Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Genel Kurul geleneği

Genel Kurul geleneği
 

msn'den


Bireysel duyarlılıkların toplumsal reflekse dönüşerek; demokrasinin en önemli damarını oluşturan sivil örgütlenmelerin, yozlaşarak çürümeye dönüşen hikayesine, hastalıklı demokrasi denir.

2005 yılından önce dernekler gibi sivil örgütlenmelere memurlar üye olamıyor, Dernekler masası emniyet müdürlüğünden izleniyordu.

2005’ten sonra İl Dernekler müdürlüğü Valiliğe taşınarak, doğrudan Valilik makamına bağlandı ve Dernekler İl Müdürlüğü oldu. Dernekler İl Müdürlüğünde oluşan birim ve elamanları; yeni düzenlemeye bağlı olarak, Dernek yöneticilerine canla başla destek oluyor, Dernekçiliğin gerçek kimliğini kazanması için olağanüstü çaba sarf ediyorlar.

Devlet sivil örgütlenmelerin ve gönüllü kuruluşların toplum içinde önemli görevler üstlenmesi için gereken düzenlemeyi yapmış görünüyor.

Siyasi Partiler, Sendikalar, meslek odaları, birlikler, kooperatifler ve diğer sivil toplum kuruluşları; Devletin 2005 yılında getirdiği yasal düzenleme ve Devletin bu tür oluşumlara karşı takındığı yeni tavrı henüz karşılığını tam bulamadı.

Özellikle Siyasi Partiler ve İşçi Sendikaları; iç işleyişleri açısından Devletin, Demokratik kitle örgütlerine yeni bakış açısını özümsemedikleri ve yaşama geçirmedikleri görülüyor. Bu iki çok önemli demokratik kitle örgütlenmeleri demokrasinin bel kemiği oldukları halde demokrasi dışı iç işleyiş alışkanlıklarını terk etmiyorlar.

Sendikaların delege sistemi ile yaptıkları genel kurulları; partilere nazaran oldukça sistematik görünsede, demokratik kriterlere uygun yapıldığını söylemek mümkün değildir. Siyasi partilerde olduğu gibi dikey müdahaleler nedeniyle; demokrasi dışı ilişkiler sonucu belirliyor.

Siyasi partilerin demokrasi çelişkisi

2820 sayılı siyasi partiler kanununun amir hükümleri ışığında yazdıkları parti tüzükleriyle siyasi hayatta yerlerini alan siyasi partiler demokratik kurallar bakımından en duyarlı olması gereken kurumsal yapılardır. Yatay örgütlenme düzeninden ve halkın haklı taleplerinden ürktükleri için, halkın katılımından ve üye etkin yapılanmadan çekiniyorlar.

Genellikle aile şirketi veya tepede birkaç karizmatik egemenin kişiliğini merkez alan yapılanma tercih edildiğinden iç işleyiş bakımından, tamamen antidemokratik usullerle genel kurul yapmaktadırlar.

Çok partili döneme geçtiğimizden bu yana; kısa dönem parlayıp sönen partilerin en ortak özellikleri, üyenin seçtiği delegenin seçmesi gereken değil, tepeden belirlenen seçilmişin seçilmesidir.

İktidar partisi Ak Parti

Sokaktan bakınca; İktidar partisinin İlimizdeki durumu, üye ve delegenin seçeceği aday yerine genel merkezin seçtiği İl Başkanı seçtirilmek isteniyor. Siyasi partileri çürüten en önemli hastalık, genel kurul yapacak olan teşkilatın kendi yatay örgütlenmesinin elinden demokratik hakkının alınmasıdır.

Örneğin Ak Parti İl Başkanlığı Genel Kurulunda demokratik geleneklere ve meri olan yasalara göre seçilme hakkı olan her kes aday olabilir. Ancak bu teşkilatın içinde muhtelif görevlerde bulunmuş ve göreve talip olan iki adaya genel merkez vize vermiyor. Genel merkezin böyle bir yetkisi olmadığı halde. Daha vahim olan ise ‘delegenin seçeceği kişiyi işimize gelmezse görevden alırız’ şeklinde tehdit ediliyor.

İşte bu tamda tabanından, üyesinden, sempatizanlarından kopmaya başlamanın başlangıcı, siyasi partileri çürüten amansız hastalığın belirtileridir.

Bu gün demokrasinin temel dayanaklarından olması gereken sendikaların durumu farklı değildir.

Bu yüzden Ergenekon ve benzeri oluşumları ve demokrasiyi kesintiye uğratma eğilimlerinden kimse dert yanmasın yalandan yere ağlamasın.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..