Depremden dört gün sonra…

Bugün, günlerden Çarşamba, depremin üzerinden dört gün geçti. Bu arada deprem haberleri hala birinci öncelliğimiz.

Deprem bölgesinde ilk gün izlediğimiz aksama ve eksiklikler, maalesef sonraki günlerde de hep konuşuldu/konuşulmakta…

Bunları özetlediğimizde;  çadır, su, soba, kadın ve çocukların ihtiyaçları olan mama, bez ve petler öne çıkıyor.

Ya aksayanlar! Gelen yardımların “adil” ve “düzenli” dağıtılmadığı, hatta bazı yardım kamyonlarının yağmalandığı yönünde.

Aslında “yağmalama” işine dünya şahit oldu. İlk gün yöreye gönderilen Kızılay çadırları kamyon üzerinde yağmalandı.

Üzücü ve moral bozucu olmasına rağmen, hepimiz olanları ekranlardan izleyerek, hayıflanmakla yetindik.

Geçen sürede bakanlar, siyasi parti liderleri, yörenin vekilleri, sayısız STK temsilcisi ve medya kuruluşları yöreye gittiler.

Kimileri gezi ve incelemelerini kısa sürede tamamlayarak, yöreden ayrıldılar, kimileri ise hala oradalar…

Daha işin başındayız. Bekleyen yığınla sorun var. Deprem şokunu yaşayan, yakınlarını ve evlerini kaybeden insanları düşünelim…

Hele bir de bunlardan şu saate kadar yeterince temel yardım malzemelerini alamayanlar varsa, vay haline onların!

Yaka paça olduk, bile. Basit hesaplar peşinde olanlarımız; kimi mecliste gurup konuşmalarında gürleyip, hükümeti yerdi.

Kimi ise medya önünde karşıyı insafsızlıkla itham etti.

Her şeye rağmen takır, tukur da olsa, işler yürüyor:

Bir yandan arama- kurtarma çalışmalar sürüyor. Diğer yandan evi yıkılan ya da hasardan dolayı açıkta kalanların temel ihtiyaçları giderilmeye çalışılıyor.

Bunlara “yeter” diyerek, köşeye çekilmek veya suçlama, kavga ve gürültüyle zamanı heba etmek bize ne fayda sağlayabilir ki?

Bunların yerine, aksama ve yanlışın nerede olduğunu bulup, gidermek ve hızla yaraları sarmak en doğrusu olmaz mı?

Aslında herkes her şeyi az, çok biliyor:

Kötü gidişatın nereden kaynaklandığını…

Bazı binaların neden yıkılmak için bahane aradığını…

Kimlerin çıkarları uğruna, hangi hayati konularda duyarsız davrandıklarını…

Vs. konuları…

Hâlihazırda siyasilerin birbirlerini suçlamaktan ziyade, acil sorunlara çözüm üretmeleri arzu edilir.

Eğer vatandaşın sesine duyarlı olan varsa, lütfen bunu yapsınlar...