Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '16

 
Kategori
Turizm
 

Gezi-yorum

Gezi-yorum
 

Merhaba Arkadaşlar, ben Hatice Taruk bugün  Diyarbakır’da gezilecek yerleri öğreneceğiz, ilk olarak küçüklüğümün geçtiği  yer olan Cemil Paşa Konağı’nı  anlatacağım aslında ben eski halini daha çok seviyordum şimdi ise restore edilmiş durumda yine de kötü gözükmüyor.
 
CEMİL PAŞA KONAĞI
 
Biraz  size buranın tarihsel geçmişinden söz etmek istiyorum, Diyarbakır’ın kent müzesi olan Cemil Paşa, Mardin Kapı  yakınlarında Ali Paşa Mahallesinde yer alan yapı 1887-1888 yıllarında 23 yıl Yemende valilik yapmış olan Cemil Paşa tarafından yaptırılmıştır. Oldukça geniş bir alanı kaplayan konak, haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşmaktadır.
 
Selamlık bölümünün tamamı; haremlik bölümünün ise doğu bölümü iki katlı olarak düzenlenmiştir .Mükemmel bir yer değil mi ? 
 
Diyarbakır'ın anıtsal yapılarından evlerine kadar mimarisinde kullanılan malzeme, kuşkusuz bazalttır ve evlerin şekillenmesinde malzeme önemli etkenlerden biri olmuştur.
 
SİPAHİLER ÇARŞISI
 
Ulu Camii’nin tam olarak arkasında bulunan Sipahiler Çarşısı, alışverişin merkezlerinden biriymiş.
 
Turistlerin en merak ettiği yer aslında bu çarşı, ünlü dokumalarıyla bilinen,yöresel giysileriyle ticarete canlılık katarmış tabi günümüzde bu canlı ticaret hayatını kaybetmiş olsa da hala esnaflar tarafından çarşının hareketliliği devam ediyor.
 
HASAN PAŞA HANI
 
Girişte bizi yöresel şal, çanta, takı vb. eşyaları satan satıcılar  karşılıyor. İki katlı bir han ,aşağı katta çoğunlukla zengin ve güzel bir sabah kahvaltısı için rağbet gören kahvaltıcılar yer alıyor, şahsen ben kahvaltı yapmak için uygun bir yer bulamadım çünkü tıklım tıklımdı.
 
İnsanı rahatlatan tuhaf bir mekan  balkon kısmında cafeler de mekandaki tüm ayrıntıları görmek mümkündür. Özellikle yaz aylarının vazgeçilmezidir diğer tarihi yerlerde olduğu gibi burada da bazalt taşlar kullanılmış; bu yüzden yazın içi serin,kışın ise sıcak tutuyor. Odalarından biraz bahsedecek olursak arkadaşlarınız ile gidip fasıl yapabilirsiniz.
 
HZ.SÜLEYMAN CAMİİ
 
Benimde Diyarbakır’da olduğum zamanlarda uğramaya çalıştığım ve en sevdiğim camii olan Hz.Süleyman   Camii,çeşitli isimlerle halk arasında anılır bunlardan ilki ve en önemlisi Hz.Süleyman isminin takılmasıdır.
 
Hz.Süleyman isminin takılmasının nedeni; bu camii de şu andaki türbelerin yerinde yirmi yedi sahabeyle birlikte şehit düşmesidir. Neredeyse tamamı taştan yapılmış olan yapıda ise ilgi çekici bir diğer özellik süsleme özellikleriydi.
 
NEBİ CAMİ
 
Küçük bir camii gibi görünsede, kaynaklara göre yapı ilk yapıldığı dönemlerde çok geniş bir alan üzerine yayılmış bir halde üç bina şeklinde Şafiler kısmı, Hanefiler kısmı ve medrese olarak inşa edilmiş fakat  şafiiler bölümü ve medresenin bir kısmı mevcuttur. Hanefiler kısmı Şafiiler bölümünün doğusunda yer almaktaydı ve 1927 yılında çökmeye başlamış…Gazi caddesi genişletilirken  yol geçmesi için belediye tarafından minaresiyle birlikte yıktırılmıştır.  Minaresinde ve caminin değişik yerlerinde Peygamber Efendimizin (s.a.v)hadislerinin çokluğundan dolayı Nebi veya Peygamber Camii adıyla anılmakta.
 
ESKİ CEZAEVİ (SARAYKAPI CEZAEVİ)
 
Hatırlanması bile beni üzen bir yer…
 
Yapı isminden anlaşıldığı gibi Diyarbakır’ın en eski cezaevlerinden biridir,herhangi bir süsleme yoktur.
 
“Dünyanın en kötü 10 şöhretli cezaevi”arasında bulunuyor,12 Eylül  askeri yönetiminde işkenceye maruz kalan 34 kişi ölmüş,yüzlerce kişi sakat kalmış, 25 ağır darbeler sonucu;5’i açlık direnişi sonucu, 5’i kendini asarak, 4’ü kendini yakarak intihar ettiği cezaevindeki işkenceci görevlilerin hiçbiri ceza almamıştır. Ne acı değil mi ? Kusmuğunu yemek zorunda bırakılıyorsun ve sonunda ölüyorsun…
 
Size tek tafsiyem  Diyarbakır’ın her yerini gezin ama cezaevlerinden uzak durun görmek bile insanın yüreğini  sızlatıyo…
 
Toplam blog
: 5
: 387
Kayıt tarihi
: 22.12.16
 
 

Bingöl Üniversitesi Medya ve İletişim 2. sınıf öğrencisiyim.  TRT GAP DİYARBAKIR'da stajımı tamam..