Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadınlar, ben ve yaşam!

Kadınlar, ben ve yaşam!
 

“Gök yarıldı ve şimşek oldu,  tanrı kadını mükemmel olarak yarattı. Ve biz erkekler onların göbek deliğinden dışarı çıktık. Allah hepimizi kutsadı.”

Evrilmek üzere yüzyıllar geçerken kadın tüm medeni görüntüsüne rağmen bir arpa yol aldı. Erkek ise kadının yediği arpalara göz dikerken kadının medeni görüntüsünü “memeli” algıladı ve dürtük-dürtük peşinden geldi. İşte aşk ikilemi böyle başladı; medeni kadınla, onu memeli sanan adamla!

Erkek için en büyük dürtü, memenin kadının pozisyonuna göre duruşuydu. Mesela Marliyn Monroe’yu bile memeli zannetti. Oysa Monica Belluci’nin memeleri yanında onunkiler memecik bile etmezdi.

“Seni ilk gördüğüm anda hissettiğim şey, bir büyük köpeğin, bir küçük köpek için hissettiğinden farklı değil ama beynimle sana yalanlar üretmek istiyorum ve seni kandırmak ve böylelikle seninle muhteşem bir aşk yaşamak istiyorum” dedi bir itin teki!

“Aslında sahip olduklarım o kadar değerli ki senin kirli ellerinin onların üzerinde gezinmesi, beni irkitecek! Ve hem sonra zengin olmana rağmen o balkon adındaki Türk baklavaların seni son derece itici kılıyor. Bu arada hediyene bakayım? Ay inanmıyorum yoksa bana tam tur mu taktın? Ay şekerim, ne kadar iyi bir insansın sen! Ben seni o baklavalarından severim; erkeğim benim!.” İç sesi: “Keşke biz de Angelica Jolie kadar şanslı olup hepsine sahip olsak. Hem sonra o bir estetik güzeli canım. Şayet John Voight’un kızı olmasa görürdüm ben onun oyunculuğunu!”

“Ben bir kadın olarak hem cinslerimle anlaşamam. Onları yeterince cool ve düzgün bulmuyorum. Ah bu kadınlar çok kıskançlar!”.

“Bir erkeğin beni algılamamasına anlam veremiyorum. Oysa tek istediğim beni anlaması için çaba sarf etmesi, beni öğrenmesi, beni sevmesi, bana aşık olması, benimle evlenmesi, bana hediyeler alması, özel günlerimi hatırlaması, benimle aşk yapması, benden başka hiçbir şeyle ilgilenmemesi. Bu kadar! Ben çok şey mi istiyorum?”.

Kesinlikle hayır! Çünkü Türkiyemde kadın olduğundan kat ve kat değerlidir. Bir elmastır o. Bulunmaz Hint kumaşıdır. Konuştuğundan azını yapan, yaptığından çok fazlasını konuşandır. Erkekler için hiçbir empati yapmayan, erkeklerden sürekli empati isteyendir o!

Kadın gerçekten erkekten değerlidir. Ve ne yazık ki ülkemde onu değerli yapan cinselliğidir. Çünkü dini gerekçelerden ötürü, onun cinselliği çok para etmektedir. Çünkü arz, talebi karşılamamakta fiyat sürekli artmaktadır. Basit bir ekonomi kuralı gereği!

Bütün bu anlattıklarım benim ilişkilerimle ilgili konular değil. Fakat cinselliğin bu kadar ön planda tutulduğu dünyada, kadının ölüsü ve dirisi gerçekten büyük paralar etmektedir.

Bu dünyadaki en büyük lanet, çok güzel bir kadın olarak dünyaya gelmektir. Sürekli talep ve ilgi karşısında kendini tanrıça statüsüne koyan kadın, sürekli kendini ve kişiliğini kaybetme tehdidiyle karşı karşıyadır. Hayat kadını güzelliği mertebesince kişisizlikleştirir. Kadın şayet iyi insan ise paçavraya döner! Eli olan herkes elbisesinden bir parça yırtar! Bu ellerin bir kısmı da kadın elidir. Sevici oldukları için değil, kıskanç oldukları için yırtarlar elbiseyi!

“Anıl beni nasıl oluyor da bu ni olduğu belirsiz bir arabayla almaya cüret edebiliyorsun. Oysa benim diğer erkek arkadaşlarım Mercedes, BMW ile alırlardı beni!”

“Yürüyecek misin, yoksa geliyor musun?”

Hayatın en büyük açmazlarından biridir markacı yaşam, lüks yaşam, ayrıcalıklı yaşam! Beni ayrıcalıklarımı yeteneklerimle göstermişimdir yoksa sahip olduğum emtialarla değil! Çok param olduğu dönemde dahildir buna! Başarı sizin gerçeklediğiniz kişiliğinizdir. Yoksa biriktirdiğiniz mal varlığı değil!

Benimle beraber olan tüm kadınlar bu geri dönüşümsüz yaklaşımımdan dolayı bana aşık olsalar bile, hayatın böyle geçmeyeceği konusunda hem fikir oldukları için beni bırakmak üzere sonsuz çabalar sarf etmişlerdir. Çünkü benim söylemlerinde zenginlik anlayışı sevgiye dairdir, fiziksel dünyaya ait kesinlikle değil! Benim dünyamda ekmek vardır, simit vardır,  toprağın üzerine uzanmak vardır, hayvanları öpüp koklamak vardır, evlat edinmek vardır. Toplum aşkı vardır, ahlak vardır, tabi soyunmak da vardır, sevişmek de! Ama bunlar için oyunlar yoktur bildiğiniz ilkellik vardır. En yalın haliyle üremektir bahsettiğim!

Bu yüzden derdim sevda değil yaşamaktır, öylesine özgür, özgün ve bağımsız yaşamak! Kelimelerin kifayetsiz kalacağı, duyguların özgürce akacağı, dünyanın her türlü su birikintisinde yüzecek kadar gerçek bir hayattır bahsettiğim! Bir romandır, bir türküdür, bir şarkıdır, bir danstır, bir şiirdir, bir tanrıdır, bir Nirvanadır, bir Yunus’tur, bir Mevlana’dır, bir Şems’tir, bir Buda’dır, bir Konfüçyüs’tür, bir Tao’dur, bir Muhammed’dir, bir İsa’dır, ya da Türkmen soylu bir Kızılderili’dir yaşamak!

Bu yaşamı paylaşmak için yazıyorum. Evet, romandaki gibi üçüncü tekil kişiler üzerinden anlatmıyorum yaşamı, var olduğum şekilde, var olduğumdan guru olduğumdan emin olarak, kendi üzerimden anlatıyorum. Benim yaratıcılığımın ilhamı hayatın kendisidir. Çocuklarımdır, içtiğim sudur, Allah’a güzel ahlakımla ibadetimdir.

Çok şey aldım, çok şey verdim ve yaşamaya devam edeceğim var olduğum sürece, tam da istediğim biçimde!

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..