kurallarını. Sevecek, öyle bir sevecek ki ardından ağlayacak tüm sevgiler..

Sevmek nedir deseler, aslından anlatılacak o kadar çok şey var ki; sadece sevginin de adam gibi adamlığı olsaydı..

Sevgiler
rojdda