Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Gezi Parkı ve Faiz Lobisi

Gezi Parkı eylemlerinde halkın büyük çoğunluğunun akın akın sokaklara çıkmasını sağlayan etken oradaki üç beş ağacı korumak değildi, sabaha karşı masum ve korumasız insanlara yapılan polis şiddetine karşı çıkmaktı. Hükümet tarafından son dönemde üst üste yapılan ve özellikle laik cumhuriyetçi kesim tarafından endişe ile izlenen projeler zaten halk üzerinde ciddi baskı yaratıyordu. Üçüncü köprü için İstanbul’un en güzel ormanlık alanından binlerce ağacın kesilecek olması, şehrin tamamının yerleşim alanı haline dönüşecek olması, köprüye verilen ismin bütün toplum tarafından kabul görmemesi, Kanal İstanbul projesi ile birlikte kentsel dönüşüm projesinin İstanbul’u bambaşka kötü bir şehir haline getirme ihtimalinin düşünülmesi, alkollü içkilerin satışının kısıtlanması, iki ayyaş laflarının söylenmesi yüzünden zaten on yıl boyunca sabırla olacakları izleyen endişeli genç insanları ve laik cumhuriyetçi kesimi patlama noktasına getirmişti ancak bu gerçeklerin hiç birisi bu eğitimli ve nispeten gelir seviyesi yüksek kesimi sokaklara dökmeye yetmezdi. Bu aydınlık insanlar demokratik toplumlarda olmaması gereken polis şiddetini protesto etmek için sokaklara çıkmışlardır. Hükümetin çok kolay bir biçimde bu eylemi büyümeden sonlandırma imkanı varken üst üste yapılan büyük hatalar ile eylemler kontrolden çıkmış ve yasa dışı örgütlerin de durumdan vazife çıkararak sokaklara inmesi ile birlikte yer yer şiddet içeren boyutlara gelmiştir.

İstanbul gibi bir şehrin en önemli meydanının barikatlar ile kapatılarak halkın bir bölümü tarafından işgal altında tutulması kabul edilemez ancak nasıl bir ülkede yapılan iyi işlerden hükümet sorumluysa bu eylemlerin bu boyuta gelmesinden de sadece hükümet sorumludur.

Sayın Başbakan, eylemlerin ilk günü; bu gençlerle gurur duyuyorum, akıllı ve cesurlar, ülkemizde böyle gençler olduğu sürece bizim ülkemiz hedeflerine çok daha hızlı ulaşacaktır, gezi parkı bu gençler için ilelebet park olarak kalacaktır, demiş olsaydı, bugün bambaşka güçlü bir Türkiye’de yaşıyor olurduk.

Sayın Tayyip Erdoğan, kendi hedeflerine tam hızla yürürken hiç tahmin etmediği bir büyük engel ile karşılaşmış olmanın öfkesini yaşıyor. Bugüne kadar topluma ayrıştırarak elde ettiği oy oranını yine bu ayrıştırmayı derinleştirerek korumayı amaçlıyor. Halkın kendi kendine sokaklara çıkmış olabileceğini kabul etmek istemiyor ve faiz lobisi gibi hayali düşmanlar yaratıyor.

Faiz lobisi dediği aslında ABD’dir, 2008 yılı sonrasında ABD global finansal krizin etkileri azaltabilmek için yakın zamana kadar parasal genişleme politikaları ile birlikte dünya piyasalarına bol miktarda para verdi. Özellikle gelişen ekonomilere giden bu likidite bankalar tarafından kredi verilerek ekonomik büyüme ve canlılık sağlandı. Bugünlerde ise FED parasal sıkılaştırma politikasına dönerek dünya piyasalarına vermiş olduğu paraları geri çekmek istiyor ve bunun içinde faizleri yükseltiyor. ABD’de yüksek faiz bulan ve Türkiye’nin tozla kaplı siyasi ortamında önünü göremeyen para borsadan çıkarak ABD’ye gitme eğilimine giriyor.

Sayın Erdoğan faiz lobisi diyerek hem halkın kendisine karşı yapmış olduğu eyleme bir kılıf buluyor hem de ülkedeki ekonomik çalkantıya sebep belirliyor.  

ABD, Sayın Tayyip Erdoğan’ı gözden çıkarmış olabilir mi? Bundan sonra neler olabilir? Konularını başka bir yazıda tartışmak üzere.

 
Toplam blog
: 12
: 351
Kayıt tarihi
: 30.11.10
 
 

Incentive ve incoming proje yöneticisi olarak çalışmaktayım. Kitap okumak ve yazı yazmak fırsat b..