Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Felsefe
 

Gnostisizm

Gnostisizm
 

"Gerçek Gnostikler Tanrıyla birdir". İskenderiyeli Clemens

Terim, eski Yunancadaki “sezgi veya tefekkür yoluyla edinilebilen bilgi”, “tinsel ya da tanrısal Bilgi” anlamındaki “Gnosis” sözcüğünden türetilmiştir. Gnostisizm “bilgi ile kurtuluş” öğretisidir. “Gnostik” sözcüğü sezgisel bilgiyi tarif etmektedir. Kişinin, gönül gözünü dünya gerçeklerine açması, kendini tanıması, bilmesi ve bilim yolu ile aydınlanması anlamlarını taşır. Tanrı'ya giden yola ait bilgileri tespite öncelik vermiştir. Bilgi, gerçeğin, hakikatin, Yüce Varlığın bilgisidir. Çeşitli gnostik kaynaklarda, “kuşta”(hakikat) olarak adlandırılan bu bilgi, hakikatin kavranılmasını, Yüce Tanrının bilinmesini sağlar.

Bu açıdan hareket edildiğinde “gnostik” sözcüğü, temel düşünce yapısı itibariyle, mutlak bilgiye ulaşmanın sezgi ve basiret yolu ile mümkün olabileceğini iddia eden ve antik yunan felsefesi ile Hıristiyanlığı kaynaştırmaya çalışan düşünürlere verilen isim olarak tarif edilmektedir. Gnostikler, gerçekte gizemcidirler ve tüm dogmaları, salt gerçeğe ulaşma yolunda yetersiz ve engelleyici bulurlar.

Gnostisizmin İran, Eski Yunan, Eski Mısır, Babil ya da Yahudilik kaynaklı olabileceğine ilişkin çeşitli teoriler bulunmaktadır. Gnostisizmin temel öğretileri arasında; ışık ve karanlık, iyilik ve kötülük arasındaki düalizm, ruhun ilahi evrene ait olup yeryüzünde beden içerisinde hapishane hayatı sürdüğü, kurtuluş fikri mevcuttur. Gnostisizm, eski Mısır ezoterizmini, eski Yunan ezoterizmini (Platon, Pisagor), İbrani tradisyonlarını, Zerdüştçülüğü ve Hıristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, felsefeye verilen addır.

Üç büyük dinin batın yönünü inceleyen Kabalacılar, Gnostikler ve Tasavvuf Erbapları özde birbirine çok yakındırlar. Kimilerine göre; Kabala Musevilik içinde, Tasavvuf İslam içinde bir mistik hareket iken Gnostisizm hem Hıristiyanlık içinde bir mistik hareket hem de Hıristiyanlığın dışına çıkan çeşitli mistik gruplara işaret etmekte kullanılan bir terimdir. Gnostik inanca göre, bilinmeyen mükemmel bir “Temel İlk” vardır. Bu “Temel İlk”, “Sınırsız Baba” diye tanımlanan “sevgidir”. Gnostiklere göre Tanrı mükemmeldir. Madde ise kötü ve kusurludur.

Gnostik düşüncede insan, üç unsurdan, ruh, beden ve nefsten oluşur. Gnostiklere göre beden içerisinde ruh, hapishanedeki bir tutsak gibidir. Ruh, aslî vatanı olan ilâhî âleme geri dönebilmek, oraya yükselebilmek için özlem çekmektedir. Gnostiklere göre ilâhî âlemin bir parçası olan ruh, ölümsüzdür.

Marifet veya irfan anlamındaki “Gnostisizm”, Aziz Paulus’un oluşturduğu teslisci Hıristiyanlığa karşı gelişmiş mistik inanç sistemi ve akımlarının genel adı olarak da adlandırılır. Hz. İsa ile anılan “suyun şaraba dönüşme mucizesi” ile sıradan bir insanın, inisiyasyon yolu ile ileri tekâmül evresine geçmesini ve Tanrı'nın krallığına kabulü betimlenmektedir. Hz. İsa, dünya gerçeklerine gönül gözü kapalı olan geniş kitleleri “ölü”; belirli bir eğitim seviyesine gelmiş ve tekâmül merdivenlerinde çıkmakta olan azınlığı ise “yaşayan” olarak nitelendirmiştir.

Hz. İsa, inisiye ettiği müridlerine şöyle der:

“Size, cennet krallığının sırlarını anlama imkânı verildi. Oysa onlara verilmedi.”.

“Gnosis”, insanın tinsel kurtuluşunu sağlayan bir bilinçlenme tarzıdır. Gnostikler, Gnosis’in bir “öz-bilgilenme” yani insanın kendini tanıması olduğunu, ancak aynı zamanda da “insanın içindeki ruhun tövbesi ve kurtuluşu” anlamına geldiğini söylerler. Gnostikler, insanın kendisini tanımasının doğrudan kişinin kurtuluşunu ve günahlarından arınmasını sağladığını düşünürler. Gnosis “kendini bilmek, Tanrı’yı bilmektir” tanımına odaklanır. Gnosis’e ulaşan kişinin “artık bir Hıristiyan değil, bir İsa olduğu” söylenir.

Gnostik inanç ve öğretilerin temelinde üç vazgeçilmez unsur bulunur: Işık kültüne dayalı bir yüce varlık inancı vardır. Çoğunlukla ilâhî âlem bir “Hayat Ağacı” tiplemesiyle tasvir edilir ve zıt ilkeleri içeren bir düalizm anlayışı vardır. Gnostisizm, diyalektik bir felsefedir. Varlık âlemi; iyi ve kötü, ışık ve karanlık, ruh ve beden gibi zıtlıkların buluşma ve çatışma alanıdır. Gnostisizm, ezoterizmden etkilenmiş bir akımdır. Hıristiyan dogmatizmine karşı doğu mistisizmi, antik Yunan mitolojisi Platon felsefesi ve teozofiden etkilenmiştir.

