Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gitmek cesaret ister ufaklık!

Gitmek cesaret ister ufaklık!
 

alıntıdır


Film repliklerini okumak benim için kitap okumak kadar zevklidir. Dün akşam bir tanesini yine hayranlıkla dinledim. Rina filminde Erdal Tosun’un dizeleri öyle duygulara değiyordu ki, paylaşmadan geçemedim. Erdal Tosun;

 

Gitmek cesaret ister ufaklık!

Gideceğin yer neresi olursa olsun
Sevdiklerinle arana mesafe girince
Varış yerinin hiç bir anlamı kalmaz.
Vedalaşmakta zor iştir biliyor musun?
...Oturursun geminin kıçına.
Bakarsın sevdiklerine gittikçe ufalırlar ufalırlar kaybolurlar
O zaman anlarsın işte
Vedalaşmak asıl kalana değil gidene koyar.
100 defa söyledim sana hüzünlü değilim, mizacım böyle.
Bak şarabımla beraberim.
Çocukluğumdan beri hayaller kuruyorum
Şarabımdan ayrılmadan hem de.
Ben şarabımdan ayrılmıyorum.
O da bana bunca gidene rağmen hala hayal kurdurtmaya devam ediyor.
Ne olmuş yani büyük adam olamadıksa?
Hayallerimizi satmadık ya!”

Diyordu.

Daha sonra “gitmeyi” düşündüm. Bir yerden, birinden, bir şehirden.

 Hatta daha çok gittiklerimi düşündüm.  Gitmek yüktür aslında omuzlarda büyüyen.

Ve gerçekten cesaret istiyormuş bazen.

 

Büyük laflar etmeden önce bir hayli düşünmeli. Asla ile başlayan cümleler kurup, başımıza geldiğinde hay hay demek zorunda kaldığımız kaç olay yaşadık kim bilir. Karakterimizden ödün verecek şeyler olmasa bile, doğrularımızı değiştirmek zorunda kaldığımız, aslanın yerine “istemezdim, ama” diye kelimeler sıkıştırdığımız kaç cümlemiz değişti.

 

Bir zaman kınayıp eleştirdiğimiz, aklımızın almadığı olaylara bir zaman sonra “olabilirmiş” deyip, şaşkınlığın yerini rahatlık alalı çok oldu belki de.

Gözle görüp tanık olduklarımız, bizi eleştirenlerin gittiğimiz yolun takipçisi olduğu ve en önemlisi bizim istemesek de katlandıklarımız.

***

2010 yılıydı ve bir arkadaşımla telefonda konuşurken “bekara boşanmak kolay” demişti. Kızmıştım ama belli etmeden kapatmıştım telefonu. Ne kadar doğruymuş meğer. Gitmek hep kurtuluş gibi görünse de, kalmanın şart olduğu durumlar görüyorum. Kendimden, çevreden, yaşamdan.

 

Gitmeler ve kaçmalar hep anlık çözümlermiş meğer. Artık istesem de gidemiyorum. Kesip attıklarım bir tarafa, şuan benimle olan kimseden, hiçbir şeyden gidemiyorum.

***

Oysa ne kolaydı gemileri yakmak. Olmadı dediğim anda, oluruna bakmak. Beni rahatsız eden her şeyi ardımda bırakıp, yep yeni sayfalar açmak.

Zaman geçtikçe sorumluluğun olmasa bile kalmayı öğreniyorsun. Biliyorsun ki, ne gideceğin yer bulunduğundan sorunsuz çıkacak, ne de kaldığın yer gidebileceklerinin en mükemmeli olacak.

Kalmayı becerebildiğin gün, güçlenmenin ne demek olduğunu da öğreniyorsun. Zoru gördüğünde, sorunu hissettiğinde çözüm sandığın gitmenin bir kaçıştan ibaret olduğunu anlıyorsun.

Ne zaman ki, başa çıkmayı öğreniyorsun, işte o zaman hayatı da öğrenmiş sayılıyorsun.

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..