Git artık Başkanlık makamını işgal eden adam!!

"Kendisini kovduran ilk başkan" olarak tarihe geçen Adnan Polat hakkında yazdığım son yazıyı “Galatasaray'ı çok sevdiği için Adnan Polat'ın böyle gitmesine çok üzüldüm..” diyerek bitirmiştim. (*) 

Yanılmışım..  

Meğer gitmemek için direnecekmiş! Şimdi de Bizans oyunlarına başladı.. 

Sportif başarıda kulübü dip yaptıran bir başkan olarak ayrılmak istemiyor, başkanlığının kalan son yılında -her ne pahasına olursa olsun- bunu unutturacak hamleler yapmak istiyordu. Bu nedenle de hırsı her şeyin önüne geçmiş durumda. 

Oyunda sürekli mızıkçılık yapan ve sonunda arkadaşları tarafından misketleri verilerek kovulan çocuk modunda..  

Dedim ya, yanılmışım.. 

Ben artık Adnan Polat’ın kendi çıkarlarını Galatasaray’dan daha çok sevdiğine inanıyorum! 

Başkanlığa gelmeden önce aynı zamanda Galatasaraylıların en sevdiği birkaç isimden birisiyken, neden “En çok oyu alan” başkandan “kovulan” başkana dönüştüğünü anlamak istemiyor! 

Sportif başarısızlığa takıldı kaldı. Oysa bugüne kadar hiç bir başkan Galatasaray'ın değerlerini böyle düşürmemişti. 

Fatih Akyel'i ve emre Belözoğlu'nu geri almak istemesi, Galatasaraylılara önce "mor", sonra "pembe" formaları "giydirmesi", dün kovduğu Necati'yi ve F.Tekke'yi "kurtarıcı" diye almak istemesi, U-17 maçında ufacık çocukların dövülmesi, Cemal Nalga skandalı, Fenerbahçe kulübünün kapı önüne koyduğu Colin Kazım'ın alınması, Adnan Sezgin’i tüm beceriksizliklerine rağmen herkesten öncelikli tutması, TT Arena'da "Ali Sami Yen" isminin bulunmasının becerilememesi gibi.. 

Kimsenin Galatasaraylıları bu kadar rezil etmeye hakkı yoktur! Düne kadar gelinen noktada, Galatasaraylılık yerlerde sürünmüştür! 

Stat açılışında yaptıkları ise tüm spor tarihe düşülmüş en büyük “Başkanlık rezaleti”dir! 

Şimdi bütün bu rezaletleri yapan kendisi değilmiş gibi “mağdur”u oynamaktadır. 

Direniyor.. Bin dereden su getiriyor.. 

Dua etsin, bulunduğu camia Galatasaray camiasıdır! Her şeye rağmen Galatasaraylı hala, onu değil, kulübünü düşünmekte ve kendisini zor zapt etmektedir. 

…………………….. 

Bakın Galatasaray Eski Divan Başkanı, Galatasaray Üniversitesi Eski Rektörü, Ceza Hukuku Profesörü Duygun Yarsuvat, Gazete Habertürk'e "Mahkeme 3 Mayıs'ta tedbiri kardırmazsa seçimi iptal etmek zorundayım. Yargıya nasıl karşı gelirim?" diyen Başkan Adnan Polat'a Ntvspor Radyo'da ne cevap verdi (**): 

"Olayların buralara gelmesine sebep, bizzat Başkan'dır. Çünkü Başkan, kendisine hukuk maskesini takarak, daha uzun süreler başkanlık yapmak istemektedir… Başkan'ın "hapis yatacağız" diye mazlumları oynamasına hiç gerek yoktur. Başkan, zaten mahkemeye müracaat edenleri kendisi seçmiştir, yakın arkadaşlarıdır... Yine Başkan, Dernekler Masası'na ihbarda bulunmuştur... 14 Mayıs’ta seçimin yapılması zorunludur. Zira Beyoğlu İkinci Asliye Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu tedbir kararı; idari ibranın iptal edilmesiyle ilgilidir. 

... 14 Mayıs’ta yapılacak olan genel kurul; ibra edilmemeden dolayı yapılacak genel kurul değildir, yönetim kurulunun, genel kurula gitmek amacıyla aldığı karar dolayısıyladır. Bu nedenledir ki Başkan da aday olabilirdi, Mehmet Helvacı da aday olmuştur. 3 Mayıs’taki davada eğer tedbir kararı kaldırılırsa Mehmet Helvacı aday olamaz, kaldırılmazsa Mehmet Helvacının da adaylığı devam eder. Ama her durumda seçim olur. Kimsenin de "tedbir kararını dinlemedi, genel kurul yaptı" demesi, Adnan Polat'ın bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması, söz konusu olamaz. 

Galatasaray'ı bu hale getirenlerden, Galatasaraylılar manen davacıdır, gayet üzüntü içerisindedirler. Hukuk mahkemeleri bitirilmiştir, savcılıklara işler intikal etmiştir. Bu, Galatasaray'a yakışmayan, Galatasaray'ı bilmeyen, kendi hırslarına esir olan insanların yapacağı şeydir. 

Galatasaray bir bütündür. O bütün, aklıselimin sahibidir. O bütün, oylamada ibra etmiş ya da etmemiştir. Bu bütün, Başkan'ın stadyumdan ayrılıp Galatasaraylıları terk etmesine kızmıştır. Bu bütün "herkesi tespit edip teker teker savcılığa vereceğim" demesine kızmıştır. Başkan bu yüzden, idari açıdan ibra edilmemiştir. Bunu anlayıp, susması ve bir köşeye oturması, olayların da yatışmasına, küllenmesine yardımcı olması gerekir. Ama o küllenmek üzere olan ateşi canlandırmıştır." 

Ağzına sağlık Sayın Yarsuvat. 

Bize Adnan Polat'ı eleştirdiğimizde kızanlara seslenelim: E biz ne demiştik? 

29 Mayıs 2009’dan beri defalarca yazdım, (***) Adnan Polat suçludur diye! Buralara kadar gelineceği o kadar belliydi ki. Yanıldığım tek nokta; her şeye rağmen Adnan Polat’ın Galatasaray’ı çok sevdiğini düşünmem oldu. 

Yanılmışım.. 

(*) blog.milliyet.com.tr/Kendini_kovduran_ilk_baskan__Adnan_Polat_/Blog/ 

(**) www.sporx.com/futbol/superlig/galatasaray/polat-mazlumlari-oynamasinSXHBQ231692SXQ 

(***) blog.milliyet.com.tr/Adnan_Polat_sucludur_/Blog/ 

FLAŞ NOT: Adnan Polat ve 10 yönetici mali kongredeki idari yönden ibra olmamanın iptali için dava açmışlar! Böylece tarihte ilk defa Galatasaray'ın bir başkanı, kendi kulübüne karşı dava açmış oldu. Yazık..