Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Gerçek demokrat olamamak

Gerçek demokrat olamamak
 

Sayın Başbakan, Sayın Rahmi Koç’un "Sakallı, bıyıklı adam katiyen almam. Kirli sakal da sevmem. Her gün tıraş olacak bir kere. Cote D’Azur’e gider gibi gelinmez. Bluejean de giyilmez. Kadınlar da mini giyemez. Buranın da kendine göre bir ciddiyeti var” sözleri üzerine bazı eleştirilerde bulunmuş. Eleştirisi sırasında “İşyerime sakallı ve bıyıklı olanı asla almam' diyenlerden yana olmadık. Bunlar ayırımcılığın ta kendisidir. Bugün dünyanın neresinde böyle ilkel anlayış var?" şeklinde sözler sarf etmiş.

Sayın Başbakan, siyasi gündemin yoğunluğundan olsa gerek Sayın Koç’un söylediklerini ya doğru anlayamamış ya da tek taraflı bakmış, sonuçta da yanlış yorumlarda bulunmuş. Çünkü Sayın Koç’un söylediklerinin, Sayın Başbakan’ın anladığı ve savunmaya geçtiği türden sakallı ve bıyıklılar için olduğunu düşünmüyorum. Sayın Koç genel olarak sakala ve bıyığa karşı olduğunu dile getirmiş, hemen ardından da mini eteklilerede iş ortamında karşı olduğunu da eklemiş. Sizce de tam bir demokratik yaklaşım değil mi?

Bu haberlerin dolaştığı internet sayfalarında, kolu açık diye uyarılan bir öğretmene dair de haberler vardı. Şimdi Sayın Başbakan ve onun yeminli kalemşörleri gerçek anlamda demokrasiyi savunuyor olsalar, o öğretmene uyarı da bulunan idareciyi de eleştirmeleri gerekirdi. Ancak bunu bir türlü yapmıyorlar ve söylenenleri doğru dahi anlamayacak düzeyde, önyargıyla ve demokrasiden uzak yaşıyorlar günlerini…

İşte tüm bu nedenler değil mi, onları bugünkü sıkıntılı duruma sokan? Birtürlü, gerçek demokrat olabilmeyi beceremiyorlar. Her söyleneni yanlış anlıyorlar, hemen savunma pozisyonu ve ardından da saldırı pozisyonu alıyorlar ve toplumdaki siz-biz ayrımı ateşinin sürekli canlı kalmasına yardımcı oluyorlar. Ondan sonra “biz milleti bir arada tutuyoruz”diyorlar, milletin ortadan ikiye ayırmış olduklarını dahi görmeden…

Yapmayın Sayın Başbakan, Sayın Koç’un tüm iyi niyetiyle kendi gruplarına dair prensiplerini sıraladığı bir ifadeyi bile yanlış anlayıp, hemen nerelere çekiyorsunuz.

Elbetteki, yapılan uyarılar Sayın Başbakan'a boş geliyor, ancak yapacak da pek bir şey yok; yaşanacaklar yaşanacak ve su yatağını bulacak… Sanırım o yatağın da Türkiye Cumhuriyeti’nin özüne uygun olacağını söylememe gerek yok. O günler gelene kadar, bu gelgitler ile yaşamaya hazırlıklı olmalıyız diyerek, sözlerimi burada tamamlıyorum…

 
Toplam blog
: 128
: 898
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

Kimim? Nereden gelir, nereye giderim?29 Kasım 1970 tarihinde Türkiye'nin Doğu-Batı geçiş yolunun en ..