Göstermelik gecekondu ziyareti

Selamlar,

Oturdum yine bilgisayarın başına. Bir süredir yazmak istediğim bir konu vardı. Sanırım şimdi zamanı geldi.

Biliyorsunuz, kısa bir süre önce Chp'li Kılıçdaroğlu bir gecekondu ziyareti yaptı. Keşke gecekondu ziyaretleri ile bu işler yürüse... Chp gecekondu ziyareti yaptı yapmasına da bu işi yüzüne gözüne bulaştırdı be arkadaşlar. Yok birpartilinin bir yakınıymış vesaire vesaire... Yani koskocaman bir parti böyle bir amatörlüğü nasıl yapıyor anlayamıyorum. Bir muhalefet partisi nasıl bu kadar koordinesiz hareket edebiliyor gerçekten anlamak çok güç...

Yani gecekondu ziyareti yaptınız, yanlış anlaşılmalara falan yol açtınız ama durum bu kadar basit değil maalesef. Bizim ülkemizde hayat bu kadar basit değil. Her gün 1 gecekondu ziyareti yapsanız yılda 365 gecekondu yapar. Oysa memlekette onbinlercesi var. Gerçek sorunlar, gerçek dertler keşke bu kadar kolay çözülebilse. Halk ile barışmak keşke bu kadar kolay olabilse.

Deniz Baykal grup toplantılarında akıcı konuşmalar yapıyor. Muhalefet görevini grup konuşmalarında, meclis içerisinde yapmaya çalışıyor. Lakin, keşke bu akıcı konuşmaları halkın içerisininde de yapabilse. Hani nerede chp yönetimi, nerede chp teşkilatları, ufak çabalar ile, göstermelik ziyaretler ile bu işler nasıl yürüyecek.

Chp nin küskün sayısı kaç milyona ulaştı bilemiyorum. Bu insanlar ile barışmak için bu parti ne yapıyor, nasıl bir çaba sarfediyor gerçekten merak ediyorum. Ana muhalfet liderinin önünde belki son 30 yılın en büyük fırsatı var. Şu an ülke kan ağlıyor. İşsizlerden bir ordu oluştu. Akp, dün simit satan ama bugün jipe binen bir tabaka yarattı. Yandaş medya, yandaş olmayan medya kavramları daha koyu renkler ile yazılır oldu. Kabinenin girişimci çocukları genç yaşta servet sahibi oldular, patron oldular. Hükümete yakın olan, birçok sektörden farklı farklı şirketlerin, daha düne kadar adları duyulmamışken, tek bir referansları yokken, bugün nasıl ihaleler aldıklarını ben demiyorum medya diyor, yazıyor (tabi her medya organı diyemiyor).

Başbakan sanatçıları topluyor ve açılımı anlatıyor. Düğün yemeği gibi. Oraya giden kaç sanatçının açılımdan haberi var, kaçı hakikaten sanatçı, kaçı bu ülkenin dertlerinden haberdar bilemiyorum. Yani orada olması gerekenler gerçekten Demet Akalın, Nihat Doğan, Ferdi Tayfur gibi insanlar mı...??? O toplantıdan sonra çıkışta konuştu bu insanlar ve neler konuşabildiklerini, konuşmayı ne kadar bildiklerini gördük hep beraber...

Başbakan, "bu yazara kalemi sen verdin, yeri geldimi yol göstermesini de bileceksin" diyor medya patronlarına. Çok kötü bir durum anlayacağınız. Aydın Doğan örneğini gören medya patronu vergi sopasının boyunu hemen ölçmüştür tabi.

Şimdi böyle bir ortamda, muhalefet partileri ne yapıyor. Parti binalarına, meclis odalarına tıkılıp, oradan da siyaset yapmaya çalışıyorlar.

Halk yok, yine yok, yine yok...

Halktan haberleri de yok.

Sevgiler