Gezi Parkı Direnişi ile “Ben yaptım oldu”anlayışı sona erdi

İstisnasız her vatandaşımız haklarını savunamamaktan şikayetçidir. Bankalar hesabınızdan para keser, “dava etsem astarı yüzünden pahalıya gelecek” dersiniz. Herhangi bir devlet işleminizde “bağış vermek zorundasınız” derler, itiraz etseniz de parayı verirsiniz. En kötü ihtimalle yolda yürürken tacize uğrarsınız ama başınızı öne eğip devam edersiniz.

Toplum Bir İlişkiler Bütünüdür

Ekonomik faaliyetlerin tümü bir toplumun alt yapısını oluşturur. Ekonomik ilişkiler, üretim biçimleri ve finansal faaliyetler alt yapı içerisinde sayılır. Bir de üst yapı vardır. Üst yapıyı belirleyenler ise ekonomik olmayan faaliyetlerdir. Kültür, siyaset, bilim, din ve ahlak gibi iktisadi olmayan unsurlar.

Alt yapı ve üst yapı sürekli ilişki halinde birbirini etkiler. İnsanoğlunun tarihindeki iktisadi veya iktisadi olmayan en ufak bir değişim diğerlerini de etkilemekte ve değişim kaçınılmaz hale gelmektedir.

1999 Depreminden Sonra İkinci Vak’a

Yaşanan iktisadi krizlerin ve toplumsal buhranların ister istemez hayatımıza etkileri oluyor. 1999 depreminde yaşanan olaylar, toplumumuzdaki anlayış değişikliğine yol açan örneklerden biridir. 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi, ülkemizde kapanmayacak yaralara yol açtı. Binlerce insan hayatını kaybetti. Yüzbinlerce konut yerle bir oldu. Ve ayrıca tahmini yapılamayan maddi ve manevi hasar meydana geldi.

Bu talihsiz zamanlarımızda ülkemizdeki örgütlü toplum anlayışında olumlu değişimler yaşandı. AKUT’un müdahaleleri ile onlarca insan tekrar hayata tutundu. Devlet henüz ne yapacağına karar veremeden onlarca sivil toplum kuruluşu vatandaşlarımız ile ilgilenmeye başladı. Bu yaşananlar ülkemizde sivil toplum kuruluşlarını daha faal hale getirdi. Sivil toplum alanında o tarihten itibaren ciddi bir toplumsal değişim yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.

 “Gezi Parkı Direnişi”, 1999 depreminden sonra toplumsal değişime yol açan ikinci olay. Sadece doğal zenginliklerimizi korumak amacıyla başlayan direniş, demokrasi anlayışımızın sorgulanmasından şirketlerin lobi faaliyetlerine kadar her alana sıçradı.

Gezi Parkı Direnişi ile halk siyasilere ve bürokratlara bir mesaj verdi. Artık seçimle gelenlerin ekonomik, sosyal, çevresel veya hukuksal alanlarda kafalarına estiği gibi değişiklikler yapamayacağını yüksek sesle dile getirdiler. Gezi Parkı Direnişi, örgütlü topluma ve demokratik yaşama geçişte hepimiz için tarihi bir dönüm noktası. Bunu en iyi şekilde kullanalım. Çünkü Anayasamızda da belirtildiği gibi; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”