Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

21 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Genç kız ve sevgilileri..

Genç kız ve sevgilileri..
 

Pırıl pırıl bir hava. Kırık taburenin üstüne ilişmiş oturuyorum. Önümde sıcak bir çay !

Rüzgar essemmi esmesemmi diye düşünüyor .

Sanki eserse yaz ayına ihanet edecekmiş gibi düşünüyor herhalde.

Bir çift ilişiyor gözüme. Genç kız küçük ellerini sıkı sıkıya tutan delikanlının gözlerinin içinde tüm benliğiyle..

Mutlu aile hayaliyle sevgi sözcükleri fısıldıyor delikanlının kulağına sanki.

Delikanlı kendinden çok emin. " Beni çok seviyor, bensiz yapamaz" diyor içinden.

Genç kız giyime düşkünü bu belli. Kot pantalonu ve marka tişörtüyle, boyalı saçlarıyla moda dergisinde fotomodellik yapıyor görüntüsünde.

Delikanlı normal giyimli. Sade. Dürüst bir görüntüsü var sanki.

Genç kızın telefonu çalıyor " tatlım Sedat'la ..... klupdeyiz . Buradanda Beach gideceğiz ". Etrafıma bakınıyorum.

Hayır oturduğumuz yer salaş bir çay bahçesi. Neden öyle söyledi ki acaba ?

Delikanlı tepki vermiyor sevgilisnin bu masum yalanına (!) Hatta koltuklarının kabardığını hissediyorum sanki.

Gözlerim bakmasada kulağım hep onların konuşmalarına odaklanmış durumda.

Genç kız " aşkım, hafta sonu ....'ya gidelimmi " diyor. Bahsettiği yer sosyetenin akın ettiği bir yer.

Delikanlı birazda kırık bir sesle " ama nasıl gideriz.Hem param yok, hemde ustadan izin alamam ki "

Genç kız sinirleniyor birden. Ağlamaya başlıyor.

Delkanlı ne yapacağını bilemiyor. Sevdiği kızın ağlamasına dayanamıyor ki.

" Tamam tamir için bırakılan arabalardan birini alırım ustadan da avans isterim" diyor bir çırpıda.

Demin gözyaşı döken kız birden gülücükler dağıtmaya başlıyor. Bu arada garson çocuğa göz kırpıyor sanki !

Yok yok ben yanlış görüyorum sanırım !

Kalkıyorlar masalarından. Bende arkalarından. Neden bunu yaptığımı bilmeden peşlerine düşüyorum !

Yürüyoruz arka arkaya. Genç kız sarılmış delikanlıya. Hayaller kuruyor hafta sonu gezisi için belki de.

Otobüs durağında beklerlerken genç kız huzursuzlaşıyor yine birden " yaaa darlıng yaa neden araba almadın ki gelirken, şimdi otobüslerde mi süründerceksin beni " Kelimelerini öyle yayarak söylüyor ki. Her kelime dakikalarca uzuyor sanki.

Delikanlı " hayatım, nasıl alayım araba. Bugün hafta içi. İzin zor aldım biliyorsun" diyor sesinde aynı kırıklıkla.

Otobüse biniyoruz. Benim yolum o tarafda değil. Ama bende biniyorum onlarla birlikte.

Otobüse binince o sımsıkı sarılan genç kız gidiyor sanki. Delikanlıdan uzaklaşmaya başlıyor. Neredeyse ayrı oturacak. Delikanlı buna müsade etmiyor ama !

Küskün kız; otobüsde olmanın verdiği sıkıntıyı yaşıyor nedense..Telefonu çalıyor " yoldayım anne, sipariş ettiğin yünleri alıp geliyorum" diyor asık bir ifadeyle.

Delikanlı bu kızı çok seviyor bu belli. Peki ama genç kız ?. Sürekli karakter değiştirdiğini görüyorum şu kısacık zaman diliminde.

Otobüsün rotasını bilmiyorum. Hiç bilmediğim bir semte doğru gidiyoruz. Araç, işinden çıkmış yorgun insanlarla dolu. Bizim kız bir farklı gözükmeye çalışıyor sanki bu insan kalabalığında . İçimden "benim bu otobüste ne işim var" sorusu geçiyor haklı olarak . Cevabı yok ama.

İniyoruz bir durakta. Delikanlı yok bu kez. Otobüsde yoluna devam ediyor. Ben ve genç kız. Gecekonduların arasından geçiyoruz birlikte.

Telefonunu eline alıyor. " Aşkım birazdan .... buluşalım" diyor. Bir anda otobüste kalan aşık kalan delikanlıyı, evde kızından yün bekleyen anneyi düşünüyorum.

