Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '06

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Gören kalbin görmeyen gözleri...

Gören kalbin görmeyen gözleri...
 

Aynı iş yerinde çalıştığım ve aynı çevrede oturduğum için her gün görüyorum onu. Onu görmek, yaşama sıkıca tutunmasına şahit olmak bana hep güç veriyor. Bembeyaz saçlı, gülümseyen değil ama gülümsemeye çalışan tertemiz bir yüzle her gün annesi koluna girip servise bindiriyor onu. Babası??? Annesi olmasa ona ne olacak? Peki ya o olmazsa annesi ne yapacak? İyi bir işi var oğlunun, lojmanda oturtuyor annesini.

Önde oturma meraklılarından biri ön koltukları işgal etmediyse ve yalnızsa köşeye sinip oturuyor, pencereden ‘bakıyor’. Arkadaşlarından biri varsa yanına oturan, herbir maçtan ve futbolcudan önünü alamadığı bir sohbete giriyor. Öylesine canla başla futboldan bahsediyor ki, anlattıkları karşısında heyecan duymamak mümkün olmuyor...

Bedeni o kadar kırılgan ve zayıf ki, yürüme değneğini kullanamıyor, dengesini sağlayamıyor. O yüzden servise kadar olan yolda birilerinin insafına kalmış koluna girmek; çünkü o yardım istemez, açar değneğini zigzaglar çizerek azimle yürür. Düşe kalka, ama yürür...

Koluna girdim, nasıl olduğunu sordum. ODTÜ İktisat’ı bitirmişti o da, hocalardan bahsettik. İşten bahsettik, hayattan... Ne zaman vardık servise, anlayamadık. Davranışları içten, algıları sonuna kadar açıktı. Genel kültürü, çalışma azmi, yaşama sevinci... Şapka çıkardı ruhum, beynim gördükleri karşısında. Arkadaşlığımız da böyle başladı.

Geçen sene metroyu beklerken rayların üzerine düşüp kırılgan ve güçsüz bedeninde kırılmadık nokta bırakmadı ve aylarca gelemedi iş yerine. Yerine koymaya çalıştım kendimi, karanlıklar içinde yürürken yuvarlanıvermek boşluğa, incecik kemiklerinin demirlere çarpıp çatırdaması... En çok da ruhunun çaresizliği... Zorunlu kabulleniş... İnanılmaz bir yaşama tutunuş; sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle, en önemlisi iç huzurla...

Onun için gölgeler, karartılar yok, koskoca bir karanlık var; ama içinin aydınlığıyla, zekasının pırıltısıyla ve arkadaşlarına sunduğu sıcacık sohbetlerle aydınlık aralıyordur belki bu kara perdeleri. Gözleri hiç görmüyor ama kocaman kalbi görüyor her şeyi, biliyorum...

Gören kalbin görmeyen gözleri bana hep bir şeyler gösterdi. Gören; ama bakmayan gözlerle dolu hayat ve görmeyen kalplerle...

Blog Foto: Callahan

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..