Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Gerçek duygular sarmalı!

Gerçek duygular sarmalı!
 

Hayatın garip mi garip olduğu konusunda hem fikirim. Belki de değişebilmek için sürekli cesaretli kararlar alıp hayatı alt-üst etmek, gereksiz de olabilir!

Olmayan bir kadını varlığından fazla önemsemek, ne kadar gereksiz değil mi?

Yemek yediğimiz zaman, doygunluk hissinin önüne çıkan sıkkınlık hissi, problemler yaşıyor olduğumuzun göstergesi değilse nedir?

Kesinlikle öyledir!

Birçok imtihanla beraber hayatın içine farklı-farklı dalmayı öğrendim. Bazen basit bir sünger avcısı kadar tedbirsiz ve cesaretli olabiliyorum. Bazen de tam tersine şnorkelli ve zıpkınlı bir balıkadama dönüşebiliyorum.

Geçmişe baktığımda üzülerek görüyorum ki ailem yüksek öğrenim okumak hariç herhangi bir yeteneğim konusunda bana destek vermemiş. Oysa amcam Türkiye’nin en büyük trompetçilerinden birisi olmasına karşın yeteneklerim göz ardı edilerek sadece okumak üzere programlanmışım. Ve yeteneklerimin hepsi çöpe atılmış!

Oysa Tan Yücel ve ben üniversitede okurken en yetenekli çizerlerdendik! Tan devam etti ama ben çizmeyi ve boyamayı bıraktım hem de 21 yaşında!

Niye mi bıraktım?

Babam bir taşınma esnasında o güne kadar üretmiş olduğum tüm arşivi çöpe attı da ondan! Emeklerim çöp oldular!

Yokluk ve parasızlık yüzünden ve en çok da enayilikten, üniversite kitaplarımı kendi hesabımdan satın alabilmek üzere 300 kitaplık  “Conan- The Barbarian” çizgi roman koleksiyonumu sattığıma inanamıyorum! Bugün paha biçilmez bir koleksiyon o! O gün bile çok para etmişti!

Evet, gariptir hayat! Bazen hatalar yapıp onları doğrular olarak kabul edip marifetmiş gibi yıllar yılı anlatırız. Benim yıllarca yaptığım gibi!

Senelerce çocuk olmama rağmen büyük hayatı yaşamak kadar acınası bir durum içinde var olurken ben aksine ona buna ballandıra-ballandıra anlatmışım bu durumu, “ben olgunum” diye!

Pes ki vallahi pes!

Ben hayatım boyunca hiç ama hiç şımartılmadım! Ne yaparsam yapayım, ne dersem edeyim, başarının ne gibi ayrıcalık yarattığı konusunda en ufak bir fikrim yok!

Evet, yuh artık! Boşuna demiyorlar kırkından sonra cozuttu diye!

Evet, daha yeni fark ediyorum ki ben bir yaşayan robotmuşum, daha doğrusu android! İnsan görünümlü bir başarıcı robot!

Karımın bana “duygusuzsun sen” söyleminin altında yatan sebep gerçekten bu olsa gerek!

İnsan duygularını yaşadığı hayatı yaşamalı yoksa yazdığı yazılarla yaşamadığı ama anlattığı duyguların arkasına gizlenmemeli! İşte tam da bu yüzden ben bir yazar olamam! Tıpkı yazdığı gibi yaşamalı insan, tıpkı olduğu gibi!

Evet, biliyorum, çok da kolay değil anlattıklarım ama insan bilinç düzeyinde her şeyi yapabilme hak ve hürriyetine sahiptir!

Özcesi sen her zaman sen olma özgülüğüne sahipsin; yoksa değil misin?

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..