Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Gitmek yok...

Gitmek yok...
 

Gitmem. Gitmeyi öğrenemedim ben. Vazgeçmem. Vazgeçmeyi bilmem. İhanet etmem. İhanet etmeyi bilmem. Kandırmam. Kandırmak için yeterince kötülük öğrenmedim ben. Şarkı söylemeyi karanlık öğretmiş olsa da, hep umut, aşk, sevgi, özlem dolu şarkılarım var benim, içimi aydınlatan.

Dans ruhumun ritmidir, isteksizce hiç bir sebep için kıvırmam, kıvırmayı beceremem. Suskunluğum, sessizliğim, hayatı getirdikleri ile  kabullenişimdendir. Asilik yapmam. Asaletimle kabul eder, kimsenin insanlığımla oynamasına izin vermem ben. Benim dilim, bana göre sevişlerim, bana göre hislerim var. Kimseye göre hissedemem. Kaybetmem. Kayıp olmam da. Hibe ederim, heba etmem.

Pişmanlar ordusunun keşkeli cümlelerini sahiplenmek istemiyorum. İnşallahlarım da yok artık. Olursa, gelirse benimdir, giderse yine bendedirlerim var. Tesadüfen karşılaşılmayan varlıklar ile öğrendim hayatımı. Bir köpeğin yanıma gelmesinin bile bir sebebi var. Uslanmadım. Olgunlaşmadım. Kendimi sakladığım yerden keşfettim yalnızca. Ete kemiğe bürünenlerin içindeki insansızlıkları görüyorum. İnsansızlıklar içinde ne kadar da zorlandıklarını, yorulduklarını  izlemek bile yoruyor beni. Hayatı karmaşıklaştırmadan, tüm durağanlığı ile yaşamanın sakinliğini tadıyorum.ımg_20160306_090124.jpg.jpg

Tüketilen insanlıkları izliyorum. Libido için harcanmak istenen ruhların, bedeni araç olarak kullanmalarını izliyorum. Bencilliklerinden leş kokan insan siluetinde yaşayanları, kendinden başka hiç bir varlığa değer vermeyen hiçleri görüyorum. Şükrediyorum. Onlar zihnin pisliklerine itaat ederken, hayatın güzel olan yanlarını, temizliğini ıskalıyorlar ve pişmanlık kuyusunda karanlıkta yaşıyorlar. Temizim. Şükürler olsun ki temizim. İnsan olmayı başarabilen bir varlığım.

Aşk sa en temizinden, tutkulusundan, benzersizinden yaşıyorum, dostsa en menfaatsizinden, en yakınından, kenarından kıyısından değil, ta içimden tüm samimiyetimle, beklentisiz, yaratılanın kutsallığına saygıyla yaşıyorum. Zıt kavramları hayatımdan çıkartabilmenin peşindeyim. İyinin olmadığı yer kötüyse, kötüye ihtiyacım olmadığını bildiğim için adını anmamayı öğreniyorum. Sakin adımlarla ruhuma yakınlaşıyorum. Zihnimi insanlığımı şekillendirmek için kullanmamayı öğrendim. Kendime yakınım. Kimsenin hayatına eşlik etmiyorum artık. Kendiminkiyle meşgulüm.

Terk etmiyorum. Terk edilmek ne demek iyi biliyorum. Terk ettiğini sanan, arkasını dönüp giderken bir başlangıca neden olduğunu bile bilmiyor. Geride kalan için yeni bir hayat başlıyor. Her seferinde bir öncekinden daha fazla arınmış ve güçlü yaşıyorsun. Kırıldığı yerlerden yeni filizler çıkartıyor, kendi köküne daha da bağlanıyorsun aslında. Kendini sevmeyi unuttuğunu anlıyor terk edilen. Sırf bu yüzden bile tesadüf değil, sebeplerle dolu bu hayatın içinde olduğunu fark etmeli insan.

Affetmediğin, kin duyduğun, artık sevmiyorum dediğin insanlarla geçmişine bir bakar mısın? Sırf senin istemediğin, sana benzemeyen, sana göre olmayan bir gidiş için yaşanan onca anı çöp mü olmalı şimdi? Sen adını aşk koydun diye o da sana aşk mı demeli mutlaka? Bu menfaat olmaz mı? O sana bana aşk de demedi ki? Sen istedin diye aşk oldu o. Sen istedin diye kötü ve terk eden belkide. O kendisi için ne istedi sordun mu hiç? Kim suçlu? Kim cezalı? Ceza nedir? Senden bir tane dahası yok anlıyor musun? Ondan bir tane daha olmadığı gibi gerçek bu işte. Kabul et. Sadece benzeriz, yakınız ve birbirimize ihtiyacımız var. Asla aynı olamayız. Aynı olmayı bekledikçe kaybedenlerdeniz.

Sen sev istediğin kadar, kendince sev. Bırak o da kendince yaşasın her ne yaşayacaksa. Ben gitmem. Gidemem. Hiç kimseden gitmem. Unutamam. kötünün olmadığı anıları da en acıklı olanları da kendim yaratıyorum. İzin veriyorum. Tercih ediyorum. O halde gitti diye gitmek neden? Bırak sen de istediğin gibi yaşasın. Beden gider, anı kalır.

Ben yine sendeyim. Olduğum yerdeyim. İkimiz de ayrı yönlere yürümeye başladığımızdan beri her yeni günün getirdiklerini yaşarken ben yine sendeyim. Bana yaşattıkların, hissettirdiklerin, kattıkların için teşekkür ederim. Yaşadığını anlaması için bir insanın gerçekten yaşaması lazım. Hayata eşlik etmek, yaşamak değil.

Sen git, ben buradayım diyebildikleriniz olsun…

 
Toplam blog
: 158
: 253
Kayıt tarihi
: 22.08.15
 
 

Karşı kıyıdan kendi topraklarına geri dönmüş bir ailenin İstanbul'daki bolca edebiyat kokan evinde ..