Gizli görüşme

Mir Dengir Fırat’ın terör ve Kürt sorununa çözüm konusunda 12.8.2009 tarihli Milliyet, Devrim Sevimay’ın sorularına verdiği yanıtta, “Birbirimizin ne konuştuğunu duymak için önce silahların susması lazım. Silahların susması ne şekilde olabilir? Mesela, PKK Türkiye’den kendi kamplarına çekilebilir. Bu çekilme süreci içersinde Türk Silahlı Kuvvetleri buna imkân verir. Yani, çekilmeyi kolaylaştıracak ve doğrudan üstlerine gidecek eylemlerden kendini geri çeker ve bu konuda yardımcı olur. Bence devletin böyle bir konuda samimi olduğunu ortaya koyması gerekir ki, bu da Sayın Sönmez Köksal’ın size söylediği gibi gizli görüşmelerde yapılabilir, belki de yapılıyordur, bilemiyorum” diyor.

Fırat, açıklamasının başka bir bölümünde de, ”terör sorunu ile Kürt sorununu bir birinden ayırmak uzun zaman alacaktır. Üstelik bu sorunun bitmesi bir çok menfaate dokunacağı için, ben provakasyonların devam edeceği kanısındayım, terörden ziyade milyonlarca Kürdün kendini eşit olarak algılaması sorunudur."

Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği Anadolu’ya göz dikenler çok olmuş ve bu nedenle Türk halkının mücadelesi hiç bitmemiştir. Anadolu’ya verilen sıkıntı bazen açıktan, bazen gizliden sinsice sürmüştür. Durumun şekline göre; Anadolu’ya kah doğrudan müdahale edilmiş, kah iç isyanlar çıkartılmış ya da kardeş kavgaları körüklenmiştir. Şimdi de etnik kavgalar körüklenmektedir. Anadolu mücadelesi hiç bitmemiş ve bitmeyecektir.

Anadolu, bilindiği üzere, aynı zamanda doğuyu batıya, batıyı doğuya bağlayan geçiş köprüsüdür. Bu köprüden esrar geçer, eroin geçer, morfin geçer, silah geçer. Büyük rant kavgacıları ve onların işbirlikçileri bu köprünün güvenlik içinde olmasını istememektedirler. Çünkü, güvenlik içinde ve emniyet kontrolü sağlanmış bir güzergah veya köprü üzerinden yapılan illegal ticaret güçleşecektir.

Sorun her Kürt vatandaşının kendini bu ülke vatandaşı olarak algılayıp algılayamadığı sorunudur. Vatandaşın temsilcileri olduklarını iddia edenler, gerçekte ne derece temsil etmektedirler. ”Yolun şu tarafı A partisine, bu tarafı da B partisine oy verecek“ diyerek bunu hiç firesiz sağlayan görüş veya düşünce ne derecede “demokratik” olmuş sayılır?

Terör, uzun bir süre içinde kendine uygun çok adam yetiştirmiştir.Terör, bugün ülkemizde Kürt etnik milliyetçiliği üstüne yarın başka konu üstüne kullanılacaktır. Terör , günümüzün en etkili savaş aracıdır. Ülkemizde bu gün PKK, dün başkaları vardı. Yarın da bir diğeri olacaktır.

Uluslararası terör, etkisini en güçlü şekilde, Amerika’da 11, Eylül ile göstermiş, dünya politik hesapları alt üst olmuştur. Böyle olmasına rağmen bunu bazı ülkelerin hala anlamamazlıktan gelmesi ayrı bir yanlışlık olup, terör konusundaki davranış ve kararların samimiyeti üstüne kuşkuları artırmaktadır.Uluslar arası anlamda, taraflar bu konuda kendini akıllı, karşı tarafı aptal görme huyundan vazgeçmelidir.

İş, senin teröristin, benim teröristim havasına girmektedir.Oysa, defalarca görüldüğü gibi, senin sandığın terörist, bir gün, kendi kucağına ateşi bırakacağı kuşku götürmez bir gerçektir.

Terörle pazarlığa oturmak, gizli görüşmelerde bulunmak, tavizler vermek ne derece anlamlı olur düşünmek gerekir.