- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Gerçek hayatardan dizi hayatlara
Türk toplumu misafir perver bir toplumdur! Misafir kültürü, diğer ülkelere oranla çok farklıdır.... Hoş sohbetlerin, derin muhabbetlerin yapıldığı misafirlikler...
Çocukluğumun anıları arasında, anımsadığım misafirlikler hala bana keyif verir..
Büyük bir coşkuyla, ikram için yemekler hazırlanır, yapılması gereken hiç bir şey atlanmazdı. Yenilen yemegin ardından, memleket meseleleri tartışılır, arada bizler sıkılmayalım diye bizlere dönülür, hikayeler anlatılırdı. bizde ve bizim gibi bir çok kişinin evinde televizyon olmadığı için annem ''aa susun benim dizim başlıyor'' misafirimiz olan Ahmet Amca ''ya bu maçın sonucu ne oldu sorusuyla, sohbeti tam ortasında bölemezdi. Sohbet derinleştikçe konular uzar, konular uzadıkçada sohbet derinleşirdi.....
Söylediğim gibi Türk toplumu misafir perverdir!
Misafirlik kültürü hala değişmedi. Değişen sohbetlerin derinliği....
Yine yemekler hazırlanıyor, sohbete geçildiğinde ise konu şöyle ilerliyor:
-Bugün hangi dizi var?
-Binbir gece.
-Aaa çok merak ediyorum Onur Belgüzara, nasıl bir sürpriz yapacak
-Ay Belgüzar da çok uzattı canım bu meseleyi..
-Yaprak dökümünü izledinmi geçen hafta? Ben izleyemedim alt komşum geldi, sanki başka gün yokmuş gibi o günü buldu. Ne oldu? Fikret geldi mi İstanbul'a....??
-Geldi...Gine çok üzüldüm ben ya fikrete, o kaynanası varya tam dayaklık haa
Uzadıkça uzuyor sohbetler. Nasıl uzamasınki, o kadar çok dizi var. 1 günde değil 5 günde bile bitmez dizi kahramanlarının, dizideki hayatları....
Geriye ne sohbetler kaldı ne de gerçek hayatlar! Beynimiz uyuşmuş hayali karakterlerin, bol entrikalı yaşamlarından.
Zamanı gelmedi mi sizce? kendi hayatlarımızın nereye gittiği bilinmeyen gidişatını misafir sohbetlerine taşımanın?