Gnostisizm, kimi kaynaklara göre önce Babil’de ortaya çıkmıştır. Esseniler’in de Gnostik oldukları ileri sürülmüştür. Maniciler gibi Gnostikler de iyi ve kötünün sürekli bir çekişme içinde olduğuna inanırlar. Gnostikler için, kendini tanımak, doğayı sevmek ve doğal bilimlere saygı duymak Tanrı’ya giden doğru yolu oluşturur. Bu nedenle Hıristiyan Gnostikler, İsa’yı bir tanrı olarak değil, Tanrı’ya ulaşan yolu gösteren bir insan olarak kabul ederlerdi. Hıristiyan Gnostikler İsa’nın dirilişini, yalnızca tinsel bir yeniden doğuş olarak değerlendirirler.

Hermes (Thot) diyor ki: "Tanrının yaptığı her şey tanrının kendisidir. Bütün nesneler canlıdır. Tanrı her şeyin tek ve bir olan hayatıdır. Yükseklerde ve enginlerde bütün dünyayı araştır. Yalnız iki şey bulacaksın: Yaratan ve yaratılan". Bu iki unsur da aslında bir bütünün iki öğesidir. Birbirine bağlıdır. Tamer Ayan’ın dediği gibi: “Thot'un(Hermes) terziliği, tasavvuf ve gnostik öğretilerde dış anlamıyla değil, daha çok iç anlamıyla benimsenmiştir; yani o insanlara "inisiyasyon" yoluyla hal elbisesi giydirmektedir.”

Gnosis, insanın Tanrı’yı, O’nun gizlerini ve yaratılışın gizemlerini tanıması arzusundan doğar. Gnostisizm bazılarına göre bir tür “Hermetizm”dir. Gnostikler, tıpkı Tasavvuf ve Kabala gibi dinsel anlatım ve yazıların, ilk bakışta görüldüğünden daha derinlerde, sözcüklerin ve metin yapısının içine gizlenmiş anlamlar içerdiklerine inanarak araştırırlar. Gnostikler kendi içlerinde bulunduğuna inandıkları tanrısallığı aramaktadırlar, kendilerini aydınlatmanın çarelerini ararlar.

Gnostikler: “Önce ölüp sonradan dirileceklerini söyleyenler yanılıyor. Yeniden doğuş, hayatta iken yaşanmalıdır.” der. Gnostik İncil, “yaşarken dirilmek” tezini savunur. Sufîler de Hz. Muhammed'in “Ölmeden önce ölün. Hesabınız görülmeden, hesabınızı görün” dediğini söylemektedirler.

Gnostisizm, Tanrı-Evren-İnsan üçlüsüyle ve bunların aralarındaki ilişkileriyle ilgili özgün kutsal ezoterik bilgilerle açıklama yöntemini benimseyen geleneksel bir özel dinî ve felsefi ekoldür. Hermetizm ve Maniheizm gibi Sabiilik de Gnostik inanç grubuna dâhildir. Gnostik inanç sistemlerinin belirgin özelliği inancın dışa karşı gizlenmesi kuralıdır. Gnostikler, İsa'nın cisimlenmiş bir Tanrı olmadığını savunmuş ve onun tüm doğa biçiminde maddeleşmiş olduğuna inanmışlardır.

Süleyman’ın Mühründeki iç içe iki Delta’dan, tepesi aşağı olan Tanrı’yı, yukarı doğru olan insanı simgeler. İki delta birbirinin aynada yansıması gibidir, Gnostisizm ve Hermetizm bunu “As above, same below” (Yukarısı aşağısı gibidir) şeklinde yorumlar.

Gnostisizm’e göre; insanoğlunun madde dünyasındaki ölümlü yaşamında karşısına çıkan amaç, içindeki tanrısal kıvılcımın farkına varabilmek ve yaşamakta olduğu madde dünyasının tutsaklığından kurtulmaya çalışmaktır, diğer bir deyişle farkındalık halinde kavrama aşamasına geçebilmektir.

Ezoterik-inisiyatik sistemlerde hiçbir önyargı ve “bu budur” yoktur. İnisiyasyon, Tanrıya inanan bireylere, her soruyu kendi vicdanlarında cevaplandırmayı öğretir. Bu yolda hiçbir dogmaya, hazır formüle yer yoktur. Herkes kendi vicdanı ile baş başadır ve sorularını, aklı ve sezgisi yardımıyla, başkalarının cevaplarını kullanmaksızın, kendi başına çözmek durumundadır. Bu; zor ve meşakkatli bir “kâmil insan olmak” yoludur. Kendini hiçbir öğretiye saplanıp kalmadan ama hepsinden faydalanarak özgürce gerçekleştirebilmenin yoludur.

''Mithra Ayini” adlı Gnostik-Hermetik metinde şu sözler yer alır:

"Bugün, senden yeniden doğan kişi, ölümsüzlüğe kavuşan sayısız kişilerden biridir... Yaşam veren doğumun yinelenmesi için yeniden doğan..."

İçsel yolculuğumuzda, Tanrı aydınlanma yolcularının ve ışığı arayanların yolunu aydınlatsın...

Işık her yöne yayılsın...

Berk Yüksel

Faydalanılan Kaynaklar:

Thamos: “Gnosis”

Thamos: “Gnostikler”

Tamer Ayan: “Merdiven”

Halit Kakınç (Çeşitli makaleler)

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..