Gençlik sorunları

‘ Yaptığı heykeli yumruklayan bir heykeltıraş vaziyetindeyiz.’

Gençlik bizim eserimizdir.

Peyami Safa

Herhangi bir köye gidersiniz… Köy kahvesine oturursunuz. Tencerenin kapağını açtığınızda ne muhabbetler, ne muhabbetler görürsünüz. Katıksız, orjinaldir köylü Mehmet’a. Samimidir, kalbinde ne varsa pat diye söyleyiverir. Bende gençliği köylü Mehmet’a ya benzetirim. Katıksız, kalbindekini pat diye söyleyebilen ve hataya açık bir gençlik. Atatürk demiş ya ‘Köylü milletin efendisidir’ diye. Bende diyorum ki; ‘ Gençlik, bu milletin efendisidir.’

15 Temmuz darbe günü ülkesi için canını hiçe sayarak bedenini tankın altına koyan bir gençlik. Başbakan Binali Yıldırım’ın darbe sonrası Salı grup toplantısı konuşmasında; ‘ Biz gençliği böyle bilmezdik, Allah razı olsun’ dediği bir gençlik.

Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’mizin bu günlerini görmüş olmalı ki, gençliğe hitabesinde şu uyarılarda bulunmuş:

‘ İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.’(1)

Gençliğin sorunları büyüktür. Gençliğe verilecek en büyük hediye onun önünü açmaktır. Destek vermektir, yardımcı olmaktır. Eleştirmek yerine, elinden geldiğince destek vermektir en büyük hediye.

Necip Fazıl Kısakürek ne güzel söylemiş gençliğe hitabesinde:

Halka değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bulan bir gençlik...(2)

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’nın da gençliğe hitabesinde:

Kıymetli gençler, herhangi bir kimse Malazgirt'te inanışının şahlanışını yaşamadan, Kosova'da, Niğbolu'da bir kılıç olup parlamadan, Ulubatlı Hasan olup İstanbul'u fethetmeden, Sultan Fatih olup atını denize sürmeden, Kanuni olup şanlı ordularıyla Avrupa'nın içlerine yürümeden, Seyit çavuş olup 250 kiloluk mermiyi “Ya Allah” deyip namluya sürmeden, bir insan Sakarya'nın siperlerine girmeden ve Kıbrıs'ta düşman tahkimatının arasından geçmeden Milli Görüş'ün ne olduğunu anlayamaz.’ Demişlerdir.(3)

Rabbimize hamdolsun ki; Osmanlı gibi büyük cihan devletinin torunlarıyız. Avrupa’lı bilim adamlarının doğru düzgün hiçbir çocukları başarılı olamamışlardır. Yol verilmemiştir. Elhamdülillah Osmanlı’da her gencimiz babalarından daha ileriye götürmüştür başarıyı. Babalarının başarılarının önlerine geçen bir gençlik olmuştur.

Son olarak hükümetimize sesleniyorum: Gençliğimize ücretsiz faydalanabilecekleri ücretsiz kültür merkezleri il-ilçelerde oluşturulsun. Öyle bir kültür merkezleri olsun ki içinde bir gencin aradığı her şey olsun. Allahın izniyle bu gençliğe sahip çıkıldıkça ve imkan verildikçe ülkemiz ne zarar görür, ne de batar.

KAYNAK:

(1)   http://www.ataturkungencligehitabesi.com/

(2)   http://www.guncelmeydan.com/pano/bir-ihanet-belgesi-necip-fazil-in-genclige-hitabesi-t14202.html

(3)   http://www.haber7.com/siyaset/haber/316872-prof-erbakanin-genclige-hitabesi