Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '22

 
Kategori
Güncel
 

Gençler Üzerine (II)

Gençler üzerine yine bir sohbet etmek istiyorum. Esasında, bizim gibi yazarlar açısından bakıldığında, eğer akademik bir yazı yazmıyor veya bilgi verme iddiasında değilsek zaten yazılarımız daha çok sohbet havasında olmalı/oluyor.

Gençlerimizin mutsuzluğuna dem vurmuştum daha önceki yazılarımda.

Türkiye gibi gelişmekte olan/gelişen ülkelerde, gençler, sanırım yaşlarının gerektirdiğinden önce “olgunlaşmak” zorunda kalıyor. Birçok genç, çocukluk döneminden gençlik dönemine, yine gençlik döneminden olgunluk dönemine, yaş dönemlerini bihakkıyla deneyimleyemeden geçmek zorunda kalıyor. Zorunda bırakılıyor, demek daha dürüstçe olur.

 

T24.com yazarı Sayın Mehmet Yılmaz, geçmiş yazılarından birinde (04.07.2022), Türk gençliğinin/çocuklarımızın eğitim sistemimiz karşısındaki hal-i pür melalini sorguluyordu.

Türkiye’de yıllardır sorguladığımız ve eleştirdiğimiz husus, bildiğiniz gibi gençlerimizin “anadilleri” de dâhil olmak üzere, fen bilimleri, matematik ve sosyal bilimlerde, girdikleri sınavlarda ortalama netlerinin çok düşük olması.

Velhâsıl-ı kelam gençlerimiz aldıkları eğitim neticesinde, “nitelikli bir işgören” olamıyor. Yine her şeyden önce, eğitim sistemimizin gençlerimizi zorlu yaşam koşullarına da hazırladığı iddia edilemez.

Şimdi şapkayı çıkarıp dürüstçe hepimiz birbirimizi sorgulamak ve eleştirmek “zorundayız”. Yeri geldiğinde attığımızda mangalda kül bırakmayan biz “ergen-çocuklar”, ne kadar gençlerimizin iç dünyalarına girebiliyoruz? Şunu kabul edelim… Özellikle bizim gibi geleneksel değerlerin yaşamlarımızın merkezinde olmazsa olmaz bir motor gücü gördüğü gelişmekte olan/az gelişmiş toplumlar açısından, anne-babalık sorun teşkil etmektedir.

Neden, sürekli gençleri diline doladın diyebilirsiniz?

Takip etmiyor musunuz, sosyal medyada olsun tv ekranlarında olsun gençlerimizin “mutsuzluklarını” yansıtan paylaşımları.

*  *  *

 

Bu şekilde bir yere varmamız mümkün değil.

Siyaset alanında olsun siyasetçi nezdinde olsun, değiştirilen yasalar vasıtasıyla gençlerimiz sanki seçim anında oy deposu olarak addedilmekte. Gençlerimiz adına gerçekten de kendilerini gençlerin çektiği sıkıntılara adayan bir siyasal oluşumu, ben şuana kadar göremedim.

Şunu açık ve net olarak söylemek durumundayız: Eğitim sistemimiz “ezberciliğe dayalı” olduğundan, analitik düşünce yapısının gelişmesine izin vermeyen, sorgulayan ve soru soran öğrenci tipi istenmeyen bir eğitim düzeninde; ancak ve ancak itaat ve biat eden bir öğrenci nesli yetiştirilir.

Burada siyasetçilere de büyük iş düşmekte. Gençlerimizin “geleceğimizin teminatı” olduğunu meydanlarda bangır bangır ikrar etmekle, geleceğe yönelik olumlu adımlar atılmış olmuyor. Politikacı her zaman olduğu gibi “popülist” siyasi yöntemlerle ve demeçlerle sadece dönemini ihya etmeye çabalarken ve gelecek seçim dönemlerinde “avantaj” sağlama derdindeyken…

Olan ülkemizin “geleceğine” oluyor. Çocukluğunu, ilk ergenlik dönemlerini bihakkıyla yaşayamamış çocuklardan, Türkiye’nin geleceğinde rol almalarını bekliyoruz.

Neresinden tutsanız elinizde kalabilecek boş ve ham bir hayal. Türkiye’nin kutuplu siyasi iklimine istinaden gençler de, siyasetin oyalamacasına ve aldatmacasına kurban ediliyor. Bugün, Türkiye’de en çok şikâyet ettiğimiz husus neydi?

80 askerî ihtilalinden itibaren toplumumuzun pasifleştirilmesi idi. Daha önce de dediğim gibi toplum dediğimiz, aile dediğimiz bir milletin en küçük yapı taşlarını oluşturan bu kesimler; teker teker insanlardan/bireylerden müteşekkil olmaktadır.

Gençlerimize ve dahası çocuklarımıza daha ilk yaş dönemlerinde gerekli ve zorunlu olan “beşeri sermaye” yatırımını yapmadığımız zaman, işte böyle umutsuz ve mutsuz bir kitle oluştururuz.

Her şeyden önce gençlerimizi anlamak adına bir kendimizi gözden geçirmeye ihtiyacımız var.

Çocuk-olgun olarak, yerinde ve zamanında yapılması gerekenleri yapamayan biz ebeveynler, çocuklarımıza yine yeri geldiğinde “inandırıcı” olamadığımızı, dönüp şöyle arkamıza bakarak, anlamak ve kabul etmek durumundayız.

Olumluya evrilebilmek için…

   

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..