Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '17

 
Kategori
Kitap
 

Gerçekliktir Bence Edebiyata Hayat Veren

Gerçekliktir Bence Edebiyata Hayat Veren
 

Edebiyata hayat veren, anlam aşılayan, tat katan gerçekliktir. Gerçek, hayatın kendisidir. Acıyı ve tatlıyı bir arada barındırır. Edebiyatta gerçekçiliğe ne kadar çok yer verilirse, edebiyat adına iyidir. Edebiyat, insan ruhunu geliştirmenin en iyi yoludur. Ruhu geliştirebilmek için de edebiyatın gerçekliğe ihtiyacı vardır. Bahsettiğim gerçekçilik salt realizm akımı değildir. Bahsettiğim gerçeklik içerisinde, bütün akımlardan birer parça bulunur.

Fantastik konuların, bilim-kurgu konularının, gerçekliğe dayanmayan kurmaca konuları pek sevmem ben, edebiyat adına da faydasız bulurum. Ama bu demek değildir ki, hiç sevmem. Severim tabii ki, ama gerçekliğe dayanıyorsa. Fantastik konular, bilim-kurgu konuları, kurmaca şeyler gerçekçiliğe dayanıyorsa, içerisine gerçeklik serpiştirilmişse severim o zaman. Gerçekliğin uzaktan yakından yanından geçmemişse, onlar benden uzak olsun, ben onlardan.

Misal vampirler... Gerçekliği olmayan, korku ögesine dayanan, saçma bir konudur. Ama tarihi bir gerçeğe dayanır. Eflak voyvodası III Vlad Tepeş'e dayanır. Kazıklı Voyvoda ve Kont Drakula da denilir. Osmanlı padişahı II. Mehmet (Fatih) tarafından idam ettirilmiştir. İdam edileli 540 küsür yıl olmuştur, ama yüzyıllar boyunca yaşadığına, kanla beslenen bir vampir olduğuna, soyunu büyüttüğüne inanılmıştır Hristiyan dünyasında. Kilise tarafından korunma ve onla mücadele etme yöntemleri geliştirilmiştir.

Tarihsel gerçekliklere dayanılarak vampirler üzerine yazılan bazı romanları severim ben. Hem gizemlidir hem öğretici. İngiliz yazar Jasper Kent'i bilir misiniz bilmem. 'Danilov Beşlemesi' vardır. 1810 yılından başlayıp Rus çarlığının son yüz yılını anlatır. Romanya taraflarından gelmiş 'vurdalak' adı verilen savaşçıların, aynı zamanda vampirlik özelliği de vardır. 'Vurdalak' adı verilmiş bu savaşçılar, çarlık ailesine kadar yanaşacak, soylarının gizemini çarlığa kadar yükselteceklerdir.

Beşlemenin ilk iki cildini okudum, gerçekten çok beğendim. İlk iki ciltte geçen zaman, Tolstoy'un 'Savaş ve Barış'ında geçen zaman. Yani, Moskova'yı zapt etmeye çalışan Napolyon Bonapartelı ve General Kış'ın galibiyetiyle sonuçlanan yıllar... Bir şey söyleyeyim mi? Tolstoy'un 'Savaş ve Barış'ından pek keyif almadım, hatta yoruldum; ama Jasper Kent'ten müthiş keyif almıştım. Maalesef ki, değeri bilinmeyen bir yazar, ne yazık ki!

*

Vampirler üzerine gene güzel bir kitap okudum. Gene İngiliz bir yazardan...

O kitap, Kim Newman'ın 'Dracula Günlükleri' adlı kitabı...

Neil Gaiman adlı bir yazar bu kitabı şöyle tanımlıyor:

"Bu kitap edebiyatın, tarihin ve vampirlerin ilk karışımıydı (...)"

*

Kim Newman 1992 yılında çıkarmıştır bu kitabı.

2012 yılında İthaki Yayınları'ndan yayımlanmış. Türkçe'ye Cihan Karamancı çevirmiş. Türü, roman. Sayfa sayısı, 422.

*

Kitabın arka kapağından:

"1888 yılındayız, Kraliçe Victoria yeniden evlendi ve eşi de Eflak prensi, kötü şöhretli Kont Dracula'dan başkası değil. Kirli soyu, giderek artan sayıda sakininin vampir olmayı tercih ettiği Londra'da yayılıyor.

Whitechapel'ın gaddar arka sokaklarında, "Gümüş Bıçak" adı verilen bir katil, vampir kızları yok ediyor. Sonsuza kadar genç kalacak vampir Geneviève Dieudonné ve Diyojen Kulübü üyesi Charles Beauregard, sadist katili ararken bir araya geliyor ve İngiltere'nin en kana susamış hükümdarı ile yüzleşiyorlar."


*

Ünlü edebiyatçılar ve ünlü roman kahramanları arada bir 'cee' diyecek, şaşırmayın.

*

Van Helsing'i bilir misiniz? Gerçek bir kişi mi, yoksa 'Battal Gazi' gibi hayali bir kahraman mıdır bilmiyorum artık. Hristiyanlar'ın mücahididir o. Hristiyanlar'ın Battal Gazi'si gibi bir şey. Cüneyt Arkın'ın oynadığı Battal Gazi gibi tek başına Bizans'a diz çöktüren, uçuk kaçık fazla atmasyon içeren bir karakter değil tabii. Hristiyanlığa ve Hristiyanlara zarar veren kişiler, yaratıklar ve olaylarla mücadele eden, kilise tarafından görevlendirilen bir kişi.

'Van Helsing' adında çekilmiş 2004 yılında Çek ve ABD ortak yapımlı bir filmi de var. Ben, 2005 yılında izlemiştim. Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Yılmaz beldesindeki bir caminin lojmanında oturan amcamgilde... Kuzenlerle. Beğenmiştim gerçekten. Etkisinde kalmıştım. 'Dracula Günlükleri'nde de arada bir Van Helsing'in adı geçince, aklıma filmi geldi. Bulup tekrar izledim. 'Etkisinde kaldığım, çok beğendiğim film bu muymuş' dedim. Yani, pek de beğenmedim. Ama izlenir.

*

Gerçeklik deyince aklıma geldi, 2.5 yıl önce edebiyat anlayışımı şöyle belirtmiştim:

"Edebiyat anlayışım, edebiyata bir sınır koymamaktır.
Toplumcu ve devrimci edebiyat anlayışı benimserim.
Yer yer Klasiszmden, yer yer Romantizmden, yer yer realizmden ve natüralizmden dem vururum.
Dadaist olur, anarşist olurum;
Futurist olur, Mayakovski ve Nazım gibi makinevari şiirler yazarım.
Emma Goldman’ın müridi olur feminist,
bazen Marksist,
çoğunlukla hümanist olurum."

*

'Herkese öneririm' demeyeceğim tabii ki, karışık bulabilirsiniz. Ama güzel kitap...

-Mustafa Yıldırım 20.09.2017

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..