Başka bir minibüse biniyoruz. Bizim çift karakterli olarak nitelendirdiğimiz genç kız saçlarını topluyor değişik bir şekilde. Makyaj yapıyor minübüste. Parfüm sıkıyor. Kalitesi buram buram kokan.

Gittiğimiz yer büyük alışveriş merkezinin bulunduğu semt !.

İniyoruz arkadaşımla (!) Tabii bu tek taraflı arkadaşlık. Kız benim varlığımdan habersiz.

Giriyoruz görkemli alışveriş merkezine. Akşam olduğundan ışıklar yanıyor her vitrinde. Neon ışıkları altından ilerliyoruz. Sanki bir film sahnesi gibi. Nereye gittiğimizibilmiyorum ..

Karşıdan gelen delikanlıyı tanıyor gibiyim. Evet evet bu ç ay bahçesinde ki garson ! Hani aşık delikanlının omuzunda ağlarken göz kırptığı !

Sarılıyorlar birbirlerine. Kız çok farklı bir şekilde sarılıyor sanki. Bir gölge gibi izlerken onları beraber bir cafe'ye giriyoruz. Pahalı bir cafe. Deminki çay bahçesiyle alakası yok !

Çok farklı bu sefer bizim kız. Hep boynu bükük sanki. Çay bahçesindeki garson genç, çok sert gözüküyor gözüme.



Kızı aşağılıyor konuşmalarıyla sanki. " yaa ben bu ilişkiden sıkıldım, tatile çıkacağım" gibi laflar çarpıyor kulağıma !

Kız ağlamaklı. Ama bu kez gerçekten gözyaşları sicim gibi dökülüyor gözlerinden . Bir başka ağlıyor sanki. Daha gerçek. Hani o delikanlının yanındaki gibi değil !

Öteki delikanlının varlığını bilen bu bu garson gencin oturduğumuz cafenin sahibi olduğunu anlıyorum garip bir şekilde. Çay bahçesindeki durumunu düşünüyorum. Kafam karışıyor.

Kız yalvarıyor " beni bırakma" diye. Telefonu çalıyor genç kızın. Yün bekleyen annesinin aradığını anlıyorum. Bağırıyor annesine sinirli bir şekilde. Gözü yaşlı kadın kapatıyor telefonu tahminimce.

Garson genç bir anda sinirle ayağa kalkıyor. Kızı çıkarıyor cafeden. Bende apar topar hesabı ödeyip çıkıyorum arkalarından. Kız ağlıyor. Delikanlı " git başımdan beni rezil ettin" diyor. Kız " aşkım lütfen beni bırakma, hamileyim biliyorsun" diyor. " git tamirciye yapış, evlenir o seninle" diyor garson, cafe sahibi genç !
"Ama ben seni seviyorum. Beni bırakma, yalvarırım." diye ağlarken genç kız tamirci genç geliyor gözümün önüne.

Kara gözleriyle sımsıcak bakan genç !..Sevdiğini gezdirebilmek için aldığı riskleri düşünüyorum. Bir de genç kızın yaşadıklarını !

Genç kız yılgın şekilde yola çıkıyor. Ağlamaktan gözleri şişmiş. Belki de cebindeki son biletle otobüse biniyor !

Saat epeyce ilerlemişti. Ben ayrılmak zorundaydım. Minibüse binip kendi evime doğru yola çıktım. Yolda düşündüklerim ; genç kız tamirci gence evlenmek istediğini söyleyecek, kendini bırakan zengin garson genci unutmaya çalışacak, mutlu yuva özlemini bu şekilde yaşayacak, yün bekleyen annesini bir daha ağlatmayacak..

Yaşadığım yoğun ve yorucu günün ardından eve geldiğimde çay demledim kendime. Tüm yaşadıklarım, tanık olduğum olaylar bir bir canlandı yine.

Bir şehir olayıydı bu belki de. Fakir kız, zengin çocuk ! Seven çocuk fakir. Kıza sımsıkı sarılacak hayatı boyunca .
Kız da tamirci kocasının yağlı gömleğini yıkarken, gözünün önüne gelecek o zengin garsonun kendisini kovduğu cafe !

Bir kız çocuğu olacak .. Onu yetiştirmeye çalışacak.. İyi insanları öğretecek ona. Paranın hiç de önemli olmadığını anlatmaya çalışacak belki de. Yaşadığı acıları kendi kızı da yaşamasın diye. Annesi gibi ağlayan bir anne olmak istemeyecek belki de.
 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..