Görünen köy

Yeni anayasa konusundaki çalışmalara ve iktidarıyla muhalefetiyle mecliste bulunan tüm partilerin gayretli bir işbirliğine girdiklerini de görünce insanın ister istemez gözleri yaşarıyor.

Yaşarıyor ama bunun nedeni bazılarının söylediği gibi, yıllardır böyle bir işbirliğine muhtaç olmamızın şimdi gerçekleşmesinden dolayı değil…

Sadece üzüntüden…

Genel olarak bakıldığında tüm partilerin bu konuda işbirliği içinde olduğu görülüyor ama hani insan haliyle dayanamıyor…

Keşke partilerimizce çok daha önemli konularda böyle bir işbirliği yaşanabilseydi ama ne yazık ki olamadı…

Örneğin: hani şu son günlerde birbiri ardına yağmur gibi yağan zamları görünce…

İçlerinden en azından biri tarafından, enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı önlemler önerilseydi…

Denilseydi ki:

Elektriği kendi kaynaklarımızla üretelim. Kendi linyitimizi, termal enerjimizi, barajlarımızı, rüzgârımızı, güneşimizi kullanalım…

Ama böyle bir öneri yapılmadı…

Ulaşımda karayolları politikasına son verelim. Tüm gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi demiryollarına ağırlık verelim…

ABD’de bile demiryollarının taşımacılık içindeki oranı yüzde 40,çok gelişmiş Japonya’nın yüzde 50…

AB ülkelerinde bile yüzde 20’nin altında ülke yokken, bizde neden hala yüzde 4…

Biz dünyanın en zengin ülkesi miyiz denilseydi…

Ülkemizin geleceği açısından çok yararlı bir iş yapacaklardı ama böyle bir durum da gerçekleşmedi.

Tekel’i satmayalım içilecekse kendi sigaramız, içkimiz içilsin paramız yabancı ülkelere gitmesin, başka ülkelerin çiftçi ve işçileri değil, kendi çiftçi ve işçilerimiz kalkınsın denilseydi de olacaktı ama bu da olmadı…

Hani tüm bunları demediniz şeker fabrikaları konusunda işbirliği yapılsaydı…

Kendi çayımızı kendi şekerimizle tatlandıralım. Elin GDO’lu mısırından elde edilen şeker ülkemize girmesin, diyebilselerdi belki başarabilirdik ama yapılmadı…

Aynı şeyi ülke ekonomisi için pek çok konuda söyleyebilmek mümkündü…

Tarımda dışa bağımlılık azaltılsın, hayvancılık geliştirilsin de denilebilirdi…

Hatta

Yabancılara satılan tüm stratejik kaynaklarımız geri alınsın gibisinden sözler de söylenilebilirdi…

Ama söylenmedi…

Bu saydığım konular üzerine bırakın mücadeleyi en küçük bir öneride bile bulunulmadı…

Ülke ekonomisinin yıkılmasını el birliğiyle onayladılar…

Emperyalizmin özelliğidir…

Ülkeler önce ekonomik olarak yıkıma uğratılır, halk yoksullaştırılır ki, böylece çok kolayca etnik ve dinsel kimlikler temelinde birbirlerine düşman edilebilsin…

O halk asla birleşip emperyalizme karşı koyamasın…

Yani gerek bu güne kadar yapılan özelleştirmeler, gerekse etnik ayrışma projelerinin tamamı, anayasa değişikliği de dahil olmak üzere ABD ve AB tarafından dayatılmaktadır…

Bunların tamamı ABD ve AB projesidir…

Hedeflerinin başına bağımsızlığı değil de, ABD ile işbirliğini ve AB’ye girmeyi koyanların asla çözüm yolları da bulunmamaktadır…

06–10–2011

Nusret KEBAPÇI